Logo

1. Hukuk Dairesi2023/4695 E. 2024/5272 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile satışı için yetkilendirilen taşınmazın, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını ispatlayamaması ve davalıların süresinde cevap dilekçesi vermeyerek sonradan sundukları dilekçe ile delil bildirmelerinin hüküm ve sonuç doğurmaması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1929 E., 2023/1050 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/411 E., 2022/164 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istekli davada, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının 90 parsel (yeni 1541 ada 36 parsel) sayılı taşınmazını borçları nedeniyle maddi durumu iyi olmadığından satması için davalılardan ...’i o tarihte sağ olan annesi ... ile birlikte vekil tayin ettiğini, davalı ...'in diğer davalıların murisi olan ...’nin taşınmazı 32.000,00 Amerikan Doları karşılığında satın almak istediğini söylediğini ancak bu aşamadan sonra davacının durumdan haberdar edilmediğini, davacının da dava dışı Tekirdağ’da bulunan taşınmazını satmak durumunda kaldığını, satışın gerçekleştiğini ise uzun zaman sonra öğrendiğini, satış bedelini davalılardan talep ettiğini ancak bedelin ödenmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın güncel bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davaya cevap vermemiş; aşamada davalı ..., dava konusu taşınmazın davacı tarafından satışa çıkarıldığını, 6 milyar ETL bedelle murisi ... tarafından satın alındığını, satış bedelinin elden vekil olan davalı ...’e ödendiğini, murisin satış bedeli için dava dışı bir taşınmazını sattığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ...; davacı ile muris ...’nin 6 milyar ETL bedelle devir konusunda anlaştıklarını, davacının satış bedelini talep etmesi üzerine ...’nin kendisine anılan bedeli elden teslim ettiğini, davacının da banka müdürü olan dava dışı bir kişi adına paranın gönderilmesini talep ettiğini, buna ilişkin dekontun aslının da kendisinde olduğunu, satış bedelinin gönderilmesinden sonra davacının bir süre vekaletnameyi düzenlemediğini, ...’nin talebi ve ısrarı ile daha sonra vekaletnamenin düzenlendiğini ve resmi olarak satışın gerçekleştiğini, davacının daha sonra farklı taşınmazların devri için de kendisini vekil tayin ettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı ve davalıların kardeş çocukları olduğu ve davacının 1996-1997 yıllarında Sakarya’dan ayrıldığı, taşınmazı fiilen kullanmadığı, keşifte taşınmazın büyük kısmının boş olduğu ve bir kısmında 20 adet bakımlı fındık ocağı ve 1 adet ıhlamur ağacı bulunduğunun gözlemlendiği; davalı tanıklarının, taşınmazın 6.000 ETL bedelle alındığını duyduklarını beyan ettikleri, davalı ... tarafından ödemeye ilişkin sunulan dekonttaki bedel ile taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş fark olduğu; ayrıca dekontun 01.11.2000 tarihli olup satış ve vekaletname öncesi tarihte düzenlendiği, alıcısının da başka bir kişi olduğu; her ne kadar davacının talimatı ile banka müdürüne gönderildiği belirtilmişse de dekontta ödemeye ilişkin hiçbir açıklama bulunmadığı; davalı ... ile davacı arasındaki yazışmalardan da satış bedelinin ödenmediğinin anlaşıldığı; davalı vekil ... ve ... ...’un el ve işbirliği içinde hareket ederek devri gerçekleştirdikleri gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmazın bedelinin vekaletname tarihinden 3 yıl önce ödendiğini, devir tarihindeki değer üzerinden değerlendirme yapılmasının doğru olmadığını, davacı ile davalının dava konusu taşınmazın satışı ve devri hususunda anlaştıklarını, taşınmaz bedelinin davalı ... aracılığı ile davacıya ödendiğini, sonrasında ise resmi işlemlerin tamamlanabilmesi için ...’in vekil tayin edildiğini, dekont tarihi ile devir tarihindeki farklılığın bu durumdan kaynaklandığını, davalı olan ... ... mirasçılarının iyiniyetli 3. kişi konumunda olduklarını, aradan geçen süre gözetildiğinde davacının kötüniyetli olarak asıl alıcı ... öldükten sonra dava açtığının görüleceğini, bu aşamada davacı ...’in el yazısıyla davalı ...'e yazdığı mektubun da dikkate alınması gerektiğini, bu mektupta satış bedeli ödendikten sonra devrin yapıldığının belirtildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davalıların, süresinde cevap dilekçesi sunmayarak sonradan sunmuş oldukları dilekçe ile delil bildirmelerinin hüküm ve sonuç doğurmayacağı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, vekil ... ve alıcı ... ... arasında el ve işbirliği içinde hareket edilerek işlem yapıldığı ve davacının zarara uğratıldığı gerekçesi ile davalıların istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 127., 190. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2., 3., ve 6. maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1. ve 506. maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ile annesi ...’un 23.01.2003 tarih, 1059 yevmiye nolu vekaletname ile dava konusu eski 90 parsel sayılı taşınmazı dilediği bedelde dilediği kişiye satması için davalı ...’i vekil tayin ettikleri, vekil ...’in dava konusu taşınmazı 09.05.2003 tarihinde 1 milyar ETL bedelle diğer davalıların murisi olan ... ...’a temlik ettiği, ... ...’un 21.03.2019 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesi uyarınca; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Öte yandan, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, HMK'nın 127 ve devam maddeleri gereğince davalı, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde cevap dilekçesi vererek savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları ve her bir vakıayı hangi delillerle ispat edeceğini göstermelidir. Aksi halde, dava dilekçesinde ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayılır.

