Logo

1. Hukuk Dairesi2023/384 E. 2023/935 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mera olarak sınırlandırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın meradan açma yapılarak zilyet edildiği, meralar üzerindeki zilyetliğin hukuken bir değer taşımadığı ve taşınmazla mera parseli arasında ayırıcı bir unsur bulunmadığı gözetilerek, mahkemenin zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davayı kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasında görülen Tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; Selim ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 0 ada 271 parsel sayılı taşınmazın dedesi ...'dan babası ...'e, babasından sonra da kendisine intikal ettiğini ve bu taşınmazı 60-70 seneden beri kullandıklarını, ancak kadastro çalışmalarında söz konusu taşınmazın gerçekte 25-30 dekar olmasına rağmen 4 dekar olarak tespit edildiğini ve arta kalan kısmın ise 406 ve 396 nolu mera olarak tapuya tescil edildiğini, yanlış ölçümler nedeniyle tesis edilen tapu kayıtlarının iptali ile 271 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Köy Tüzel kişiliği temsilcisi, duruşmada alınan beyanında dava konusu edilen taşınmazın mera ile ilgisi olmadığını, evveliyatından beri davacı ve dedelerinin burayı tarla olarak kullandığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, deliller, mera vasfının araştırılması için belirlenen ilke ve esaslar doğrultusunda yapılan araştırma, keşif ve tüm dosya kapsamından dava konusu taşınmazın öncesinde mera niteliğindeki yerlerden olmadığı, alınan tahsis ve bu doğrultuda yapılan kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile,

1- Kars ili, Selim ilçesi, ... köyü 406 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişisinin 16/09/2013 tarihli krokisinde kırmızı renk ile taralı A harfi ile gösterdiği 20.268,08 m²'nin 406 parselden ifraz edilerek aynı adanın son parsel numarasından sonra numara verilmek sureti ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,

2-Kars ili, Selim ilçesi, ... köyü 396 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının talebinden vazgeçmesi, ayrıca fen bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği kısmın 406 parsel içerisinde kaldığı anlaşılmakla 396 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. BOZMA VE BOZMA SONRASI YARGILAMA SÜRECİ

A. Yargıtay Bozma ilamı

1.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 28/04/2016 tarihli ve 2016/4052 E., 2016/4884 K. sayılı kararıyla; “...öncelikle davacı adına kayıtlı 271 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 1937 tarih 127 sayılı vergi kaydı, bu taşınmaza komşu parsel tutanak ve dayanakları ile dava konusu 406 parsel sayılı taşınmaza komşu taşınmazların tapu kaydı ve kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet eden, elverdiğince yaşlı şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişiler marifetiyle 271 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören vergi kaydı uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, hangi tarihten beri ve ne şekilde, kim veya kimler tarafından kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı, zilyetliğin nasıl intikal ettiği, taşınmazın öncesinde mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmazın dava konusu edilmeyen kısmı ve bitişik 396 sayılı mera parselinden ne suretle ayrıldığı, mera parselleri ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı gibi hususların saptanması gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla, davacının ve eklemeli zilyetinin dava konusu taşınmaza 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde aranan şartlarla, ekonomik amaca uygun ve en az 20 yıl malik sıfatıyla zilyet oldukları, dava konusu taşınmazın kadim mera olmadığı, nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olduğu gerekçesiyle

1-Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile,

Kars ili, Selim ilçesi, ... köyü 406 parselde kayıtlı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 16/09/2013 tarihli rapor krokisinde A harfi ve kırmızı renk ile taralı şekilde gösterilen 20.268,08 m²'lik alanın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve 406 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile aynı adanın son parsel numarasından sonra numara verilmek suretiyle davacı ... oğlu, 1975 doğumlu, ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ifrazdan geriye kalan kısmın 406 parsel numarası ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; toprak tevzii çalışmaları ilgili parselin hazine adına tescil edildiği tablendikatiflerin esas alınmadığını, belirtmelik tutanaklarının getirtilerek belirtmelik bilirkişilerinin hayatta olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, taşınmazın davacıya nasıl düştüğü, başka mirasçıları olup olmadığının tespit edilmediğini, ... fotoğrafları incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, mera olarak sınırlandırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerinin ilgili kısımları sırasıyla şöyledir: "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

"Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesinin ilgili kısmı şöyledir: "Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler."

3. Değerlendirme

1. Çekişmeli 406 parsel, 43.000 metrekare senetsizden mera vasfıyla, davacı adına kayıtlı bulunan 271 parselin miktar fazlası olarak köy orta malı olarak sınırlandırılmıştır.

2. Mahkemece, dava konusu edilen taşınmaz bölümü hakkında davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, mera olarak sınırlandırılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, taşınmazın kadim mera olmadığı tespit edildikten sonra da 3402 sayılı Kanun'un 14. ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Somut olayda; komşu 188 parselin vergi kaydının çekişmeli taşınmazı otlak okuduğu, keşif gözleminde taşınmazın mera parseline doğru genişletildiği, keşif tarihi itibariyle de mera parseline doğru genişletilmeye devam edildiği, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın mera olmadığına ilişkin beyanlarının bulunmadığı da gözetildiğinde çekişmeli taşınmazın meradan açma yapılarak zilyet edildiği anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazla mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunduğu iddia ve ispat edilemediğine, ayrıca meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukuken değer taşımayacağına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabul kararı verilmiş olması doğru olmamıştır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

20/02/2023 tarihinde taşınmazın değeri itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.