Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5371 E. 2024/6869 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının miras payı nedeniyle açtığı tapu iptali ve tescil davasında, davalıların fiili taksim ve kadastro mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturduğu iddialarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların fiili taksim iddiasını ispatlayamadıkları, davacının kadastro davasına taraf olmadığı için kesin hükümden faydalanamayacağı ve yerel mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1755 E., 2023/558 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/458 E., 2021/194 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Sakarya ili, .... ilçesi, ... Mahallesi 117 ada 10, 121 ada 4, 122 ada 1, 125 ada 14, 114 ada 8, 116 ada 16 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan...’dan kaldığı halde kadastro sırasında davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazlardan 116 ada 16 parselin daha sonra dava dışı üçüncü kişiye devredildiğini ileri sürerek dava konusu 117 ada 10, 121 ada 4, 122 ada 1, 125 ada 14, 114 ada 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescilini, dava konusu 116 ada 16 parsel yönünden ise fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin tahsilini istemiş, davacı vekili aşamada 114 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragat ettiği bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... davanın reddini savunmuş; keşifteki beyanında ise dava konusu taşınmazların mirasbırakan babaları...'dan kaldığını, babalarının sağlığında mirasını paylaştırmadığını, mirasbırakanın ölümünden sonra davalı kardeşi....'le kız kardeşlerine paylarını vermek üzere anlaştıklarını, ancak davalı kız kardeşleri ... ile anlaşamadıklarını, davalı ...'nin kendilerine karşı dava açması üzerine taşınmazların hisseli olarak tapulandığını, davacının annesi olan ölen kız kardeşi ...'nin çocuklarına ise pay verilmediğini belirtmiştir.

Davalı ...; dava konusu 116 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında davalı ... adına tespit gördüğünü, Geyve Kadastro Mahkemesinde açtığı dava neticesinde taşınmazın 1/2 payının hükmen adına tesciline karar verildiğini, taşınmazdaki payının miras hakkı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... süresi içinde cevap vermemiş, duruşmada ise davacının annesi olan ölen ablasının miras hakkını davalı ...'in vereceğini ancak vermediğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar ... ve ... adına kayıtlı olan dava konusu 116 ada 16 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakana ait olduğu ve ölünceye kadar onun tarafından kullanıldığı, zilyetliğini mirasçılarından kimseye devretmediği, davalıların paylaşım savunmasını kanıtlayamadığı, diğer yandan her ne kadar davalılar Geyve Kadastro Mahkemesinin 2009/1 Esas sayılı dosyasının eldeki dava için kesin hüküm oluşturduğunu ileri sürmüşse de davacının anılan davanın tarafı olmadığı, bu nedenle kesin hükümden söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava dışı 3. kişi adına olan taşınmazda davacının tazminat isteğinin kısmen kabulü ile 19.392,65 TL'nin davalılar ... ve ...'den tahsiline; diğer davalı ... yönünden ise 114 ada 8 parsel bakımından davanın feragat nedeniyle reddine, diğer dava konusu 117 ada 10, 121 ada 4, 122 ada 1 ve 125 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise davalı her ne kadar mirasçılar arasındaki paylaşım savunmasında bulunmuşsa da tüm dosya kapsamı, davalı ...'in keşifteki beyanı ve mahalli bilirkişi beyanları ile dava konusu taşınmazların mirasbırakana ait olduğu ve ölünceye kadar onun tarafından kullanıldığı, zilyetliğini mirasçılarından kimseye devretmediği, davalıların paylaşım savunmasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından anılan taşınmazlar yönünden iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ve bu beyanları destekleyen davalı ...'in beyanı ile sabit olduğu üzere dava konusu taşınmazların tamamının tarafların ortak mirasbırakanı...'ın zilyetliğinde olduğu, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, tüm mirasçıların bir araya gelmek suretiyle terekesini taksim etmedikleri, mirasbırakanın sağlığında davalılara yapılan bir bağış işlemi olmadığı, taşınmazların mirasbırakanın terekesinden çıkmadığı, 3. kişiye satılan 116 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ziraat bilirkişisince gerçek değerinin belirlendiği, Mahkemece vekille temsil edilmeyen davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi şeklindeki yazım yanlışlıklarının maddi hata mahiyetinde olup mahallinde her zaman düzeltilebileceği, İlk Derece Mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, bilirkişi raporlarının karar vermeye elverişli olmadığını, fiili taksim olgusunun ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğini, tanık beyanlarındaki çelişkilerin giderilmediğini, mahalli bilirkişinin taksim olgusunu doğruladığı halde ifadesinin devamında çelişkili beyanda bulunduğunu, bu çelişkinin de giderilmediğini, tanıkların beyanıyla mirasçılar arasında fiili taksim olduğunun açığa çıktığını, mirasbırakan Sait tarafından yapılan taksimle dava konusu taşınmazların davalı ...’e verildiğini, taşınmazlar davalı ...’e verildiğinde tapusuz olduğunu, zilyetliğin devrinin yeterli olup başkaca şarta gerek olmadığını, Geyve Kadastro Mahkemesinin 2009/1 Esas sayılı dosyasının eldeki dava açısından kesin hüküm oluşturduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali-tescil ve tazminat istemine ilişkindir.

Sakarya ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 117 ada 10, 121 ada 4, 122 ada 1 ve 125 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, diğer dava konusu 116 ada 16 parsel sayılı taşınmazın ise senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, askı ilan süresi içinde davalı ... tarafından Kadastro Mahkemesinin 2009/1 Esas, 2009/92 Karar sayılı dosyasıyla açılan kadastro tespitine itiraz davasında 117 ada 10, 121 ada 4, 122 ada 1 ve 125 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat nedeniyle davanın reddi ile taşınmazların davalı ... adına, 116 ada 16 parsel yönünden ise davanın kabulüne karar verilerek 1/2'şer payla davalılar ... ve ... adlarına hükmen tesciline karar verildiği, kararın 24.05.2010 tarihinde kesinleşerek 21.06.2010 tarihinde tapuya tescil edildiği, 116 ada 16 parsel sayılı taşınmazın davalılar ... ve ... tarafından 19.06.2018 tarihinde 3. kişiye devredildiği anlaşılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 1.244,21 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.