"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1060 E., 2023/759 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/458 E., 2022/150 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kastamonu ili, İnebolu ilçesi, ... köyü 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacı ... ve davalılar ... ve ... adına tespit gördüğünü, 15.05.1992 tarihli gayrimenkul zilyetliğinin satış devri senedi ile davacı ...’ın ...'dan 50.000.000 TL karşılığında taşınmazı satın aldığını, yapılan kadastro tespiti çalışmaları sırasında davacının satın almış olduğu bu yerin davalılarla eşit hisseler ile 136 ada 19 parsel sayılı taşınmaza eklendiğini ve tapuya bu şekilde tescil edildiğini, davacının İstanbul'da yaşamasından dolayı bu tespite itiraz edemediğini, keşif ile yapılacak ölçümler ile belirlenecek kısmın tapusunun iptali ile ayrı bir parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 136 ada 19 sayılı parselin tarafların ortak mirasbırakandan geldiğini, yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalılar ve davacı adına tespit edilerek tapuya kayıt ve tescil edildiğini, davalıların ve davacının söz konusu iptali istenen taşınmaz bölümünü birlikte satın aldıklarını ve satın almış oldukları 15 Mayıs 1992 tarihinden bu yana birlikte kullandıklarını, ancak günün şartları gereği aralarında anlaşarak davacı ... adına söz konusu gayrimenkul zilyetliğinin satışı devri senedi yapıldığını, her ne kadar gayrimenkul zilyetliğinin satışı devri senedinde taşınmazı satın alan olarak davacı görünmekte ise de TMK'nın ilgili hükmü gereğince ve davasız ve aralıksız 26 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla birlikte kullanmış olmaları göz önüne alındığında taşınmaz mülkiyetinin olağanüstü kazanım şartlarının oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazı ve dava konusu edilen yeri davacı ve davalıların ortak kullandığı noktasında dinlenen bütün mahalli bilirkişi ve tanıkların hem fikir olduğu, davacının tek başına dava konusu edilen yerde zilyetliğinin olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava konu yerin dosyaya sunulan gayrimenkul zilyetliğin satışı devri senedi ile ...'dan satın alındığını, Mahkeme gerekçesinde davacının tek başına zilyet olmadığının belirtildiğini, davalı tarafla birlikte olsa bile davacının sonuç olarak hak iddia ettiği yerde zilyet olduğunu, dava konusu yeri kardeşler olarak birlikte kullanmalarının normal ve hayatın olağan akışına uygun olduğunu, senede göre dava konusu yeri satın alanın ve malik olma sıfatıyla zilyetliğini sürdürenin davacı olduğunu, bu nedenle hak iddia ettiği yer üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğini öne sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu edilen taşınmaz bölümünü davacı ve davalıların tespit tarihine kadar ortak kullandığı, davacının tek başına dava konusu edilen yerde zilyetliğinin bulunmadığı, zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı yararına gerçekleşmediği dosya kapsamı ile sabit olduğu, böylece Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kastamonu ili, İnebolu ilçesi, İkiyaka köyü Köyiçi mevkiinde kain 136 ada 19 parsel sayılı taşınmazın, 1.164 metrekare yüz ölçümü ile kargir üç katlı ev ve fırın ve bahçesi vasfı ile 1/3 hissesi ... oğlu ..., 1/3 hissesi ... kızı ... ve 1/3 hissesi ... oğlu ...'ın 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda bulunduğu açıklanarak 09.10.2008 tarihinde tespit edildiği, tespitin 23.12.2008 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.