"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/314 E., 2023/629 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul-Kısmen Kabul/Ret-Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/108 E., 2022/24 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacılar ve asli müdahil ... yönünden davanın kabulüne, asli müdahiller ... ve ... yönünden asli müdahale davasının hak düşürücü süre yönünden reddine, asli müdahillerce asıl davanın davacıları olan ... ve ... aleyhine açılan asli müdahale davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili, davalılar... ve ... vekili ve asli müdahiller vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekili, davalı ... vekili ve asli müdahiller vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle, dava konusu 101 ada 2, 4, 5, 108 ada 5, 6, 15, 16, 118 ada 21 ve 22, 105 ada 16, 118 ada 25, 39, 50, 75, 126 ve 127, 102 ada 51, 52, 118 ada 26, 27, 28, 117 ada 63, 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacılar ve asli müdahil ...’nin taleplerinin kabulüne, dava konusu 118 ada 44 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, asli müdahiller ... ve ... tarafından açılan asli müdahale davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, asli müdahiller tarafından asıl davanın davacıları aleyhine açılan asli müdahale davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar; davalılar ile birlikte ortak mirasbırakan ... mirasçıları olduklarını, mirasbırakan ...'den mirasçılarına intikal eden malvarlığının bu güne kadar herhangi bir taksime konu olmadığını, mirasbırakandan intikal eden ... ... köyünde bulunan taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında tüm mirasçılar adına miras payları oranında tespit ve tescil edilmeleri gerekirken dava konusu 101 ada 2, 4, 5, 108 ada 5, 6, 15, 16 parsel sayılı taşınmazların ¼‘er paylarla davalılar ..., ..., ... ve... adına, 118 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların 1/2’şer paylarla davalılar ... ve ... adına, 105 ada 16, 118 ada 25, 39, 50, 75, 126 ve 127 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, 102 ada 51, 52, 118 ada 26, 27, 28, 44, 117 ada 63, 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro çalışmaları sırasında kendilerini yok sayan bir anlayışla taşınmazların yalnızca erkek kardeşler adına tespit yaptırıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
2.Asli müdahil ...; dava konusu taşınmazların tamamının müşterek mirasbırakanları ...’ten intikal ettiğini, ...’un oğlu ... ile kızları ... ve...’ın bulunduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra intikal eden dava konusu taşınmazların erkek evladı olan ... tarafından kullanılmaya başlandığını, muris ...'in mirasının mirasçılar arasında bu güne kadar taksim edilmediğini, kendisinin ... mirasçısı...’ın oğlu olduğunu, annesi...’ın ... mirasından pay almadığını, diğer mirasçı olan ...’nin bir süre önce payını tarafların babası ...'e sattığını, ancak annesi...’ın payının durduğunu ileri sürerek miras payı oranında iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.
3.Asli müdahiller ... ve ...; kök muris ...'in kızı...'in çocukları olup davaya konu taşınmazlar üzerinde kendilerinin de miras paylarının bulunduğunu, taşınmazların kök murisin mirasçıları arasında taksim edilmediğini ileri sürerek miras payları oranında iptal-tescil isteğinde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
1.Davalılar ... ve ...; usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemişler, 19.02.2020 tarihli duruşmada davayı kabul ettiklerini, taşınmazlar üzerinde kız kardeşlerinin de hakkı bulunduğunu beyan etmişler, ayrıca taşınmazların kök muris ...'tan geldiğini, ... çocuklarının kendi murisleri ..., ... ve asli müdahil murisi...'a kaldığını, ancak mirasçılar arasında taksim yapıldığını, ...’nin payını aldığını, bu nedenle taşınmazların sadece ... ve...'a kaldığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek asli müdahale talebinin reddini savunmuşlardır.
