"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1309 E., 2022/1659 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/585 E., 2022/207 K.
Taraflar arasındaki inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının yöneticisi olduğu Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu ... Konut Yapı Kooperatifinin ruhsat işlerine finansman sağlanması için davacıya ait ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 11 numaralı bağımsız bölümün tapuda satış suretiyle davalıya devredildiğini, bu satış işleminin gerçek bir satış işlemi olmadığını, taşınmazın satılmasından sonra da davacı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, davalı adına çekilen kredilerin bir kısmının davacı tarafından ödendiğini ancak davalının çalıştığı kurumda yaptığı yolsuzluk nedeniyle taşınmaz üzerine tedbir konulduğunu bu nedenle davacının kredi ödemelerini kestiğini ileri sürerek dava konusu 11 numaralı bağımsız bölümün davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının dava konusu taşınmazı satın aldığını, taşınmaz bedelinin bir kısmı için Finansbank Anonim Şirketinden 35.000,00 TL değerinde kredi çektiğini, davacının davalının taşınmazında kiracı olarak oturmasına rağmen uzun bir süredir kira ödemekten kaçınması nedeniyle davalının hukuki yollara başvurmasından dolayı davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 19.02.2019 tarihli ve 2016/1283 Esas, 2019/140 Karar sayılı kararıyla; 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca inançlı işlemin yazılı delille kanıtlanabileceği, yazılı delil bulunmasa da taraflar arasındaki uyuşmazlığın tamamını kanıtlamaya yeterli sayılmamakla birlikte bunun vukuuna delalet edecek karşı taraf elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202 nci maddesi uyarınca tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği, somut olayda inanç ilişkisinin yazılı delil ya da delil başlangıcı niteliğinde bir delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 28.06.2019 tarihli kararıyla, davacı tarafın dayandığı banka kayıtlarının araştırılması, davacının inanç sözleşmesi kapsamında edimlerini yerine getirilip getirilmediğinin tespiti için bankadan halen söz konusu krediden kaynaklı borç olup olmadığı, varsa toplam borç miktarının sorulması, aynı zamanda davalının ödediği taksitlerin karar tarihine en yakın tarihe kadar yasal faizi de dahil yapılan ödeme miktarının ortaya çıkartılması, gerekirse bankacı-mali müşavir bilirkişiden rapor alınması, varsa bakiye bedelin davacıya önel verilerek depo ettirilmesi, davacının dava dilekçesinde belirttiği kooperatifte hangi yıllar arası yöneticilik yaptığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; banka kayıtlarının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve alınan rapora göre davacının davaya konu taşınmazın kredisi için yaptığı herhangi bir ödemenin olmadığı, davacı tarafından kasadan ödenen miktarların kendisi tarafından ödendiği iddia edilmiş ise de ödemeyi yapan kişinin kendisi olduğuna ilişkin banka kayıtlarında herhangi bir ibare olmadığı ve davacı tarafından dekont asıllarının sunulmadığı, banka kayıtlarının da 10 yıl saklanmasından dolayı imha edildiği, bu durumda ispat yükü kendisine düşen taraf olan davacının kredi ödemelerini kendisinin yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava konusu evde kira ödemeden oturduğunu, taşınmazın davacının yöneticisi olduğu kooperatife finansman sağlanması için tapuda satış suretiyle devredildiğini, davacı tarafından yapılan ödemeler bulunduğunu, dekontların asıllarının araştırılmasının doğru olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça sunulan dekontlar veya banka ekstrelerinin yazılı delil başlangıcı olduğu kabul edilse de davacı tarafın dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı, dolayısıyla davacı tarafın tanıklarının dinlenilmesi ve beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, davanın tek başına yazılı delil başlangıcı ile ispatının da mümkün olmadığı, bu nedenle Mahkemece inanç sözleşmesinin ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı .
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...