"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2557 E., 2023/744 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/455 E., 2021/477 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ...’ın davacı ...’nın amcasının oğlu olduğunu, davalının kredi teminine ihtiyaç duyması nedeniyle davacı ...'ın babası ...'nın da katıldığı görüşmeler sonucunda davalı tarafından krediye teminat olarak gösterilmek ve kredi sonunda iade edilmek üzere 912 ada 39 parsel sayılı ve üzerinde halen davacıların oturduğu iki adet evin bulunduğu taşınmazdaki davacı paylarının bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, davalı tarafından çekilen kredinin ödenememesi ve icra dosyasında taahhüdünü ihlal etmesi üzerine cezaevine giren davalının borcunun davacının babası ... tarafından kapatıldığını, ...'nın taşınmazın iadesini talep etmesi üzerine davalının taşınmaz üzerinde çok sayıda haciz şerhi bulunduğunu, borçların ödenmesinin zaman alacağını, davalının yakın arkadaşı olup ...’nın da şahsen tanıdığı ve devir işleminin gerçek olmadığını bilen ... isimli arkadaşının kendisine yardımcı olacağını, ...'a borçlu olmadığı halde bu kişiye verdiği borç senedi ile muvazaalı olarak taşınmaz üzerine haciz koydurduğunu, ...'ın haczinden sonra konulan hacizlere ilişkin borcunu ödeyememesi halinde ...'in kendilerinin alacağına mahsuben taşınmazı satın alarak tapusunu aynen iade ettireceğini söylediğini, davacıların 10.10.2015 tarihli taahhütnameyi alarak tapunun iadesini beklediğini, davalı ...'ın bir süre sonra ... ile arasının bozulduğunu söyleyerek davacılardan kaçtığını, ...'ın ise dava konusu evden tahliyelerini talep ettiğini ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptaliyle devirden önceki hisseleri oranında davacılar adına tescilini talep etmiş, 23.07.2020 tarihinde sunduğu dilekçe ile ...'ın taşınmaz üzerinde davalıdır şerhi bulunmasına rağmen Anamur İcra Müdürlüğünün 2013/1647 Esas numaralı takip dosyasında yaptırdığı ihale sonucunda alacağına mahsuben taşınmazı satın aldığını ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ...'ın davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; tapu iptali ve tescil davasının kayıt malikine karşı açılması gerektiğini, davacının tapunun davalıya ait olduğunu bildiğini, davalının dahili davalı sıfatını almasının mümkün olmadığını, davacılar ile diğer davalı arasındaki ilişkinin davalı ... ile ilgisi bulunmadığını, davalı ... ile dahili davalı arasında husumet bulunduğunun icra dosyası ve takip eden resmi işlemler ile sabit olduğunu, taşınmazın, üzerindeki evlerle birlikte bedeli ödenerek satın alındığını, ihalenin feshi davasının reddedilerek kesinleştiğini, icra dosyasındaki borca davalı ...'ın itirazının olmadığını, dahili davalının tefecilikle suçlandığı soruşturma dosyasında da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar tarafından sunulan 20.09.2005 tarihli adi yazılı sözleşmede yer alan davalı imzasının inkar edilmediği ve muvazaa ilişkisinin ispat edildiği, taşınmazın davalı ...’a icra takibi sonrasında konulan haciz işlemi ile yapılan satışının muvazaalı olduğu hususunda ise bir kısım davacı tanıkları davalı ile dahili davalının arkadaş oldukları, taşınmazdaki hacizlerin temizlenmesi için davalı tarafından dahili davalı ile anlaşılarak senet tanzim ettikleri ve haciz işlemi uygulattırarak taşınmazın satışı hususunda anlaştıkları şeklinde beyanda bulunmuş ise de davalı ...’ın dahili davalı aleyhine tefecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması ve tehdit suçlarına yönelik şikayette bulunduğu, davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ardından taşınmaz hakkında kıymet takdirine itiraz ettiği, ihalenin feshini talep ettiği, dolayısıyla dahili davalının üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan bir görünüş yaratmak için kendisi aleyhine suç duyurusunda bulunmasını kabul etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi bu ilişkinin devamı için davalı tarafından ardı ardına dava açılmış olmasının izah edilecek bir halinin bulunmadığı, dahili davalının kötü niyetli olduğunun yeterli delil ile ispat edilemediği, dahili davalıya yapılan cebri tescil işleminin TMK’nın 1023. maddesi gereğince geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça sunulan 20.09.2005 tarihli Gayrimenkul Devir Anlaşması ve 10.10.2015 tarihli Taahhütname başlıklı belgelerde davalı ...'