"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/6 E., 2023/141 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararı uyarınca işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde; Mersin ili, .... ilçesi, .... Köyü 104 ada 260 parsel sayılı taşınmazın atalarından miras yoluyla kendilerine intikal ettiğini, mirasbırakanlarının taşınmazı ölene kadar kullandığını, ölümlerinden sonra da kesintisiz olarak taşınmazın kendileri tarafından kullanıldığını, kadastro tespitinde Mersin'de olmaları ve orada bulunmamaları nedeniyle taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazın ham toprak vasfında ve yıllardır ekilip dikilen kültür tarım arazisi olduğunu, Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/48 Esas sayılı dosyasına konu taşınmazın bu davaya konu taşınmaza bitişik yerde bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada Abide kızı Havva kendisinin de mirasçı olduğunu belirterek davaya müdahalesinin kabul edilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; Hazine hak düşürücü sürenin geçtiğini, tespite itiraz edilmediğini ve tespitin kesinleştiğini, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, ayrıca davacıların zilyetlikle kazanım süresinin de dolmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.09.2015 tarihli ve 2007/160 Esas, 2015/477 Karar sayılı kararı ile; dava konusu edilen taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı ve orman vasfında olmadığı, kültür tarım arazisi niteliğinde ve susuz tarla vasfında olduğu, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarından bu yerin davacıların atalarından taksim sonucu anneleri ...'a intikal ettiği, ... tarafından ölene kadar aralıksız olarak zilyet edildiği ve tarımsal faaliyetlere devam edildiği, ölümünden sonra da dava konusu taşınmazın mirasçıları arasında taksiminin yapılmadığı ve kardeşler tarafından tarımsal faaliyetlere devam edildiği, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin 30 yılı aşkın süredir davacılar ve murisleri üzerinde olduğu, davacı vekilinin bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen kısımla ilgili bir talepleri olmadığını, (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımların tapusunun iptalini talep ettiklerini beyan ettiği, (B) harfi ile gösterilen kısmın 104 ada 217 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı ve dava dilekçesinde 217 parsele ilişkin tapu iptali talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 19.03.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 12.030.91 metrekarelik kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.10.2020 tarihli ve 2016/17593 Esas, 2020/4085 Karar sayılı kararı ile; eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen karar ile; davacılar bakımından kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik araştırma ve incelemeye dayalı kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kesinleşen tescilin doğru olduğunu, davacıların tescile itiraz etmediğini, davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz mal edinimi için gereken tüm yasal koşullar gerçekleşmeden davanın kabulüne karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14., 16. ve 17. maddeleri,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin ikinci fıkrası
3. Değerlendirme
Dosya içeriğinden; Mersin ili, ..... ilçesi, ..... Mahallesi 104 ada 260 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin, ''31.07.1997 tarihinde 1937 yılına ait vergi kayıt defterinin 767 tahrir sıra numarasında .... kızı .... adına kayıtlı olduğu, ceddinden intikalen ve taksimen gelme mülkü olarak 20 yılı aşkın zamandır çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda iken 1945 yılında .... kızı ....’a bedeli mukabilince haricen satarak bu taşınmazdan hak ve alakasını keserek zilyetliğini devrettiği, ....’ın da 1965 yılında taşınmazın zilyetliğini terk ettiği, bugüne kadar da zilyet ve tasarruf edilmediği'' belirtilerek ham toprak niteliğinde Hazine adına yapıldığı, tespitin 28.05.1998 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Hemen belirtilmelidir ki, davacılar lehine kazanım koşullarının oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı Hazine vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine. Ancak davaya konu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu ve yeni parsellerin oluştuğu ve Abide mirasçılarından ölü olanlara ilişkin veraset ilamlarının da hüküm de yer almadığı ve hükmün bu haliyle infazda tereddüt oluşturacağı açıktır.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazın tabi tutulduğu imar uygulamasına ilişkin tüm kayıtların merciinden temin edilmesi, taşınmazın gittiği yeni parsellerin tespit edilmesi ve veraset ilamlarının eksiksiz olarak dosya arasına alınması, sonradan ölen mirasçıların olması halinde davaya katılımlarının sağlanılması ile HMK’nın 297. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle hükmün, açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmadığından bu konuda karar verilmesin yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
14.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.