"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/128 E., 2023/66 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalılar ... ve ... yönünden pasif dava ehliyeti (husumet) yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili, davalılar ... ile ... vekili tarafından ve duruşma istekli olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma isteği değerden reddedilip temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Almanya’da yaşadığı dönemde maliki olduğu 152 ada 95 parseldeki 18 nolu bağımsız bölümle ilgili işlerin yapılması amacıyla davalı ...’ü vekil tayin ettiğini, ancak davalı vekil ...’ün bilgisi ve rızası dışında taşınmazı eşi olan diğer davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini,...’nin de yakın arkadaşı ve komşusu olan diğer davalı ...’e devrettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini, kendisine herhangi bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihi itibarıyla tespit edilecek rayiç değerinin yasal faiziyle birlikte davalı ...’ten tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve...; iddiaların doğru olmadığını, davacının arkadaşları olan dava dışı ... ve...’ın inşaatını yaptığı binadan bedelini ödeyerek iki adet daire satın aldıklarını, ancak anılan kişilerin inşaatı tamamlayamadıklarını, bunun üzerine satın aldığı iki adet dairenin dava dışı ... adlı kişiye devredilmesi karşılığında yeni yapılacak bir binadan kendilerine üç adet daire verilmesi ve teminat olarak da inşaat bitimine kadar çekişmeli taşınmazın kendilerine devredilmesi konusunda anlaştıklarını, bu doğrultuda davacının davalı ...’e vekaletname verdiğini ve dava konusu taşınmazın davalı ...’ye devredildiğini, dava dışı...’in yeni yapacağı binanın inşaatını bitirememesi nedeniyle dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında diğer davalı ...’e devrettiklerini; diğer davalı ..., davacı ile diğer davalılar arasındaki ilişkiyi bilmediğini, dava konusu taşınmazı gezip görerek ve bedelini ödeyerek satın aldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davalı vekil ...’ün vekalet görevini kötüye kullandığı, vekilin eşi olan ilk el konumundaki diğer davalı Nefiye’nin de durumu bilerek hareket ettiği, ancak son kayıt maliki davalı ...’in kötüniyetli olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptal-tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 29.03.2021 tarihli ve 2020/976 Esas, 2021/1819 Karar sayılı kararıyla; davalı vekil ...’ün vekalet görevini kötüye kullandığı, vekil ile ilk el davalı ...’nin el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri, ne var ki ikinci el konumundaki davalı ...’nın iktisabında iyiniyetli olup olmadığı hususunda hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmadığına değinilerek tapu iptali ve tescil isteği yönünden taraf tanıklarının ayrıntılı biçimde yeniden dinlenmesi, davalı ...’in taşınmaz bedelini ödeyip ödemediği, diğer davalılar ... ve...’nin işyeri komşusu olup olmadığı, davalı ...’in yeğeninin Osmaniye’de okuyup okumadığı hususlarında gerekli araştırmanın yapılması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek davalı ...’in TMK′nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 16.06.2023 tarihli ve 2021/128 Esas, 2023/66 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, vekil olan davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullandığı, davalı ... ile eşi olan diğer davalı ...’in el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri, davalı ...'nın ise iyiniyetli olmadığı ve TMK'nın 1023 üncü maddesindeki korumadan yararlanamayacağı, dava tarihi itibariyle davalılar ... ve...'nin taşınmazda kayıt maliki olmadıkları gerekçeleriyle davalı ... yönünden davanın kabulü ile tapu iptal-tescile, davalılar ... ve ... yönünden pasif dava ehliyeti (husumet) yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalılar ... ile ... vekili, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılar ... ve... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinin, yine davalılar ... ve... vekilleri için verilen vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, anılan kısımların hükümden çıkarılarak kararın bu hususlara ilişkin bozulmasını/düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ... ve... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılar ... ve... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın taraflar arasında kararlaştırıldığı üzere satılığa çıkartıldığını ve davalı ...'in alıcı olduğunu, ... ve... ile davalı arasında başkaca bir bağ bulunmadığını, davacının, davalı ...'e verdiği vekaletname nedeni ile taşınmazın devredilebileceğini, devir bedeli almayacağını bildiğini, davacıyı zararlandırma kastı ile hareket edilmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesinin kabul edilemeyeceğini, kolluk araştırma tutanaklarında davalılar arasında arkadaşlık ilişkisi bulunmadığını, aynı mahallede ikamet etmediklerinin tespit edildiğini, satış bedelinin tapuda elden ödendiğini, davalı ... ile diğer davalılar arasında bir bağlantı gösterecek hiçbir delil bulunmadığını, davalının vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği, diğer davalılar ile birlikte el ve işbirliği içinde davacıyı zarara uğratma kastıyla hareket ettikleri iddiasının kanıtlanamadığını, bu hususta bir delil bulunmadığını, iyiniyet savunmasının aksinin ispatlanamadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 502 nci maddesinin birinci fıkrası, 504 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 506 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2 nci ve 3 üncü maddeleri. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2023 tarihli ve 2022/1-946 Esas, 2023/1154 Karar sayılı kararı
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’ın İskenderun 3. Noterliğinin 24.08.2015 tarihli ve 18363 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile satış yetkisi de içerir şekilde davalı ...’i vekil tayin ettiği, vekil ...’ün davacı adına kayıtlı çekişme konusu 152 ada 95 parsel sayılı taşınmazdaki 18 nolu bağımsız bölümü 01.09.2015 tarihinde eşi olan davalı ...’e, davalı ...’nin de 24.03.2017 tarihinde diğer davalı davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
2. Hemen belirtmek gerekir ki; temyizen incelenen Mahkeme kararının, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin hüküm yönüyle bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar ... ve... vekilince ve davalı ... vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler yerinde görülmemiştir.
3. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere tapu iptali ve tescil davaları kural olarak tapu sicilinde adına tescil işlemi gerçekleştirilmiş kişi ya da kişiler aleyhine karşı açılır. Bu durum, tapunun iptaline karar verilmesi halinde kararın infazının gerçekleştirilebilmesi bakımından zorunlu olup duruma göre ilgili köy, belediye veya orman yönetimi ya da Hazineye husumet yöneltilmesi de gerekebilir. Yine kayıt malikinin ölmesi durumunda husumetin mirasçılarına yöneltilmesi gerekmektedir. Hasım hususunun belirlenebilmesi için her somut olayın özelinde inceleme yapılması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davaları özünde vekilin vekâlet görevini kendisi ya da bir başkası yararına kötüye kullandığı iddiasına dayanmaktadır. Bu nedenle bu tür davalarda vekil dava açılmasına sebebiyet veren kişi olup davacının iddiasını ispat edebilmesi açısından tazminat talebi olmasa dahi davayı kayıt maliki yanında vekile de yöneltmesi mümkündür. Bu durum talebin özünden doğan şekli biçimsel bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Çünkü davada ispat edilmesi gereken husus vekâlet görevini kötüye kullanan vekil ile kayıt maliki olan kişinin ya da kişilerin (ara malik) vekil eden aleyhine el ve iş birliği içerisinde bir haksızlık yaparak onu zarara uğrattıklarına ilişkindir. Bu noktada davalılar arasındaki el ve iş birliğinin belirlenmesi, davalı kayıt maliki ya da kayıt maliki olmuş ara malikler ile vekil arasındaki ilişkinin gerçek mahiyetinin açıklığa kavuşturulması açısından vekile ve ara maliklere de husumet yöneltilmesinin olayın daha iyi aydınlatılması ve ispatı ile yargılama giderlerinden sorumluluk bakımından gerekli olduğu açık olup davalı vekil ... ve ara malik... yönünden pasif husumet yokluğundan ret kararı verilmesi doğru değildir.
4. Hal böyle olunca; davalılar vekil ... ve ara malik... yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi ve hükmün de buna göre kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıran taraflara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.