Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5308 E. 2024/1746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında cebel olarak tescil harici bırakılan taşınmazın davacılar tarafından zilyetliğe dayalı olarak tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmazı satın aldıktan sonra imar ve ihya faaliyetlerinde bulunarak yirmi yıldan fazla süredir nizasız ve aralıksız şekilde zilyetliklerini sürdürdükleri ve zilyetlikle kazanma şartlarını yerine getirdikleri gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların tescil talebini kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/237 E., 2023/9 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; ... köyü, Köyiçi mevkiinde kain kendi üzerlerine kayıtlı 237 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde ve batısında tahminen 500 m² yerin kadastro çalışmalarında tescil harici bırakıldığını, taşınmaz üzerinde yaklaşık 30 yıldır nizasız ve fasılasız olarak ev, ahır ve samanlık gibi müştemilatla birlikte zilyet bulunduklarını ileri sürerek adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; zilyetlik şartlarının gerçekleşmediğini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece,zilyetlikle kazanma şartalarının davacılar ve müdahil davacı lehine gerçekleştiği belirlenerek davanın kısmen kabulü ile ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/664 Esas sayılı dosyasında yapılan keşifte, harita mühendisi bilirkişi ... tarafından düzenlenen 13.06.2009 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokide (A1) harfi ile gösterilen 115,76 m2'lik kısmın davacı ... adına; (B1) harfi ile gösterilen 14,15 m2'lik kısmın davacı ... adına, (C1) harfi ile gösterilen 111,88 m2'lik alanın davacı ... adına; bunun dışında kalan 143,35 m2'lik kısmın ise davacılar ..., ... ve ... adına 1/3'er hisseli olarak tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine

karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.02.2013 tarihli ve 2012/6745 Esas, 2013/1743 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın 1963 yılında yapılan tapulama çalışmasında “cebel” niteliği ile tespit harici bırakıldığını, böyle bir yerin 3402 sayılı Yasa'nın 17 inci maddesinde belirtildiği üzere yoğun emek ve para harcanarak imar ve ihyasının tamamlanması, ondan sonra yirmi yıllık sürenin nizasız ve aralıksız geçmesinin zorunlu olduğu; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi'nden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi ile tespit dışı bırakma tarihinden sonra (1963’den sonra) olmak üzere dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1980-1990 yılları arası) stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek hava fotoğrafların stereoskop ile incelenmesi gerektiği, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, ekonomik amaca uygun olarak tarımsal nitelikle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması gerektiği, taşınmazın başında yapılacak keşifte hazır edilecek inşaatçı bilirkişiye binaların yaşının sorulup belirlenerek hüküm kurulurken göz önünde bulundurulması gerektiği, tescile konu tapusuz taşınmaza bitişik parsellere ilişkin kadastro tutanak ve tescile esas hüküm dosyası getirtildiğini, bitişik 244 parsel sayılı komşu taşınmaza tapulama sırasında revizyon gören Kasım 1953 tarih 2 sıra nolu tapu kaydı getirtilmediğini, söz konusu revizyon kaydı getirtilerek yerel ve teknik bilirkişiler aracılığıyla araziye uygulanarak uyuşmazlık konusu taşınmaz yönünün ne veya kimi gösterdiğinin belirlenmesi gerektiği,tüm bu eksiklikler giderildikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığı belirlenerek karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece dava konusu taşınmazın davacılar tarafından 20 yıldan fazla nizasız ve aralıksız kullanıldığı, imar ve ihyasının tamamlandığı, zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu belirlenerek davanın kısmen kabulü ile ... ili ,Merkez ilçesi, ... köyünde kain 20.11.2015 havale tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen yeşil renkle taralı 95,44 m² yerin davacı ..., (C) harfi ile gösterilen yeşil renkle taralı 92,92 m² yerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bunun dışında kalan ve (P) harfi ile gösterilen kırmızı renkle taralı 240,49 m²'lik alanın davacılar ...,...,... adlarına 1/3'er hisseli olarak tapuya kayıt ve tesciline, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 10.02.2021 tarih ve 2017/1176 Esas, 2021/951 Karar sayılı kararında; mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklar ile üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, inşaat mühendisi bilirkişisi, fen bilirkişisi ve jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması ve keşifte taşınmazın önceki niteliği tespit edilerek imar ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde taşınmaza ev yapmanın imar-ihya anlamına gelmeyeceği ancak önceki ziraatçi bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın ev ve avlusu olarak kullanıldığının belirtildiği dikkate alınarak dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve kullanımın imar-ihya tarihinden itibaren 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı, mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarrufla sürdürüldüğü hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı ve komşu 628 (yeni 237 ada 65) ve 599 (237 ada 70 ) parsel sayılı taşınmazların tescile esas hüküm dosyalarında yapılan keşif zaptındaki yerel bilirkişi ve tanık sözleri, özellikle bu taşınmaz yönünden ne dedikleri ve çekişmeli taşınmaz yönünün ne şekilde belirtildiği dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği belirlenerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların dava konusu tescil harici alana bitişik tapulu taşınmazlarının bulunduğu, davacıların önceleri yukarı köyde ikamet ettikleri, daha sonra dava konusu taşınmaza bitişik tapulu yerlerine eski evi inşa ederek buraya yerleştikleri, daha sonra 1960'lı yıllarda kendi tapulu yerlerine bitişik dava konusu tescil harici taşınmazı ... soyisimli kişilerden bir kısmının imar ve ihyası tamamlanmış bir şekilde tarla olarak satın aldıkları, davacıların taşınmazı satın aldıktan sonra 1970'li yıllarda taşınmaza yeni evleri yaptıkları, 1990'lı yıllara kadar sebze-meyve ekip biçmek sureti ile en az 20 yıl boyunca tarla olarak kullandıkları, daha sonra 1990'lı yıllarda keşif mahallinde de görünen evleri inşa ettikleri, zilyetlikle iktisabın yasal şartları oluştuğu belirlenerek davanın kısmen kabulü ile ... ili, ... köyünde kain 22.06.2022 havale tarihli fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 95,33 m²'lik yerin davacı ..., (C) harfi ile gösterilen 93,12 m²'lik yerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bunun dışında kalan 237,18 m²'lik taralı alanın davacılar ...,... ve ... adlarına 1/3'er hisseli olarak tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, Kanun'un aradığı anlamda ihyanın söz konusu olmadığını, dosya içeriğindeki gerekçeli kararda imar-ihyanın ne zaman gerçekleştiği hususunun tespit edilemediğini, dava konusu taşınmaz üzerinde bu tür faaliyetlere rastlanmadığı, taşınmazın ne şekilde hangi tür faaliyetlerle imar ihya edildiğinin belirtilmediğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ziyetliğe dayalı tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. ... ili, Merkez ilçesi, ... köyünün 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın cebel olarak kadastro harici bırakıldığı anlaşılmıştır.

3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

04.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.