2.Davalı ...; davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında asli müdahale davasının reddini talep etmiş, asıl davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
3.Davalı ...; usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında asıl davayı ve asli müdahale taleplerini kabul ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli, 2019/108 Esas, 2022/24 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların (118 ada 44 parsel hariç) kök muris ...'ten kaldığı, murisin sağlığında taşınmazlarını paylaştırmadığı, ölümünden sonra da tüm mirasçıların katılımıyla yapılmış usulüne uygun bir paylaşımın bulunmadığı, başka bir anlatımla taşınmazların taksim edildiği veya terekeden çıktığının kanıtlanamadığı, her ne kadar taşınmazlar sadece muris ...’in erkek çocukları tarafından kullanılsa da kural olarak el birliğiyle mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde ortaklardan her birinin zilyetliğinin tüm ortakların zilyetliği gibi yorumlandığı, mirasçılar arasında bir kişinin diğer ortaklara karşı zilyetliğe dayalı olarak taşınmaz edinmesinin mümkün olmadığı, ön inceleme duruşmasında davalılar ..., ... ve ...’in, 28.04.2021 tarihli celsede de davalı ...’in davayı kabul ettikleri, her ne kadar 118 ada 44 parsel sayılı taşınmaz kök muris ...'e ait olmayıp davalı ... tarafından ... isimli kişiden satın alınsa da, davalı ...'in ön inceleme duruşmasında davayı kabul ettiği, kök muris ...'e ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.09.2020 tarih ve 2020/205 Esas, 2020/199 Karar sayılı veraset ilamına göre davacılar ...'ın ve ...'in 1/18'er miras payları olsa da davalıların, davacılar ...'ın ve ...'in davasını kayıtsız ve şartsız kabul etmeleri nedeniyle mirasbırakan ...'e ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.05.2019 tarih ve 2019/135 Esas, 2019/120 Karar sayılı veraset ilamı dikkate alınarak davacılar ...'ın ve ...'in miras payları 1/6 olarak kabul edilerek hüküm kurulması gerektiği, asli müdahil ... yönünden de dava konusu 118 ada 44 parsel sayılı taşınmazın kök muris ...’a ait olmadığı, bunun dışındaki taşınmazlar yönünden iddianın ispat edildiği, ancak davalı ... tarafından asli müdahale talebinin kabul edilmesi nedeniyle dava konusu tüm taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacılar ... ve ...’nün kayıt maliki olmadıklarından asli müdahale davası yönünden pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, asli müdahiller ... ve ...’in asli müdahale taleplerinin, kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden sonra 10 yıllık düşürücü süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle; davacılar ve asli müdahil ... yönünden davanın kabulüne, asli müdahiller ... ve ... yönünden asli müdahale davasının hak düşürücü süre yönünden reddine, asli müdahillerce asıl davanın davacıları olan ... ve ... aleyhine açılan asli müdahale davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, asli müdahiller vekili ve davalılar... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrarlayarak esas dava dosyasına dilekçe sunmak suretiyle asli müdahale talebinde bulunulamayacağını, asli müdahale talebinin reddine karar verilmesi talebinde bulunmuş olmalarına rağmen İlk Derece Mahkemesince gerekçe gösterilmeksizin bu taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu 118 ada 25 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin ...'in sağlığında yapılmış olan bir bina olduğunu, bu binanın ...'ten sonra yapılmış bir bina olup burada ...'in kızkardeşlerinin dolayısı ile asli müdahillerin bir hakkı bulunmadığını, taşınmazların ...'e ait iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği ve mirasçılar arasında bir taksim yapılmadığı yolundaki iddianın asli müdahil tarafın iddiası olduğunu, asli müdahilin iddiasını ispatlayamadığı, asli müdahale talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu yönlerden kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Asli müdahiller vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar Mahkemece ...'nin asli müdahale talebi kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da kurulan hükmün hatalı olduğunu, ...'nin kök muris ...'in üç çocuğundan biri olan...'in oğlu olduğunu, taşınmaz üzerindeki payının buna göre hesaplanması gerekirken 1/9 pay oranında iptal ve tescili kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davacılar ... ve ...'in taşınmaz üzerindeki paylarının 1/3 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, davacılar adına 1/18 pay oranında iptal-tescil kararı verilmesi gerektiğini, asli müdahale talebinin kabulü gerektiğini, hak düşürücü süre geçmediğinden asli müdahillerin taleplerinin henüz zaman aşımına da uğramadığını, asli müdahillerin taleplerinin adi istihkak talebi olduğunu, bu talebin de zaman aşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmadığını, asli müdahillerin mirasın henüz taksim edilmemiş olmasından dolayı elbirliği mülkiyeti ile mallara malik olduğunu, TMK'nın 712. ve 713. maddeleri gereğince kazandırıcı zaman aşımı hükümlerinin davalılar yararına işlemeyeceğini, asli müdahale davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
3.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; asli müdahale dilekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, esas dava dosyasına dilekçe sunmak suretiyle asli müdahale talebinde bulunulamayacağını, dava konusu 118 ada 25 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin babası ...'in sağlığında yapılmış olan bir bina olduğunu, bu taşınmazda davacıların ve asli müdahillerin bir hakkı bulunmadığını, asli müdahillerin iddiasını ispatlayamadığını, bu nedenle asli müdahiller yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
