"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/254 E., 2023/180 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/33 E., 2021/580 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekeçesinde; Karabük ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazının yaklaşık 120,29 metrekarelik kısmının 108 ada 5 parsel sayılı taşınmaz içerisinde tespit edildiğini belirterek bu bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazın 108 ada 2 ve 6 parsellerle birlikte müşterek muristen intikal ettiğini, kadastro tespiti sırasında mümkün olan en eşit şekilde paylaştırılarak tespitlerinin yapıldığını, davacının bu olayları ve sözlü beyanlarını yok sayarak dava açtığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu iki taşınmazın ve komşu parselin evveliyatında bütün olduğu ve tarafların kök murisi .....'dan intikal ettiği, taşınmazın bütünken kök muris tarafından üç kardeş olan tarafların murisleri.... ve .... arasında bölüştürüldüğü, fiili taksim sonucu oluşan sınırlar doğrultusunda kadastro tespiti esnasında tescil edildiği, taşınmazların metrekareleri ile dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin taraflarının murislerinin her birinin ayrı samanlığının olduğu ve harman yerlerinin samanlıklarının hizasında olduğu, zilyetliklerinin de bu şekilde olduğu yönündeki beyanları dikkate alındığında mirasçılar arasında fiilen taksimin mevcut olduğu, talep edilen kısmın davacı parseline dahil edilmesi halinde davacının parselinin 698,02 m² davalının parselinin ise 374,74 m² olacağı ve eşitsizliğin meydana geleceği, davacı kadastro tespiti öncesi sebebe dayalı olarak dava açmış olmakla; dava konusu alanın uzun zaman önce harman yeri olarak kullanıldığı ancak 20-30 senedir kullanılmadığı, açıklanan sebeplerle davacının dava konusu kısımda zilyetlik hususunu ispatlayamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmiş, dava konusu yerin müvekkilinin samanlığı önünde harman olarak kullanılan bir yer olup tanık beyanları ile de bu hususun ortada olduğunu, tarafların babalarının taşınmazı kullanım nisbetinde fiili taksim sonucu bölüştürmüş olup eşitlik kuralının gözetilmediğini, kadastro sırasında davacının köyde bulunmadığını, bunun fırsat bilinerek fiili taksim dikkate alınmadan tespit yapıldığını, zilyetliğin murisler zamanında kazanıldığını, mirasçılar arasında zilyetlik olmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz ve komşu 108 ada 2 ve 5 parsellere kadastro tespiti sırasında eski tapu kaydı uygulandığı, ancak tapu kaydının uygunluğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davacı taraf her ne kadar dava konusu taşınmazın kendilerine ait olduğunu ve 108 ada 10 parselde bulunan samanlığın önünde harman yeri olarak kullandıklarını, zilyetliğin bu şekilde devam ettiğini ileri sürmüş ise de beyanlara göre dava konusu edilen taşınmaz bölümünün 30 yıldır ne davacı ne de davalı tarafça kullanıldığı, davacı tarafın taşınmazın taksimen kendisine kaldığını ve zilyetlik iddiasını ispat edemediği, bu durumda Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, babalarının davacı ve davalıya birer harman ve samanlık olacak şekilde paylaşım yaptığını, kadastro tespiti sırasında bu paylaşımın dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu; Karabük ili, .... ilçesi, .... köyünde bulunan 108 ada 5 parsel sayılı 553,66 m² yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, harici ve rızai taksim, satış yolu ile davalı ... adına tespit edilmiş ve askı ilan süresi içinde dava açılmadığından 03.11.2009 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 247,70 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Daiesine gönderilmesine,
14.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.