ın imzasının bulunmadığı, bu belgeler ile davacılar ile davalı ... arasındaki inançlı işlem iddiasının kanıtlandığı ancak bedel talebinin bulunmadığı, davalıların muvazaalı senet tanzim ettikten sonra davaya konu taşınmaza haciz işlemi uygulattırarak taşınmazın satışı hususunda anlaştıkları beyan edilmiş ise de davalı ...'ın davalı ... hakkında tefecilik, açığa imzanın kötüye kullanılması, tehdit suçlarına yönelik şikayette bulunduğu, kıymet takdirine itiraz ettiği, ihalenin feshini talep ettiği, davanın reddedilmesi üzerine istinaf ve temyiz yoluna başvurduğu, davacıların davalı ... bakımından iddialarını 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İBK’da belirtilen ilkeler doğrultusunda kanıtlayamadığı, kayıt malikinin kötü niyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesindeki hususları tekrarlamış, davacıların davalılar arasındaki özel durumu ve yasal işlemleri bilmelerinin mümkün olmadığını, kararın dosya kapsamına aykırı olduğunu, 60.000 nüfusa sahip küçük bir ilçe olan Anamur'da herkesin birbirini tanıdığı gibi kimin ne şekilde hareket ettiğini bildiklerini, davacıların taşınmazı davalı adına tescil ve tahliye tarihine kadar kullandıklarını, dahili davalıya yapılan satış işleminin muvazaalı olduğuna ilişkin tanık beyanlarına itibar edilmediğini, borçlu olan davalıya dahili davalı tarafından para verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dahili davalının soruşturma dosyasındaki ifadesinde davalı ... ile uzun yıllardır tanıştığını beyan ettiğini, icra takibine dayanak bononun imza dışındaki tüm unsurlarının dahili davalı tarafından tamamlandığını, üzerindeki tarihlerin gerçek olmadığını, davalının da şikayet dilekçesinde parayı 2012 yılında aldığını beyan ettiğini, davalı ...’ın dahili davalının taşınmazı kötü niyetle ele geçirmeye çalıştığını anlaması nedeniyle sonuç almak amacıyla şikayette bulunmasının muhtemel olduğunu, garson olan dahili davalının bu miktarda borç para veremeyeceğini, aynı mahallede oturan dahili davalının basit bir araştırmayla tüm hususları ve taşınmazların esasen arkadaşı olan davalı ...'a ait olmadığını öğrenebileceğini, ihale satış bedeli ile taşınmaz değeri arasında fahiş fark bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar ... ve ...'nın davaya konu 912 ada 39 parsel sayılı taşınmazda bulunan sırasıyla 301/524 ve 223/524 paylarını 31.08.2005 ve 06.09.2005 tarihlerinde davalı ...'a satış suretiyle devrettiği, davanın 26.12.2019 tarihinde davacılar ile davalı ... tarafından imzalanan 29.09.2005 tarihli Gayrimenkul Devir Anlaşması ve davalı ... tarafından imzalanan 10.10.2015 tarihli taahhütnameye dayanılarak 26.12.2019 tarihinde açıldığı, davaya konu taşınmazın Anamur İcra Dairesinin 2013/1647 Esaslı takip dosyasında icra yoluyla alacağına mahsuben 19.02.2018 tarihinde davalı ...'a satıldığı, tapu kaydının 10.03.2020 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, davalı ...'ın Anamur Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1662 sayılı soruşturma dosyasında davalı ... hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, ayrıca davalı ... tarafından anılan icra dosyasında kıymet takdirine yapılan itirazın kabul edildiği, yine davalı tarafından ihalenin feshinin talep edilmesi üzerine Anamur İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/20 Esas, 2018/34 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, kararın onanarak 08.11.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.