Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4503 E. 2024/1071 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların mirasbırakanının dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yıldan fazla süredir zilyetliğini sürdürüp sürdürmediği ve bu zilyetliğin tapu iptali ve tesciline hak kazandırıp kazandırmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hava fotoğrafları, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve mahalli keşif sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanı tarafından kadastro tespit tarihinden önce 20 yıldan uzun süredir zilyetliğinde olduğu ve bu zilyetliğin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi şartlarını sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1020 E., 2023/726 K.

DAVACILAR : ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ..., Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/150 E., 2021/257 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ada 19 parsel sayılı taşınmazın doğusundaki 7.000 m2'lik kısmın, davacıların mirasbırakanı ...'a ait olduğunu, davacıların nizasız ve fasılasız uzun süredir zilyet olduklarını, nadas uygulamak suretiyle tarım yapıldığını, kadastro çalışmaları sırasında ise dava konusu yerin 242 ada 19 parsel numarası verilerek hataen 17.861,48 m2'lik bu parsele dahil edilip hâli arazi vasfıyla Hazine adına tespit edildiğini, davacıların bu kısımda tarımsal faaliyet yaptıklarını, taşınmazın tarla vasfında ve sınırlarının net olduğunu ileri sürerek 243 ada 19 parsel sayılı taşınmazın doğusundaki 7.000 m2'lik kısmın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve davacıların mirasbırakanı yahut davacı mirasçılar adına miras payları oranında tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temscilcisi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup zilyetlikle iktisap edilebilir nitelikte olmadığını, dava konusu taşınmazın yanında sürülü olmayan ve Hazine adına kayıtlı taşınmazlar olduğunu, dava konusu taşınmazın su tutma kapasitesinin düşük ve eğimli olduğunu, sonuç olarak özel mülkiyete ve tarım yapmaya elverişli olmadığını, tespitten geriye 20 yıl önce imar-ihya görmeyip tarımsal amaçla da kullanılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2017/171 Esas, 2018/136 Karar sayılı kararı ile; eldeki davaya konu yerin Sarıoğlan Kadastro Mahkemesinin 2007/133 Esas, 2008/25 Karar sayılı davaya konu yerle ilgisi olmadığı, davacıların mirasbırakanı ... 'in 2016 yılına kadar 1 yıl ekip 1 yıl nadasa bırakmak suretiyle aralıksız zilyetliğini sürdürdüğü, dava konusu yerin mirasbırakanın ve eklemeli olarak mirasçıların zilyetliğinde bulunduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca edinme şartları sağlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın, harita bilirkişisi ...'nun 25.04.2018 tarihli krokili raporunda (A) harfiyle işaretli 6.000 m2 yüz ölçümlü kısmının davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile son parsel numarası alarak Kayseri 5. Noterliğinin 21.11.2016 tarihli, 16528 yevmiye sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2017/171 Esas, 2018/136 Kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda öngörülen kısıtlamalara ilişkin yeterli araştırmanın yapılmadığı, zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı, iktisap sınırları yönünden mirasbırakan ve mirasçılar hakkında gerekli ve yeterli araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporları ve mahalli bilirkişi beyanlarının hükme elverişli olmadığı, taşınmazın evveliyatının yeterince araştırılmadığı, davacıların taşınmaz üzerinde zilyetliklerinin olmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2017/171 Esas, 2018/136 sayılı Kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.09.2019 tarihli ve 2018/1306 Esas, 2019/758 Karar sayılı kararı ile; bitişik taşınmazların ham toprak ve mera parseli olduğu görüldüğü hâlde usulüne uygun mera araştırması yapılmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 2017/171 Esas, 2018/136 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Ç. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 06.01.2022 tarihli ve 2019/150 Esas, 2021/257 Karar sayılı kararı ile; kaldırma kararına uyularak 2007 yılında yapılan tespitten önceki 2005 yılına ait hava fotoğraflarında tarımsal faaliyet yapılmadığının tespit edildiği, 16.09.2021 havale tarihli ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu taşınmazın kimi zaman ekilip kimi zaman ekilmediği, yerin sürülü fakat taşlık olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde yer alan 20 yıllık çekişmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 06.01.2022 tarihli ve 2019/150 Esas, 2021/257 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yerin nadasa bırakılmak suretiyle tarımsal amaçlı kullanıldığının tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla sabit olduğunu, 16.09.2021 tarihli ziraat bilirkişi raporunda yerin taşlı ve eğimli kuru tarım arazisi olduğunun belirtildiği, keşif tarihinde de sürülü ve nadasa bırakılmış olduğu, 1959, 1985 ve 1999 tarihli hava fotoğraflarında tarımsal faaliyetin görüldüğü, sınırların belirgin olduğu, nadas uygulaması yapıldığı için 2005 yılında tarımsal faaliyetin görülmediği, zilyetliğin terk edilmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin 06.01.2022 tarihli ve 2019/150 Esas, 2021/257 Karar sayılı kararının kaldırılmasını istemişlerdir.

F. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2023 tarihli ve 2022/1020 Esas, 2023/726 Karar sayılı kararı ile; dosyadaki hava fotoğraflarına göre dava konusu taşınmazın 1957 yılında beri tarla olarak kullanılageldiği, yakınında bulunan mera parseliyle toprak yapısının farklı olduğu, kaldı ki mera parseliyle bitişik de olmadığı, 1999 yılında tarımsal faaliyetin devam ettiği, 2005 tarihli hava fotoğrafında kullanım görülmese de 1999 yılında tarımsal kullanımın devam ettiği, zilyetlik terk edilmiş olsa dahi tespit tarihi 2007 yılına kadar geçen 8 yıllık sürenin zilyetliğin terkinin kabulü için yeterli olmadığı, taşınmazın tespitten geriye 20 yıldan fazla davacıların zilyetliğinde olduğu, iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurmak suretiyle harita bilirkişisi ... 'nun 31.08.2021 tarihli raporunun ekinde bulunan krokide (A) harfiyle gösterilen 6.000 m2 kısmının davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile tarla vasfıyla son parsel numarası alarak Kayseri 5. Noterliğinin 21.11.2016 tarih ve 16528 yevmiye sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2023 tarihli ve 2022/1020 Esas, 2023/726 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kaldırma kararı sonrası alınan ziraat bilirkişisi raporuna istinaden dava konusu alanın eğimli ve taşlı olması sebebiyle aktif bir tarımsal faaliyet yapılmadığı, teknik bilirkişi raporuna istinaden de 2005 tarihli hava fotoğraflarında parsel sınırlarının ayırt edilemez hale geldiği, bu tarihten önce kullanımın kesildiği, sonuç olarak zilyetliğin terk edildiği ve yeterli şekilde kadim mera araştırması yapılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2023 tarihli ve 2022/1020 Esas, 2023/726 Karar sayılı kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi neden dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davaya konu ... ada 19 parsel sayılı taşınmazın, 26.05.2007 tarihli kadastro çalışmasıyla 17.861,48 m2 yüz ölçümlü olarak hâli arazi vasfıyla davalı Hazine adına tespitinin yapıldığı, dava dışı ...'ın taşınmazın batı sınırındaki 3.153,96 m2 yüz ölçümlü kısma yönelik itirazı üzerine Sarıoğlan Kadastro Mahkemesinin 21.03.2008 tarih ve 2007/133 Esas, 2008/25 Karar sayılı kararı ile tespite itiraz reddedilerek dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına tespit gibi tesciline karar verildiği, Kadastro Mahkemesi kararının kesinleşmesi ile tespitin 12.12.2008 tarihinde kesinleştiği, davacıların 19 parsel sayılı taşınmazın doğu sınırında bulunan ve Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi bilirkişi ...'nun 31.08.2021 tarihli krokisinde (A) harfiyle gösterilen 6.000 m2 yüz ölçümlü kısma yönelik olarak, 2016 yılında ölen mirasbırakanlarının 20 yıldan uzun süre malik sıfatıyla, davasız ve aralıksız tarla olarak kullanımına dayanarak davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile mirasbırakanları veya kendi adlarına miras payları oranında tescilini istedikleri, dava konusu edilen yerin sınırlarında kadim veya tahsis edilen mera bulunmadığı, 1959 ilâ 1999 tarihleri arasındaki hava fotoğraflarından dava konusu edilen kısmın tarla olarak kullanıldığı, imar-ihyanın olduğu ve sınırlarının belirgin bulunduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre de tespit tarihinden geriye davacıların mirasbırakanı tarafından 20 yıldan uzun süredir tarla olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.

3. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (IV/F.) numaralı bentte açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi bilirkişi ...'nun 31.08.2021 tarihli krokisinde (A) harfiyle gösterilen dava konusu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.