"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/132 E., 2023/205 K.
HÜKÜM : Asıl Dava Esastan Ret- Usulden Ret / Birleştirilen Dava Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, asıl davada davalı ... yönünden davanın esastan reddine, davalılar ..... ve .... yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine; birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davalarda davacı; 2018 yılı Mayıs ayında bir şahıs tarafından arandığını, şahsın elinde kendisine ait 180.000,00 TL bedelli çek olduğunu ve bu çekle ilgili görüşmek istediğini söylediğini, bunun üzerine kendisini arayan kişi ile buluştuklarını, karşı tarafın yanında 7-8 kişi daha olduğunu, gelen şahıslardan birinin davalı ..., diğerinin ise davalı ... olduğunu, görüşme sırasında tehditkar bir tavırla ya çeki ödemesini ya da kötü şeyler olacağını söylediklerini ve e-devlet şifresini alarak mal varlığına baktıklarını, bunun üzerine çeki ödeyemeyeceğini söylediğinde iki adet taşınmazını teminat olarak alacaklarını, ödemeyi yaptığında iade edeceklerini söylemeleri üzerine, maliki olduğu 455 ada 7 parsel sayılı taşınmazını davalı ...'e, 424 ada 2 parsel sayılı taşınmazını ise davalı ...'ye devrettiğini, sonradan taşınmazların kısa bir süre içinde birkaç defa el değiştirdiğini ve diğer davalılara devredildiğini öğrendiğini, ... ile ... hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ...; davacının dava dilekçesinde belirttiği satış işlemlerinde iyiniyetli 3. şahıs konumunda olup gayrimenkulün bedeli olan 32.500,00 TL'yi diğer davalı ...’a ödeyerek satın aldığını; davalı ...; davacının iddialarının asılsız olduğunu, kendisine verdiği 69.000,00 TL'lik 3 adet çekin ödenmemesinden dolayı böyle bir yol izlediğini, davacıya çekle alakalı olarak 69.000,00 TL'lik borcunun bulunduğunu, maddi sıkıntılarından dolayı kendisine inşaat malzemesi vererek borcunu kapatabileceğini beyan ettiğini, davacının da bu teklifi kabul ettiğini, ancak sonradan vazgeçerek dava açtığını, davacıdan aldığı arsayı nakit ihtiyacı nedeniyle ...'a sattığını; davalı ..., davacının .... bölgesinde bulunan inşaatlarının iç oda kapısı, mutfak dolabı, banyo dolabı, çelik kapı, mutfak tezgahlarını yaptığını, bu hizmet karşılığında 250.000,00 TL alacağının olduğunu, davacının arsayı alacağı karşılığında teminat olarak verdiğini söylediğini ve anlaştıklarını, üç defa söz verdiği tarihte ödeme yapmadığını, kendisinin de arsayı sattığını, halen davacıdan alacağının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
2. Birleştirilen davada davalı ...; dava konusu 424 ada 2 parsel sayılı taşınmazı ...'tan 223.000,00 TL bedelle satın aldığını, davacının iddia ettiği gibi cebir, tehdit ve hile olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu taşınmazı ederine yakın bir değerde aldığının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.2020 tarihli ve 2018/430 Esas, 2020/217 Karar sayılı kararıyla; tanık beyanlarından taraflar arasında yapılan devirlerin her iki tarafın da iradelerine uygun işlemler sonucu yapıldığı, daha sonra davacının hile ve tehdit ile bu devirlerin gerçekleştiğini iddia ettiği, ancak iddialarını ispatlayamadığı, bir kısım davalıların kayıt maliki olmadıkları gerekçesi ile asıl dosyada davalılar ..., ..., ..., .... ve .....'ın davada pasif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle HMK'nın 114/1 d maddesi uyarınca davanın bu kişiler yönünden usulden reddine; davalı ... yönünden ise davanın esastan reddine; birleştirilen dosya yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 18.02.2021 tarihli ve 2021/141 Esas, 2021/269 Karar sayılı kararıyla; dinlenen davacı tanıklarının taraflar arasında yapılan devirlerin normal şartlarda ve her iki tarafın da iradelerine uygun işlemler sonucu yapıldığını beyan ettikleri, Yerel Mahkemece 08.07.2020 tarihli celsede HMK’nın 241. maddesi gereğince davacının dinlenen tanık beyanları ile yeterli kanaat oluştuğu, tanık ....'nun beyanının yargılamaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle usulüne uygun şekilde tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği, Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 26.01.2022 tarihli ve 2021/1261 Esas, 2022/729 Karar sayılı kararıyla; “... davacı vekili tarafından bildirilen tanıklardan ...’ın dinlenilmesinden vazgeçilmediği gibi, bu tanığın diğer tanıklarla aynı beyanda bulunacağına yönelik herhangi bir bilgi ve belgenin de dosya kapsamında yer almadığı, bu durumda tanıklardan ... dinlenmeden hüküm kurulmuş olması sebebiyle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği açıktır. Hâl böyle olunca, davacı tanıklarından ...’ın usulüne uygun şekilde dinlenmesi, toplanan ve toplanacak delillerin bir arada değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların davalılara hileli davranışlar neticesinde devredildiği hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, davalı ...’in iyi niyetli olduğu, davalılar....,...,...,...,.‘ın ise kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle asıl davada davalı ... yönünden davanın esastan reddine, davalılar ....,...,...,... ve ... yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine; birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, taşınmazların keşfen belirlenen değerleri ile resmi senette gösterilen satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğunu, davalı ...’in dava konusu 7 parsel sayılı taşınmazı 32.500,00 TL‘ye aldığını beyan ettiğini, bu durumda taşınmaz değeri ile satış değeri arasında 9 kat fark bulunduğunu, bu durumun satışın gerçek olmadığının kanıtı olduğunu, taşınmazların çok kısa aralıklarla devredildiğini, Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, davalıların birbirleri ile olan ilişkilerinin irdelenmediğini, ... ile taşınmazı kısa aralıklarla devir alan ..., ... ve ...’ın akraba olduklarını, yine davalılar .... ve ...’in de arkadaş olduklarını, ....‘in 7 parsel sayılı taşınmazı 69.000,00 TL‘ye satın aldığını beyan ettiğini, bu taşınmazın kısa süre sonra 32.500,00 TL‘ye ...’e satılmasının mümkün olmadığını, bu durumun davalıların birlikte hareket ettiklerinin kanıtı olduğunu, tanık ...’nun Mahkemeye verdiği yazılı beyanında, dava konusu taşınmazların davacının elinden tehdit ve hile ile alındığını ifade ettiğini, davacıya satış bedellerinin ödenmediğinin açık olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile ve korkutma (ikrah) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. 37. 38. ve 39/1. maddeleri;
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 424 ada 2 parsel sayılı, 382 m2 arsa vasıflı taşınmazın 08.06.2018 tarihinde satış yolu ile davalı ...’a, onun tarafından 21.06.2018 tarihli satış işlemi ile davalı ...’a, davalı ... tarafından da 07.08.2018 tarihinde satış yolu ile birleştirilen dosya davalısı ...’a devredildiği; yine davacının adına kayıtlı çekişme konusu 455 ada 7 parsel sayılı, 265 m2 arsa vasıflı taşınmazın 08.06.2018 tarihli satış işlemi ile davalı ...’e, onun tarafından 18.06.2018 tarihinde satış yolu ile davalı ...’a, davalı ... tarafından ise 20.06.2018 tarihinde satış işlemi ile davalı ...’e temlik edildiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 8.399,60 TL fazla alınan temyiz giderinin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.