Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5131 E. 2025/2300 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çekişmeli taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve davalı adına tescil edilmiş tapu kaydının iptali gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mera vasfında olduğunun tespit edilmesi ve davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ve tapu kaydının iptaline ilişkin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/52 E., 2023/129 K.

Mahkemece bozma kararına uyularak verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 29.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı Hazine vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine; çekişmeli 137 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca kamu orta malı mera niteliğinde olduğu gerekçesiyle taşınmazın tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılması isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı; çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydına ve irsen intikal eden zilyetliğe tutunarak davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Kars 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2014 tarihli ve 2009/168 Esas, 2014/944 Karar sayılı kararıyla; tespite esas tapu kaydının çekişli taşınmaza ait olduğu, bölgede hayvancılık geçim kaynağı olduğundan davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunduğu, davacı Hazinenin iddiasını ispata elverişli delil sunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dairenin 17.05.2022 tarih, 2021/4483 Esas, 2022/3926 Karar sayılı kararıyla: ''Toplanan delillerden, çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu, mera niteliğinde olan taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi nereye ulaşırsa ulaşsın bu zilyetliğin bir değer ifade etmesinin mümkün bulunmadığı, tespite esas teşkil eden tapu kaydının taşınmaza aidiyetinin kabulünün mümkün olmadığı, bu haliyle çekişmeli taşınmaz üzerinde davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının da oluşmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek davanın reddinin isabetsiz olduğu'' belirtilerek kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Kars 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişme konusu taşınmazın mera vasfında olduğu ve davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline, mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini, taşınmazın ezelden beri davalı ve onun üst soyu tarafından kullanıldığını, Kars Asliye Hukuk Mahkemesinin 1941/149 Esas ve 141 Karar sayılı kararı ile 13.06.1947 tarih ve 88 sıra numarası ile tapu kaydının tesis edildiğini, bu tapu kaydının taşınmazın özel mülkiyete konu olduğunu gösterdiğini, bahsi geçen kararda taşınmazın mera olduğuna dair herhangi bir tespitin bulunmadığını, Kars İl Özel İdaresinin 23.06.2009 tarih ve 1215 sayılı yazısında taşınmazın bulunduğu yöreyi kapsayan mera tahsis kararı olmadığının belirtildiğini, bozma kararında ispat yükünün hatalı biçimde ters çevrildiğini, tapu kaydının taşınmaza aidiyetinin ispat edildiğini, tapu kaydının oluşumuna esas tescil ilamının eki olarak çizilen krokideki sınırların sabit nitelikte olduğunu, tapu kaydı miktar ihtiva etmese bile zemine uygulandığında krokideki sınırların tam olarak tespit edildiğini, hava fotoğrafları, askeri fotoğraflar, askeri haritalar istenmek kaydıyla dosyanın değerlendirilmesi gerekirken böyle bir inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, çayırların toprak yapısı ile mera toprak yapısının birbiri ile benzeştiğini, yargılama sırasında bu hususun göz ardı edildiğini, ziraatçi bilirkişilerin bölge şartlarını düşünmedikleri için hatalı sonucuna vardıklarını, yerel bilirkişi ve tanıkların zilyetliği ve mülkiyeti doğrulayacak şekilde beyanda bulunduklarını, yeniden keşif ve araştırma yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1. Kadastro sonucunda, Kars ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 3 parsel sayılı, 133,900 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, taksim, ifraz ve satın alma nedeniyle çayır vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı Hazine taşınmazın kamu orta malı mera vasfında olduğunu iddia etmiş, davalı ise taşınmaza revizyon gören tapu kaydına ve irsen intikal eden zilyetliğe tutunarak davanın reddini savunmuş, toplanan delillerden çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğu, tespite esas teşkil eden tapu kaydının taşınmaza aidiyetinin kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşılmıştır.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usule, kanuna ve bozmaya uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 2.020,15 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı Hazine vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

29.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.