"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/52 E., 2017/140 K.
ASLİ MÜDAHİL : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; ... Mahallesi çalışma alanında bulunup kadastro sırasında tespit harici bırakıldığını belirttiği dava konusu taşınmazlar hakkında tescil istemiyle şahıslar tarafından dava açıldığını, davanın reddedildiğini, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğunu belirterek sınırlarını belirttiği taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında ... irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya müdahil olmuş, çekişmeli taşınmazın dedesinden kendisine intikal ettiğini, taşınmazlar üzerinde zeytin ağaçları bulunduğunu belirterek Hazinenin davasının reddi ile dava konusu ettiği taşınmaz bölümlerinin adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.12.2007 tarihli ve 2006/23 Esas, 2007/101 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18 inci maddesinin kapsamına girmediği, çekişmeli taşınmaz bölümlerinde müdahil davacı lehine de zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile Hazinenin ve asli müdahilin davalarının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 19.10.2009 tarihli ve 2009/7670 Esas, 2009/10392 Karar sayılı kararıyla; bilirkişi raporunda Cebel 1-A, Cebel 2-A ve Cebel 3 şeklinde gösterilen yerler üzerinde davacı lehine tescil koşullarının oluşmadığı belirtilerek bu bölümlere yönelik temyiz itirazları reddedilmiş, bilirkişi raporunda Cebel 1-B ve Cebel 2-B şeklinde gösterilen bölümlerin daha önce yargılamaya konu olup özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduklarının tespit edildiği, bu nedenle Hazinenin bu bölümlere yönelik davasının kabul edilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş, davacı Hazine vekili ve asli müdahil vekillerinin karar düzeltme talepleri reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
1.Mahkemenin 27.05.2011 tarihli ve 2010/109 Esas ve 2011/43 Karar sayılı kararıyla Yargıtay bozma ilamındaki gerekçe benimsenmek suretiyle; bilirkişi raporunda Cebel 1-A, Cebel 2-A ve Cebel 3 olarak gösterilen kısımlara ilişkin karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Cebel 1-B ve Cebel 2-B ile gösterilen taşınmazların davacı Hazine adına tesciline, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların müdahil ...’na ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerhine, müdahil davacının davasının reddine karar verilmiştir.
2. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.04.2016 tarihli ve 2015/18313 Esas, 2016/4413 Karar sayılı kararıyla; asli müdahilin önceki tarihli hükmü temyiz etmediği, karar düzeltme isteminin de reddedildiği, hükmün asli müdahil yönünden kesinleştiği, asli müdahilin mülkiyete ilişkin aynı yöndeki hükmü temyiz edemeyeceği belirtilerek temyiz inceleme istemi reddedilmiştir.
Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Mahkemece bozmaya uyulduğu halde Hazine lehine olan usuli kazanılmış hakkı ihlal edecek şekilde taşınmazlar üzerindeki muhdesatlar için asli müdahil lehine şerh verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilmiş, sair temyiz itirazları reddedilerek karar bozulmuştur.
4. Yargıtay ilamına karşı asli müdahil vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, talebi reddedilmiştir.
5. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; bilirkişi raporunda Cebel 1-A, Cebel 2-A ve Cebel 3 olarak gösterilen kısımlara ilişkin karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, bilirkişi raporunda Cebel 1-B ve Cebel 2-B ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacı Hazine adına tesciline, müdahil davacının mülkiyete ilişkin talebinin Mahkemenin 25.12.2007 tarihli ve 2006/23 Esas, 2007/101 Karar sayılı ret kararı ile kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahil vekili; Mahkemece verilen önceki tarihli hükmün asli müdahilin lehine olması nedeniyle temyiz edilmediğini, davacı Hazinenin taleplerinin yerinde olmadığını, Hazine adına tesciline karar verilen taşınmazların özel mülkiyete konu olduklarını, Kadastro Kanunu’nun 19/2 nci maddesinin asli müdahil aleyhine uygulanmasının mümkün olmadığını, taşınmazların 18 inci madde kapsamına girip girmedikleri konusunda çelişki oluştuğunu, dava konusu taşınmazların asli müdahilin mirasbırakanları tarafından imar-ihya edildiğini, taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların asli müdahile ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerhedilmesi gerektiğini, bu konuda asli müdahil lehine usuli müktesep hak oluştuğunu belirterek ve re’sen tespit edilecek nedenlerle hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 17 nci maddesi ve 18 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı, Mahkemenin 25.12.2007 tarihli; davacı Hazinenin ve asli müdahilin davalarının reddine ilişkin hükmün asli müdahil tarafından temyiz edilmediği, Hazinenin temyizi üzerine bilirkişi raporunda Cebel 1-A, Cebel 2-A ve Cebel 3 şeklinde gösterilen yerler üzerinde davacı lehine tescil koşullarının oluşmadığı belirtilerek bu bölümlere yönelik temyiz itirazlarının reddedildiği, Cebel 1-B ve Cebel 2-B ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulduğu, bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunan Hazine ve asli müdahil vekillerinin karar düzeltme istemlerinin reddedildiği, bozmaya uyularak Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Cebel 1-B ve Cebel 2-B ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline, taşınmazlar üzerinde bulunan ağaçların asli müdahile ait olduğunun beyanlar hanesine şerhine, asli müdahilin davasının reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı Hazinenin ve asli müdahil vekilinin temyiz isteminde bulunduğu, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, aleyhine olan önceki tarihli hükmü temyiz etmediğinden asli müdahil yönünden hükmün kesinleştiği belirtilerek temyiz isteminin reddedildiği, Hazine açısından ise çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde asli müdahil lehine muhdesat şerhi verilmesinin usuli kazanılmış hakkı ihlal ettiği belirtilerek hükmün bozulduğu, asli müdahil vekilinin karar düzeltme isteminin de reddedildiği, bu hali ile Mahkemenin 25.12.2007 tarihli müdahil davacının davasının reddine ilişkin hükmünü temyiz etmeyen müdahil davacı açısından hükmün kesinleştiği anlaşılmakla; asli müdahil vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asli müdahil vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 157,75 TL onama harcının temyiz eden asli müdahilden alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...