"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1028 E., 2023/1038 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/348 E., 2022/47 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekilleri Avukat ..., Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ... ile davalı ...'ün kardeş, davalı ...'in de tarafların annesi olduğunu, davalıların muris ...'den hileli yollarla birçok kez mal aldığını, davacının bu taşınmazlarla ilgili de dava açtığını, dava konusu 3 numaralı bağımsız bölümün önce davalı ...'e sonra da davalı ...'e devredildiğini, bu devirlerin davacıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde alacak talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; muris ... adına kayıtlı çok fazla taşınmaz bulunduğunu, davacıya ve çocuklarına da birçok taşınmazın muris tarafından sağlığında devredildiğini, yine davacının terekeye dahil olması gereken birçok taşınmazı üçüncü kişilere satış suretiyle devrederek aldığı bedeli terekeye iade etmediğini, dava konusu bağımsız bölümün murisin eşi ...'e devrinin mal kaçırmak amaçlı olmadığını, diğer yandan murisin dava konusu taşınmazın tapu senedinin arkasına taşınmazın ...'e ait ve davacı ...'in de bu durumdan haberdar olduğunu yazdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanlarından ve dosya içeriğinden murisin ekonomik durumunun iyi olduğu ve sağlığında eşi ile çocuklarına bir kısım sağlar arası kazandırmalar yaptığı, mal satmasını gerektirecek ekonomik sıkıntısının bulunmadığı, çocukları arasında mal kaçırmayı gerektirecek husumetinin bulunmadığı ve kızı tarafından kendisine bakılması sebebi ile kızına minnet duygusu içinde ve mirasçıları arasında eşitlik gözeterek dava konusu taşınmazı önce eşine devrettiği, daha sonra kızına devredileceğini kayıt altına aldığı, sağlığında da kızına devredildiği, yapılan devir işlemine sağlığında murisin ve davacının herhangi bir itiraz ileri sürmediği, murisin tek malvarlığının dava konusu taşınmaz olmadığı ve dava konusu taşınmazın tereke mevcudu dikkate alındığında hak dengesini zedeleyecek mahiyette olmayacağı, tenkis talebi ileri sürülmesi halinde talebin değerlendirilebileceği, murisin amacının mal kaçırmak olduğunun ortaya koyulamadığı, davacının tanıklarını bildirmek için verilen kesin sürede ara karar gereğini yerine getirmediği ve tanık hazır etmediği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının murisin oğlu, davalı ...'in murisin eşi, diğer davalının ise murisin kızı olduğu, dava dışı mirasçı bulunmadığı ve verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın tanık bildirmediği, murisin ekonomik durumunun iyi olduğu, sağlığında eşi ve çocuklarına kazandırmalar yaptığı, halen muris adına aktif şekilde çok sayıda taşınmaz bulunduğu, muris ile çocukları arasında mal kaçırmayı gerektirecek bir husumet bulunmadığı, davalı tanıklarının beyanlarına göre davalı kızın babası ile ilgilendiği, mirasçıları arasında eşitlik göstererek dava konusu taşınmazı önce eşine daha sonra kızına devrettiği, murisin tek mal varlığının dava konusu taşınmaz olmadığı, mal kaçırma kastının davacı tarafça kanıtlanması gerektiği, usulüne uygun olarak davanın kanıtlanmadığı, murisin mal kaçırma kastı ile hareket etmiş olsa diğer taşınmazları da devretmesi mümkün iken devretmediği, böylece Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili duruşma istemli temyiz dilekçesinde özetle; tanık dinletme taleplerinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, sadece davalı tanıklarının beyanlarıyla karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer yandan bu tanıklar ile davacı arasında husumet bulunduğunu, murisin sağlığında davacı ve ailesine kazandırmada bulunduğu yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, davacının muristen alacağı bulunması nedeniyle terekeye de dava açıldığını, terekedeki taşınmazların tümünün tespit edilmesi gerektiğini, murisin sağlığında ve ölümünde yanında olan tek kişinin davacı olduğunu, muristen davalı ...'e yapılan bir devir olmadığını, eldeki davada davalı ...'in muvazaalı olarak dava konusu taşınmazı ele geçirdikten sonra taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı ...'e devrettiği hususunun Mahkemelerce dikkate alınmadığını, murisle davalılar arasındaki ilişkinin iyi olmadığını, davalıların murisi sağlığında evden kovduğunu, gelen tapu kayıtlarından davanın ispatlandığını, taşınmazın devrine ilişkin tüm resmi senetlerin dosyaya getirilmediğini, böylece işlem tarihindeki keşfen belirlenen değer ile resmi senetteki değer arasındaki farkın kıyaslanamadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse alacak istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1931 doğumlu ...'in 12.10.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak oğlu davacı ..., eşi ve kızı davalılar ... ve ...'ün kaldığı; murisin ölmeden önce 26.12.1994 tarihinde 3 numaralı bağımsız bölümün 1/2 payını davalı ...'e devrettiği, 08.05.2008 tarihinde de üzerinde kalan 1/2 payı davalı ...'e satış suretiyle devrettiği, davalı ...'in 12.04.2012 tarihinde dava konusu taşınmazı davalı ...'e satış suretiyle devrettiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmaya gelen temyiz edilen davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.