Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4299 E. 2023/7175 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın özel mülkiyete elverişli olduğu ve davacı Hazinenin tapu iptali ve tescil talebinin hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması ve taşınmazın kamu malı olduğu iddiasının ispatlanamaması gözetilerek, yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/221 E., 2014/469 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Seferihisar ilçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 23 ada 61 parsel sayılı taşınmazın vergi kaydı nedeniyle davalıların mirasbırakanları adına tespit edildiğini, daha sonra Seferihisar Kadastro Mahkemesinin 1989/482 Esas sayılı dava dosyası sonucu tapuya tescil ediliğini, davalıların ve mirasbırakanlarının taşınmaza zilyet olmadıklarını, bu sebeple vergi kaydına değer verilemeyeceğini, kaldı ki taşınmazın zilyetlikle dahi iktisabı mümkün bulunmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili ve bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.12.2014 tarih ve 2013/221 Esas ve 2014/469 Karar sayılı kararıyla; davacı Hazinenin dayanak Seferihisar Kadastro Mahkemesinin 1989/482 ve 2009/3 Esas sayılı dava dosyalarında 23 ada 61 parsel sayılı taşınmazın dava konusu olmadığı bu sebeple davada kesin hüküm oluşturmadığı, ziraat mühendisi ve emlakçı bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, özel mülkiyete elverişli yerlerden olduğunun belirtildiği gerekçesiyle tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle iktisabının mümkün bulunmadığını, idari tahkikat tutanağına göre taşınmazın sarp, tepe ve ekim-dikime elverişli bulunmayan bir yapıda olduğunu, davalıların ve murislerinin taşınmaza zilyet olmadıklarını, taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapılmadığını, davalıların taşınmazı yolsuz tescil ile edindiğini, Kadastro Mahkemesindeki verilen kararın Yargıtayca esastan değil usule ilişkin bozulduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek ve resen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6 ıncı ve 713/1 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 18 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

Seferihisar ilçesi ... Mahallesinde 1987 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 23 ada 61 parsel sayılı 6.060,00 m2 yüz ölçümlü taşınmaz vergi kaydı, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfı ile ... çocukları ... , ..., ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Kadastro tutanağı 31.12.1988 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı Hazinenin tapu iptali ve tescil talebi yönünden özel mülk iddiasına dayandığı, bu talebin hak düşürücü süreye tabi olduğu, eldeki davanın ise 25.07.2013 tarihinde 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde belirlenen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığının anlaşılması, öte yandan davacı Hazinenin çekişmeli taşınmazın kamu malı olduğu iddiası yönünden ise taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığının belirlenmesi nedeniyle dava ispatlanamamıştır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.