Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5384 E. 2024/2812 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, hile nedeniyle devrettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline ilişkin talebi, taşınmazın dava sürecinde el değiştirmesi ve davacının önceki davada tazminat yolunu seçmesi nedeniyle reddedilmiştir. Davacı, bu kararın HMK 125. maddeye aykırı olduğunu iddia ederek temyiz etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, önceki davada taşınmazın devredilmesi üzerine HUMK m. 186 (HMK m. 125) uyarınca seçimlik hakkını kullanarak davaya tazminat davası olarak devam etmeyi tercih etmiş olması ve bu hakkın bir kez kullanılmasıyla tükenmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/464 E., 2023/873 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2012/64 E., 2016/220 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına karşı direnme kararı verilmiş, Dairece dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Hukuk Genel Kurulunca Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı ...’in bekar olduğu ve evleneceği vaadi ile kendisini kandırması neticesinde maliki olduğu 46473 ada 1 sayılı parseldeki 5 no’lu bağımsız bölümü ...’e bedelsiz temlik ettiğini, daha sonra ...’in anılan taşınmazı sevgilisi olan davalı ...’a ve onun da diğer davalı ...’e devrettiğini, Mehtap ve ...’in nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandıklarını, davalıların birlikte hareket ettiklerini, daha önce ... hakkında açtığı iptal ve tescil istemli davanın yargılama sırasında devir nedeniyle alacak davası olarak görülüp redle sonuçlandığını, ancak Yargıtay tarafından ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle geri çevrildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını, aynı amaçla daha önce açılan davanın halen derdest olduğunu, öte yandan diğer davalıya yaptığı temlikin takas ve bir miktar para ile gerçekleştiğini, gerçek olduğunu, dava dışı ... ile aralarındaki ilişkiyi öğrendikten sonra davacının çekişmeli devri yaptığını, bu nedenle iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalının dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, 43.000 Avro bedeli banka kanalıyla havale ettiğini, yine maliki olduğu 83 no’lu bağımsız bölümü de bedel yerine geçmek üzere davalı ...’a devrettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.09.2016 tarihli ve 2012/64 E. 2016/220 K. sayılı kararıyla; dava dışı ...’e karşı açılıp, yargılama sırasında devir nedeniyle tazminata dönüştürülen dava nedeniyle eldeki davada iptal ve tescil istenemeyeceği, davalıların kötüniyetle hareket ettiklerinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 12.04.2017 tarihli ve 2017/24 Esas, 2017/330 Karar sayılı kararıyla;istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davacının hileye maruz kalması neticesinde dava konusu taşınmazı dava dışı ...’e devrettiği, ceza yargılaması ile bu durumun sabit olduğu, davalı ...’ın ceza yargılamasında taşınmazın kendisine bedelsiz devredildiğini kabul ettiği, diğer davalı ...’in de durumu bilen ya da bilmesi gereken konumunda bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 16.06.2019 tarihli 2017/3701 E. 2019/3887 K. sayılı kararıyla; “...Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/691 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı ... tarafından ... aleyhine eldeki dava ile aynı iddialara dayalı ve aynı bağımsız bölüme yönelik olarak 01.03.2010 tarihinde iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemli açıldığı, dava tarihinden sonra 22.03.2010 tarihinde dava konusu taşınmazın Mehtap’a, ondan da 05.07.2010 tarihinde Melek’e devredilmesi üzerine, davacı vekilinin 07.01.2011 tarihli celsede aynen; ‘’ ... Taşınmaz dava tarihinden sonra el değiştirmiştir. Davamızı terditli olarak açmıştık. Bu nedenle tapu iptali ve tescil talebimiz yerine alacak davası olarak devamını istiyoruz. 186 ncı madde gereğince yeni malike davayı yöneltmeyeceğiz. ‘’ şeklinde beyanda bulunduğu, yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin hükmü temyiz ettiği, davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı HMK'nın 125 inci maddesinde ( HUMK’un 186 ncı maddesi) dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. Davacı, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/691 esas sayılı davasında 6100 sayılı HMK’nın 125 inci maddesi (HUMK’nun 186 ncı maddesi) uyarınca yeni malike karşı davayı yöneltmediğini, isteğine alacak davası olarak devam ettiğini açıkça belirttiğine göre, eldeki davada iptal ve tescil isteğinin dinlenebilme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 09.10.2019 tarihli ve 2019/1367 E. 2019/1145 K. sayılı kararıyla; önceki karar gerekçesi yanında dava konusunun her el değiştirmesi sırasında davacının yeni bir seçimlik hak kullanabileceğinin doktrinde benimsenen görüşlerden olduğu, davacının bedel isteme nedeninin çoğunlukla devralan kişinin iyi niyetini çürütecek delillerinin elinde olmaması ihtimalinden kaynaklandığı, davada ise devralan davalı ...’ın iyi niyetli olmadığının ceza yargılaması ile anlaşıldığı anda davacının tapu iptali ve tescil isteme hakkının doğduğunu kabul etmenin hem mülkiyet hakkının korunması hem de HMK’nın 125 inci maddenin ihdas edilme amacına uygun düşeceği, HMK’nın 125/1 inci maddesinin davacının mülkiyet talep ettiği davada el değiştirme durumunda davacı lehine seçimlik hak getirdiği, tazminata dönüştürme sonrasında şayet dava konusunu devralan kişinin iyi niyetli olmadığı belirlenir ise yeniden mülkiyet talep etmenin mümkün olduğunu düşünmenin hem hukuka hem de hakkaniyete daha uygun olacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

C. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

D. Hukuk Genel Kuruluna Gönderme Kararı

Dairenin 05.02.2019 tarihli ve 2020/20 E. 2020/628 K. sayılı kararıyla; Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

E. Hukuk Genel Kurulu Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.11.2022 tarihli ve 2020/1-130 Esas, 2022/1576 Karar sayılı kararı ile; "... Dava konusu taşınmaz yargılama sırasında tapuda iki kez el değiştirmiş ise de davacı vekili ikinci devir yapıldıktan sonra o tarihte yürürlükte bulunan HUMK’un 186 ncı maddesi uyarınca tercih hakkını kullanmış ve davaya taşınmazı devreden ... hakkında tazminat davası olarak devam edeceklerini bildirmiş; Mahkeme tarafından da davaya tazminat davası olarak devam edilmiştir. Seçimlik hak davacı tarafça bu şekilde kullanıldıktan sonra ise dava konusunu devralan ... ile ... hakkında, tamamen ilk davadaki iddialara dayalı olarak 16.07.2012 tarihinde tapu iptali ve tescil istemiyle eldeki dava açılmıştır. Ne var ki, Hukuk Genel Kurulunun 11.05.2011 tarihli ve 2011/6-123 E., 2011/301 K. sayılı kararında da benimsendiği gibi HUMK'un 186 ncı maddesindeki tercih hakkının “aynı dava içerisinde” ya da “farklı dava içerisinde” de olsa bir kez kullanılabileceği, bu maddede gösterilen seçimlik haklardan biri olan davayı yeni malike yöneltme hakkını kullanmayan ve davalıya karşı tazminat davası olarak devam eden davacının, bu tercih hakkından dönerek tekrar yeni maliklere karşı aynî nitelikte talepte bulunması olanaklı değildir. Keza, buradaki seçimlik hak bir kez kullanılmakla sonuç doğuran ve tüketilen bir haktır. Davacının tazminat değil de diğer tercih hakkını kullanarak davayı dava konusunu devralan üçüncü kişiye yöneltmesi ve devralanın da aynı şekilde dava konusu hakkı veya malı tekrar bir başka kişiye devretmesi, yani dava sırasında ardışık devirler yapılması durumunda, dürüstlük kuralına aykırı olmadığı sürece yeni bir tercih hakkının doğacağı açık ise de somut olayda böyle bir durum da bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler sonucunda davanın kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır..." gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.

F. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davanın davalılarına yönelik açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların birlikte hareket ettiklerini, kötü niyetli olduklarının sabit olduğunu, Mahkemece var olmayan iyiniyetin korunduğunu, usul hükümlerinin maddi gerçeklikten üstün tutulduğunu, bozma kararına esas alınan davacının önceki vekilinin 07.01.2011 tarihli beyanı döneminde davalılar ile dava dışı ... arasındaki ilişkinin bilinmediğini, aralarındaki ilişkinin varlığının Sincan Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadeler ile ortaya çıktığını, dava dışı ...'in nitelikli dolandırıcılık suçundan Sincan Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2011/152 E. Sayılı dosyasında yargılanarak ceza aldığını, davalı ... ile ...'in sevgili olduklarını, davalılar Mehtap ile Melek arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunu, taşınmaz bedelinin ödenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aldatma ( hile ) ve muvazaa hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı, 39 uncu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü ve 1024 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 46473 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki B blok 5 nolu bağımsız bölümün tamamı davacı adına kayıtlı iken 29.05.2009 tarih ve 17280 yevmiye no’lu akitle dava dışı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, ...’in 22.03.2010 tarih ve 8953 yevmiye no’lu akitle taşınmazı davalı ...’a, onun da 05.07.2010 tarih ve 20063 yevmiye no’lu akitle diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70' ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ve davalı ...'den ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.