Davacı; dava dilekçesinde dava konusu taşınmazı borçları nedeniyle satması için davalılardan ...’i o tarihte sağ olan annesi ... ile birlikte vekil tayin ettiklerini, davalı ...'in diğer davalıların murisi olan ...’nin taşınmazı 32.000,00 Amerikan Doları karşılığında satın almak istediğini söylediğini ancak bu aşamadan sonra durumdan haberdar edilmediğini, satışın gerçekleştiğini ise uzun zaman sonra öğrendiğini, satış bedelini davalılardan talep ettiğini ancak bedelin ödenmediğini, vekilin vekaletnamedeki yetkisini kötüye kullanarak dava konusu taşınmazı el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği ... ...’a devrettiğini ileri sürmüş, davalılar ise süresinden sonra sundukları cevap dilekçelerinde satış bedelinin devirden önce ödendiğini belirterek davanın reddini istemişlerdir.

Somut olayda; ispat yükü kendisinde olan davacı, dava dilekçesinde “Tapu kayıtları; Tapuda satış belgeleri, vekalet, bilirkişi ve keşif ve sair yasal deliller” olarak delillerini bildirmiş, davacı vekili 22.12.2020 tarihli ön inceleme duruşmasından sonra 06.01.2021 tarihli dilekçe ile davalı ... tarafından sunulan 01.11.2000 tarihli dekontu kabul etmediklerini, davacıya ödenen bir para olmadığını, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini, tanık dinlenecek ise de ...’u tanık olarak dinletmek istediklerini bildirmiş, 08.02.2021 tarihli dilekçesiyle dava açıldıktan sonra davalı ... ile olan mesajlaşma kayıtlarını dosyaya sunmuş olup davacı taraf dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığından ve davalılar da süresinde davaya cevap vermediklerinden aşamada dinlenen tanıkların beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığı açıktır.

Davacı vekili tarafından 08.02.2021 tarihli dilekçe ekinde sunulan davalı ... ile davacı arasındaki mesajlaşma kayıtlarından ise vekalet görevinin kötüye kullanıldığı sonucuna varılamadığı gibi, taşınmazın bilirkişi raporunda yi-üfe endeksine göre belirlenen satış tarihindeki değeri ile resmi akitte yazan değeri arasında fark bulunmasının da eldeki davada iddianın ispatı için tek başına yeterli olmayacağı açıktır.

Hal böyle olunca, ispat külfeti üzerinde olan davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.