Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5749 E. 2024/6616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu komşu parsellerinin kendi parsellerine tecavüz ettiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazlar arasında doğal sınır oluşturacak şekilde kot farkı ve yaşlı ağaçların bulunduğu, bu nedenle davanın çözümü için sınırın bu doğal unsurlar gözetilerek yeniden keşif ve tespit yapılması gerektiği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1950 E., 2023/667 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/209 E., 2021/215 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Zonguldak ili, .... ilçesi, ..... köyü,....mevkii 137 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkilleri adına kayıtlı olduğunu, davalıların ise bitişik komşu 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğunu, yapılan kadastro çalışmalarında davalıların maliki olduğu 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine ait 137 ada 4 parsel sayılı taşınmaza bütün sınır hattı boyunca yer yer 2 metre eninde tecavüzlü olarak tespit görerek tapu siciline tescil edildiğini, müvekkillerinin ve bütün köylülerin kendilerini bildiklerinden beri davalılar ile olan sınırları, arazi üzerinde bulunan ve bir hat boyunca uzanan yaklaşık 10 adet karaağacın çizdiğini, müvekkilleri ile davalıların taşınmazlarını bu ağaçların ayırdığını, bu ağaçların kökleri ile oluşan ve kaş diye tabir edilen arazi yapısının doğal sınırı oluşturduğunu, davalıların 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarını tel ile çevirmek için sınır tespiti yaptırmaları sonucunda parsellerinin gayrimenkullerine olan tecavüzlü durumlarını öğrendiklerini, davalıların da bildiği bu doğal ve gerçek sınıra taşınmazlarının çekilmesini, tecavüzlerini sonlandırmalarını talep etmelerine rağmen davalıların olumsuz cevap verdiklerini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 137 ada 4 parsel sayılı taşınmaza bitişik bütün sınır hattı boyunca en az 2 metre enindeki arazi parçasının 137 ada 4 parsele eklenerek müvekkilleri adına payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... farklı tarihlerde sundukları ve benzer beyanda bulundukları cevap dilekçelerinde özetle; davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, yasal süresi içinde açılmadığını, kadastro işlemlerinin fiili duruma ve işlemlere dayanak oluşturan kişi beyanlarına uygun yapıldığını, yokluklarında yapılan kadastro tespit ve tescil işlemlerine herhangi bir dahillerinin olmadığını, diğer taraftan davacıların sınır hususundaki beyan ve iddialarının dahi kendi içinde çelişki gösterdiğini, davacıların sınır hususunda yanlışlık yapıldığı ve tecavüzün varlığı ile sonlandırılmasını istedikleri yönündeki iddilarının soyut bir iddiadan ibaret olduğunu, bu hususta davacı tarafça herhangi bir şekilde uyarı ya da ihtar verilmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın davacıların talep ettiği şekilde kullanıldığının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazlar arasında bulunan ve sınır olduğu belirtilen ağaçların kimse tarafından dikilmediği, kendiliğinden yetişen ağaçlardan olduğu, ağaçların mevcut konumlarına göre ise davacı tarafça, davalıların taşınmazının kendi taşınmazlarının sınırları içine girerek fazla miktarda tespit ve tescil edildiği iddiasının ispatlanamadığı, Mahkemesince davanın reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın, müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaza bütün sınır hattı boyunca yer yer 2 metre eninde tecavüzlü olarak tapu siciline tescil edildiğini, müvekkillerine ait taşınmaz üzerinde kendiliğinden yetişen ağaçların sınırı oluşturduğunu, davalıların sınır hattı boyunca uzanan ağaçların ve yer yer 2 metre genişliğindeki arazi parçasının kendilerine ait olduğuna dair herhangi bir beyanları olmadığını, tanık beyanları, davalıların beyanları ve bilirkişilerin sunmuş oldukları raporda yer yer 2 metre eninde sınır hattı boyunca tecavüzün olduğu, ağaçların müvekkillerine ait olduğu, bilirkişi raporunda da davalıların mülkiyetinde olan parselin müvekkillerine ait parseli alt tarafında kalması nedeniyle taşınmazın işlenmesi, yağmur sularının toprak yüzeyindeki toprak taneciklerini sürüklemesi ve ve toprak işlendikçe toprak taşımasına bağlı erozyonun devam ettiği tespit edilerek söz konusu davalarının ispatlandığı halde Yerel Mahkemece bu hususların değerlendirilmeden dikkate alınmayarak eksik inceleme ve araştırma neticesinde hatalı ve hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece her ne kadar istinaf yargı yolu açık gösterilmiş ise de söz konusu hüküm miktar itibariyle kesin hüküm teşkil etmekte olup verilen kararın kesin karar olması gerektiğini, kararın öncelikle kesin karar olması sebebiyle temyiz talebinin reddine karar verilmesini, usul gereği kesinlik sınırı dikkate alınmaz ise esasa ilişkin itirazları doğrultusunda Yerel Mahkemece verilen karar yerinde olduğunu ileri sürerek davacı tarafın temyiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu; Zonguldak ili, .... ilçesi, .... köyü, ... (....) mevki çalışma alanında bulunan 137 ada 2 parsel sayılı, 509,90 metrekare yüz ölçümlü ve "bahçe" vasıflı taşınmaz davalıların murisi İbrahim Sucu adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar kadastro sırasında adlarına tescil edilen 137 ada 4 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, kendilerine ait olan 4 numaralı parsele bütün sınır hattı boyunca yer yer yaklaşık 2 metre eninde tecavüzlü olarak tespit görerek davalılar adına tescil edildiğini, kendi taşınmazları ile davalıların taşınmazının sınırlarını arazi üzerinde bulunan ve bir hat boyunca uzanan yaklaşık 10 adet karaağaçın çizdiğini, kendi taşınmazları ile davalıların taşınmazını bu karaağaçların ayırdığını ve bu ağaçların kökleri ile oluşan ve kaş diye tabir edilen arazi yapısının doğal sınırı oluşturduğunu belirtip davalılar adına kayıtlı 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendileri ait olduğunu ileri sürerek dava açmışlardır.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacıların talep ettiği şekilde kullanıldığının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.

Taşınmaz başında yapılan keşif sırasında dinlenilen yerel bilirkişilerin beyanları, Mahkeme gözlemi ve dosya içerisindeki fotoğraflardan davacılara ait 137 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile davalılara ait 137 ada 2 parsel sayılı taşınmaz arasında doğal sınır oluşturacak şekilde kot farkı bulunduğu, arazi üzerinde mahalli bilirkişilerin beyanlarına göre kendiliğinden yetişen ve fotoğraflardan görüldüğü üzere yaşlı karağaçların yer aldığı ve her iki taşınmaz arasındaki sınırın uzun süredir bu şekilde olduğu; o halde, oluşan sınır üzerindeki ağaçlar ve kaş esas alınmak suretiyle davanın çözümü gerekirken davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmamıştır.

Hâl böyle olunca; Mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan tarafsız şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve 1 fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı; yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle taraflar arasındaki sınır tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.