Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4489 E. 2024/1263 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkin davada, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu verilen kararın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurması, usulü kazanılmış hak ilkesine aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/297 E., 2021/789 K.

DAVA TARİHİ : 19.04.2010

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; Mardin ili, ... ilçesi, ... Mahalesi çalışma alanında yer alan 454 ada 30 parsel sayılı taşınmazının 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında adına eksik tespit ve tescil edildiğini belirtip 600 m2'den fazla kısmının ise evveliyatında ve zeminde yol olmadığı halde yol olarak tespit harici bırakıldığını, lehine kazandırıcı zamanaşımı şartlarının oluştuğunu ileri sürerek tescile karar verilmesini istemiş; 25.02.2012 tarihli dilekçesi ile, 03.08.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı kalem ile taralı 462,74 metrekarelik taşınmaz bölümünün adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili; 1999 yılında yapılan kadastro çalışmalarının davalı kurum ile bir ilgisi bulunmadığından husumet yöneltilemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ...; davayı kabul ettiğini beyan edip kadastro tespiti sonucu davacının taşınmazından kendi taşınmazına dahil edilen kısmın keşifte belirlenecek yüz ölçümü üzerinden tapusunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

3.Davalı Hazine temsilcisi; davanın reddini savunup taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

4.Davalı ... vekili; davanın husumetten ve süre aşımından reddini savunmuş, aksi halde taşınmazın 5393 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesinde belirtilen taşınmazlardan olduğunu ileri sürerek 6310 sayılı Kanun gereğince adına tescil isteğinde bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; taşınmazın zeminde yol olmadığı, tarımsal toprak niteliğinde olduğu, davalı ...'un davayı kabul beyanı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının dava konusu yeri uzun zamandır kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 03.08.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı kalem ile taralı 462,74 metrekarelik alanın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.07.2020 tarihli ve 2017/236 Esas, 2020/2796 Karar sayılı kararıyla; "Karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu Mardin Büyükşehir Belediyesi'nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmesi nedeniyle tescil davası yönünden ilgili Kamu Tüzel Kişisi olarak yasal hasım sıfatını kazanan ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmamıştır...Mahkemece öncelikle, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve gerektiğinde tescil davalarında TMK'nın 713 üncü maddesinin dördüncü ve 5 inci fıkraları gereğince yapılması gerekli ilanlar da yöntemince yaptırılmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Taraf teşkili sağlandıktan sonra Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma öncesinde verilen kararın gerekçesi aynen benimsenmek suretiyle davanın kabulüne, 03.08.2012 havale tarihli fen bilirkişi raporunda kırmızı kalem ile taralı 462,74 metrekarelik alanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili; zilyetlikle taşınmaz mülkiyetini kazanmayı sağlayan koşulların davacı yararına gerçekleşmediğini, taşınmazda zilyetliği ispatlayacak imar ihya olmadığını, taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gereken yerlerden olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının objektif ve bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu, davanın tamamen reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili; davada kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken kabul edilerek aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, aksi takdirde taşınmazın davalı ... Belediyesi adına tesciline karar verilmesi gerektiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

3.Davalı ... vekili; davanın kanunda düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davada taraf sıfatlarının olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesinin ve aleyhlerine harç ve yargılama giderine, vekalet ücretine hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Davacı; ... ilçesi, ... Mahalesi çalışma alanında bulunan ve 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır.

Bilindiği üzere, mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması halinde, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usulü kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).

Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini, hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.

Şöyle ki; Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden dava konusu taşınmaz bölümünün hangi tarihte niçin tespit dışı bırakıldığının sorulması, komşu parsel tutanakları ve dayanaklarının getirtilmesi, taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiğinin ilgili belediyelerden sorularak imar planı dava tarihinden önce kesinleşmişse bu tarihten, aksi halde dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait yüksek çözünürlüklü farklı tarihlerde çekilen en az üç adet hava fotoğrafının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bundan sonra jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak keşif sırasında dinlenecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesinin istenilmesi, hava fotoğraflarına göre tescile konu yerin önceki niteliğinin, sınırlarının belirli olup olmadığı, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığını açıklar şekilde rapor istenilmesi; üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve hali hazır niteliği, dava tarihindeki değeri, üzerindeki ağaçların yaşları hususlarında, ayrıntılı rapor alınması; tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, bilirkişi raporları ile tanık bilirkişi beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, dava konusu taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle davacı adına tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Kadastro Müdürlüğünden de sorularak miktarı gösterir senetsiz defterinin onaylı örneğinin ve bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örneklerinin (kadastro tespitinin kesinleşip kesinleşmediğini de gösterir şekilde) dosya içerisine getirtilmesi, TMK'nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişi rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanları ile internet haber sitesinde yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin yatırılan harcın ilgili Belediyelere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,15.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.