4.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 118 ada 44 parsel sayılı taşınmazın miras malı olmadığını, bu taşınmazı kendisinin para karşılığında sonradan edindiğini, bu hususun Mahkemenin de kabulünde olduğunu, buna rağmen Mahkeme davalının davayı kayıtsız şartsız kabul ettiği gerekçesi ile bu taşımaz yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, davada bir vekil tarafından temsil edilmeyip yeterince aydınlatılmadığı için satın aldığı tarlanın da davaya dahil edildiğinden haberdar olmadığını, davacıların mirastan paylarının 1/3 olmadığını, tespiti yapıldığı halde tüm taşınmazlardan sadece mirasçı olan üçüncü kişi varmış gibi pay verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece davaya konu taşınmazlardan hiçbirinde taksim yapılmadığı kabul edildiği halde kök muristen kalan taşınmazın öncelikle ... için 1/3 oranında paylaştırılması akabinde ise ...'in mirasçıları olan 6 kişi arasında paylaştırılması gerektiğini, bu durumda davacılar ... ve ...'in paylarına 1/18 oranında miras payı düştüğü göz ardı edilerek 1/6 oranında mirastan pay verilmesinin TMK'nın mirasa ilişkin hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 17.05.2023 tarihli ve 2023/314 Esas, 2023/629 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 15.05.2009-15.06.2009 tarihleri arasında askı ilanına çıktığı, kadastro tutanaklarının 16.06.2009 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin 16.06.2019 tarihinde dolduğu, asıl davanın 03.05.2019 tarihinde hak düşürücü süre içinde açıldığı, ...'nin müdahale talebinin de 30.05.2019 tarihinde hak düşürücü süre içinde yapıldığı, asli müdahiller ... ve ...‘in asli müdahale taleplerinin ise 11.10.2021 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığı; dava konusu 118 ada 44 parsel sayılı taşınmaz dışında kalan diğer tüm taşınmazların kök muris ...'e ait olduğu, kök muris ... çocukları olan ..., ...ve... ile mirasbırakan ... mirasçıları adına tespit gören ve muris ...'ten ...,...ve ...’ye intikal eden herhangi bir taşınmaz bulunmadığı, kök muris ...'in tüm mirasçılarının katılımıyla usulüne uygun olarak yapılmış bir taksim bulunmadığı, asli müdahiller ... ve ... tarafından açılan asli müdahale davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; davacılar ve davalıların veraset ilamlarındaki paylarına göre tapu iptali ve tescile karar verilmiş olup bu yönden de hükümde bir hata bulunmadığı, ancak 118 ada 44 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından satış yoluyla önceki malikinden edinilmiş olup kadastro sırasında da taşınmazın satın aldığı önceki malik ... adına tespit ve tescil edildiği, Mahkemece bu parselin de ortak muristen geldiği gerekçesiyle bu parsel hakkında da kabul hükmü kurulmasının doğru olmadığı, davalı ...'in kabul beyanının, çok sayıda parselin dava konusu olması ve kabul beyanını taşınmazları görmeden tümüne birden vermiş olması nedeniyle maddi hataya dayandığı, bu parsel açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacılar vekili, davalı ... vekili ve asli müdahiller vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması suretiyle dava konusu 101 ada 2, 4, 5, 108 ada 5, 6, 15, 16, 118 ada 21 ve 22, 105 ada 16, 118 ada 25, 39, 50, 75, 126 ve 127, 102 ada 51, 52, 118 ada 26, 27, 28, 117 ada 63, 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacılar ve asli müdahil ...’nin taleplerinin kabulüne, dava konusu 118 ada 44 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, asli müdahiller ... ve ... tarafından açılan asli müdahale davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, asli müdahiller tarafından asıl davanın davacıları aleyhine açılan asli müdahale davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahiller vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki taleplerine ek olarak, asli müdahiller aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297. maddesi.
3. Değerlendirme
1. 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda;
-Sivas ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 2, 4, 5; 108 ada 4, 5, 6, 109 ada 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak 1/4'er paylarla davalılar ..., ..., ... ve ... adına,
-Sivas ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazların belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak 1/2'er paylarla davalılar ... ve ... adına,
-Sivas ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 16; 118 ada 25, 39, 50, 75, 126, 127 parsel sayılı taşınmazların belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına,
-Sivas ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 51, 52; 118 ada 26, 27, 28; 117 ada 63, 64 ve 65 parsel sayılı taşınmazların belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına,
-Sivas ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 44 parsel sayılı taşınmazın belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak dava dışı ... adına tespit edildiği, askı ilan süreleri içerisinde dava açılmaması üzerine 16.06.2009 tarihinde kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, 118 ada 44 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından 29.12.2017 tarihinde satış suretiyle davalı ...'e satış suretiyle devredildiği, diğer taşınmazların halen anılan kişiler adına kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla asli müdahiller vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3.Ancak, HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hâkimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçe bölümünde dava konusu 118 ada 44 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından satış yoluyla önceki malikinden edinildiği, kadastro sırasında da taşınmazın satın aldığı önceki malik ... adına tespit ve tescil edildiği, Mahkemece bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunun belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında asıl davada bu parsel yönünden hem davanın kabulüne hem de reddine karar verilerek kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asli müdahiller vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,
Kamu düzeni yönünden yapılan temyiz incelemesi sonunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının B. bendinin 4 numaralı bendinde yer alan “118/44” ibaresinin tamamen hükümden çıkartılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asli müdahillere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.