Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5826 E. 2024/6046 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında oğlu üzerine yaptığı taşınmaz devirlerinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, murisin mal kaçırma amacıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, davalının denkleştirme def'i ileri sürdüğü, davacıların diğer mirasçılara miras paylaşımı kapsamında taşınmaz veya para verildiği iddiasının tanık beyanlarıyla doğrulandığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin hükmü, usul ve yasaya uygun ve bozma kararına uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/416 E., 2023/283 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; tarafların kardeş olduklarını, babalarının 2010 yılında vefat ettiğini, ölmeden önce üzerine kayıtlı bütün taşınmazları oğlu olan davalı ...'a tapuda satış göstermek sureti ile devir ettiğini, asıl amacının taşınmazlarının hepsini oğlu ...'e bağışlamak olduğunu, davalı ...’a yapılan devirler dışında murisin bir mal varlığı bulunmadığını, bu haliyle mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak satış işleminin yapıldığını belirterek Tekirdağ ili, .... ilçesi, .... köyü 2641, 1293, 2394, 3434 parsel ve Güzelköy Mahallesi 2330 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davacıların miras payı oranında iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacılar vekili keşif mahallindeki beyanında, 2641, 2330 ve 1293 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalarından feragat ettiklerini belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; 2641, 2330, 1293 ve 2394 parsel sayılı taşınmazların muris ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, 2641, 1293 ve 2394 parsel sayılı taşınmazların satış yolu ile davalının maliki olduğunu, 2330 sayılı parsel sayılı taşınmazın Şarköy AHM'nin 1996/307 Esas ve 1998/409 Karar sayılı ilamı ile hükmen maliki olduğunu, muris tarafından 3434 parsel sayılı taşınmazı paylaştırma iradesi ile davalıya devrettiğini, kızları ..., ... ve ...'ın evlenerek evden ayrıldığını, oğlu ...'in ise 27 yıl bir arada yaşadığını, murisin köy içinde oturduğu evi ve iki parça taşınmazı bulunduğunu, 2000'li yıllarda kızı ...'in mali sıkıntıları olduğundan borçları nedeni ile icra takibine maruz kaldığını, davalı ve annesinin yardımı ile durumunu düzelttiğini, davalı ve gelini ile birlikte yaşayan murisin belli bir yaşa gelmesi nedeniyle malvarlığını paylaştırmak istediğini, bunun için kızı ...'e borçlarını ödeyebilmesi için gelini ...'den 5 adet burgu bilezik alarak verdiğini, bu şekilde kızının mirastan hakkını aldığını, diğer kızları ..., ... ve ... da miras paylaşımı olarak maliki olduğu 1506 ve 1507 parsel sayılı taşınmazları vereceğini söylediğini, kızlardan ... ve ...'ın başka yerde yaşadıkları için satıp paralarını almak istediklerini, ...'in ...'de yaşadığından bu taşınmazları satın aldığını, köy içinde oğlu ve gelini ile yaşayan murisin bu taşınmazın miras paylaşımında davalıya ait olmasını istediğini, çünkü bütün ihtiyaçlarını davalı ve eşinin karşıladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.01.2019 tarihli 2017/57 Esas, 2019/24 Karar sayılı kararıyla; muris tarafından davalıya devredilmediğinden 2394 parsel sayılı taşınmaz yönünden 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, 2641, 2330 ve 1293 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat edildiği, 3434 parsel sayılı taşınmaz yönünden murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarihli 2019/1775 Esas, 2020/276 Karar sayılı kararıyla; murisin amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmayıp çocukları arasında mirasının dengeli bir şekilde dağılımını sağlama ve eşinin güvence altına alınması olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 21.04.2021 tarihli ve 2020/1318 Esas ve 2021/2433 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 2394 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından davalıya devredilmediği dikkate alındığında bu taşınmaz yönünden 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek tapu iptal-tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı belirtilip, davacıların öteki temyiz itirazları yönünden murisin mal kaçırmasını gerektirir bir husus olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, murisin başka mal varlığı bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve murisin gerçek iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bu kez davacılar vekili bozma kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuş, Dairenin 04.10.2021 tarihli ve 2021/8119 Esas, 2021/5015 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemelerinin denetiminden geçen karara karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğundan karar düzeltme istemi reddedilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2394 parsel sayılı taşınmaz yönünden 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, 2641, 2330 ve 1293 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragat edildiği, 3434 parsel yönünden ise davacıların murisi ...'ın bu parselin maliki iken 18.06.2002 tarihinde davalıya satış ile temlik ettiği, davalının denkleştirme iddiasında bulunduğu, davalı tarafından bildirilen denkleştirme iddiasına konu 1506 ve 1507 parsel sayılı taşınmazların muris tarafından dava dışı kızının eşi ...'ya 31.08.2004 tarihinde devir edilmiş olduğu, söz konusu yerlerin davacı ... ve diğer çocuk ... adına bakamadıklarından adına devraldığı ve sonra devir ettiği, davacılardan ...'in ise verilen nakit paralar nedeni ile paylaştırmadan bu şekilde faydalandırıldığının tanık anlatımlarından anlaşıldığı, murisin eşi ve davalı tanığı ...'ın bozma ilamı sonrasında alınan beyanında, muris ile malların paylaşımı konusunda karşılıklı olarak anlaştıkları, kendi isteği ile paylaşımdan mal varılığı talep etmediği, murisin sağlığında yapmış olduğu mirasın paylaşımına ilişkin tasarrufuna bir diyeceğinin olmadığını belirttiği, tüm dosya ile taşınmazların uzman bilirkişilerce edinim tarihleri itibariyle yapılan hesaplama da bir bütün olarak değerlendirildiğinde, murisin davacılardan bu parsel yönünden mal kaçırma amacı ile hareket ettiğinin sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Daire bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bozma ilamında tüm mirasçıları kapsar bir paylaşım olmadığı belirtilmesine rağmen davalının etkisi ile davalı lehine ifade veren tanık ...'nın beyanının esas alındığını, davacı ...'in muristen para almadığı ve buna dair somut delilin bulunmadığını, murisin tüm mal varlığını tek oğlu olan davalının üzerine yaptığını, taşınmazın davalıya satılmış olmasına rağmen aynı konutta yaşamaya devam ettiklerini, murisin kazandığı paralar ile davalı oğluna market açtığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi,

2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...'ın 02.11.2007 tarihinde öldüğü, geride davacı kızları ..., ...; dava dışı kızları ... ve ..., davalı oğlu ..... ile dava dışı eşi ...'nın mirasçı olarak kaldığı, murisin 3434 parsel sayılı taşınmazını 18.06.2002 tarihinde davalı

...'e satış suretiyle temlik ettiği, 2394 parsel sayılı taşınmazın dava dışı kişiler adına kadastro tespiti ile

tescil edildiği, davalı ...'in taşınmazın 5/8 payını anılan paydaşlardan devraldığı, tapu kaydının şerhler bölümünde taşınmazın mirasbırakanın işgalinde olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gereklerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.