"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/267 E., 2023/589 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/159 E., 2020/213 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ... ile diğer davacıların murisi Hasan Şanda tarafından 70-80 yıl önce satın alınan Rize ili ... ilçesi ... köyünde bulunan 116 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, 16.01.2002 tarihli tapu senedinde dava konusu taşınmazla davacılar adına kayıtlı 121 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bütün olduğunu, yapılan tescilin hatalı olduğunu ileri sürerek dava konusu 116 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu yerin özel mülkiyete konu olmadığını belirterek davanın reddini savunuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.01.2019 tarihli ve 2017/212 Esas, 2019/3 Karar sayılı kararıyla; davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dava konusu 116 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş; davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21.06.2019 tarihli kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların dayandığı tapu kaydının dava konusu 116 ada 11 parsel sayılı taşınmaz ile davacılara ait 116 ada 12 parsel sayılı taşınmazı ve 121 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı, bu tapu kaydının hudutlarının sabit olduğu, genişlemeye elverişli olmadığı, hem fen bilirkişisi tarafından yapılan tespitte hem de jeoloji mühendisi tarafından yapılan tespitte dere yatağının konumunun değişmeye elverişli olmadığının ve sınırların sabit olduğunun belirlendiği, ayrıca ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisi bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda dava konusu taşınmazın toprak yapısı, jeolojik yapısı ve bitki örtüsünün çevresindeki taşınmazlar ile aynı olduğunun belirlendiği, keşif esnasında gözlemlenen ve hava fotoğraflarında dahi görünen taş duvarın dava konusu taşınmaz ile davacılara ait diğer parsellerde de devam ederek komşu parsellerle sınırı oluşturduğu ve bu taş duvarın çok eski bir tarihte yapılmış olduğu, böylece davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 116 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi uyarınca gerekli yasal ilanların yapılmadığını, yasal hasımların davaya dahil edilmediği, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın imar ihya gerektiren yerlerden olup olmadığının tespit edilmediğini, davacıların dayandığı tapu kaydının yönteminde uygulanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın davacı dayanağı 16.01.2002 tarih ve 3 sıra nolu tapu kaydı ve tedavül kayıtları kapsamında kaldığı, taşınmazın davacıların ekonomik amaca uygun şekilde zilyetliklerinde bulunduğu, alınan jeolog ve ziraat bilirkişi raporuna ve alınan beyanlara göre taşınmazın mera vasfında olmadığının anlaşıldığı, eldeki davanın tescil davası değil, Hazinenin tapuda malik olduğu taşınmaza yönelik açılan dava olması nedeniyle Hazine yasal hasım konumunda olmadığından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasında dahi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu, Rize ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 11 parsel sayılı 2.212,07 metrekare yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı ve tüm aramalara rağmen malikinin tespit edilemediği belirtilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar çekişmeli taşınmazın kendilerine ait olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.