"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/173 E., 2022/353 K.
ASIL DAVADA DAVACILAR : ... v.d.
TEMLİK ALAN DAVACI : ...
BİRLEŞTİRİLEN 2008/194 E.
SAYILI DAVADA DAVACI : ...
BİRLEŞTİRİLEN 2015/253 E.
SAYILI DAVADA DAVACILAR : ... v.d.
TEMLİK ALAN DAVACILAR : ... v.d.
ASIL ve BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVALI : ...
DAVA TARİHİ : ...,...
HÜKÜM : Kısmen Kabul-Direnme
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl davada bedel isteği yönünden davacılar ...,... ve temlik alan ... hakkındaki davanın kabulüne, müdahale talep edenlerin müdahale koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle isteklerinin reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03.03.2016 tarihli ve 2015/16956 E. 2016/2526 K. sayılı kararıyla Mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, alınan hasımlı veraset ilamı ile asıl ve birleştirilen davada davacıların mirasçılığının belirlendiği, yargılama sırasında isteğin bedele dönüştürüldüğü gözetilerek asıl ve birleştirilen 2015/253 E., sayılı davada tapu iptal-tescil isteğinin reddine, ibraz edilen temlik sözleşmeleri nazara alınarak davacılar ile temlik alanlar yönünden bedel isteklerinin kısmen kabulüne, asıl davada müdahillik talebinin reddine, birleştirilen 2008/194 E. sayılı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.12.2020 tarihli ve 2018/2078 E., 2020/6888 K. sayılı kararıyla Mahkeme kararı bozulmuştur.
Dairemiz bozma kararına karşı Mahkemece önceki kararda direnilmesi üzerine karar asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 20.02.2024 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı ... 1. Bölge Müdürlüğü vekili Avukat ... ile temyiz edilen birleştirilen davada davacılar ... v.d. vekili Avukat ..., temlik alan davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davacı ... v.d. vekili ve temlik alan davacı ... vekili gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;
Önceki bozma kararında da belirtildiği üzere; hasımlı veraset ilamıyla asıl ve birleştirilen davada davacıların kayıt maliki ... oğlu ...'nin mirasçıları olduğu saptanarak ve dava konusu taşınmazda mirasbırakandan davalıya geçen pay gözetilerek davacılar bakımından bedele hükmedilmesinin doğru olduğu, ancak asıl ve birleştirilen davada sunulan temliknamelerin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183 üncü ( 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 162 vd. ) ve devam eden maddelerinde öngörülen "alacağın devri'' niteliğinde kabul edilemeyeceği, anılan yasal düzenlemelerde öngörülen ve devri mümkün olan hakkın bir alacağa ilişkin olduğu, oysa eldeki davada temlik konusu alacak mülkiyet hakkından kaynaklanmakta olup yukarıda anılan maddeler çerçevesinde değerlendirilebilecek bir alacağın devrinin söz konusu olmadığı; öte yandan, gerek 1086 sayılı HUMK gerekse 6100 sayılı HMK'da dava hakkının devrine ilişkin bir düzenleme yer almayıp dava konusunun devrine ilişkin HUMK'da 186 ncı, HMK'da 125 inci maddelerin düzenlendiği, asıl ve birleştirilen davada sunulan alacağın temliki sözleşmeleri ile asıl davada sunulan ek temlik sözleşmesinin, dava konusunun devri niteliğinde olmayıp dava hakkının devri niteliğinde olduğu, nitekim ilk bozma ilamında da bu hususa işaret edildiği ve bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı; bunun yanı sıra, davacıların elbirliği mülkiyet şeklinde malik oldukları hakla ilgili olarak her birinin payı oranında 3. kişilerle yaptıkları temlik sözleşmelerine değer verilemeyeceği; hal böyle olunca, yalnızca davacılar yönünden bedele hükmedilmesi gerekirken temlik sözleşmeleri uyarınca temlik alanlar yönünden de bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı, Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
20.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.