Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6151 E. 2024/2364 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları ve sonrasındaki toplulaştırma çalışmaları neticesinde davalı adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün davacı tarafından imar ve ihya edilerek kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü süreye ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazın kadastro paftasındaki eski haline ilişkin tespitte duraksamalar ve çelişkiler bulunduğu, davacının itirazlarının da dikkate alınmadığı gözetilerek, taşınmazın evveliyatının tespit harici alanda mı yoksa kadastroda kayıtlı bir parselde mi olduğunun belirlenmesi ve buna göre hak düşürücü süre değerlendirmesi yapılması gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/816 E., 2023/857 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/389 E., 2022/460 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Malatya'ya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 236 ada 5 parsel numaralı taşınmazın 2003 yılında yapılan toplulaştırma çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit edildiğini, taşınmaz içerisinde bulunan 40.000 metrekarelik alanın 50 yıldır davacı tarafından imar ihya edilerek kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın içerisinde bulunan 40.000 metrekarelik alanın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, Hazinenin husumetinin bulunmadığını, toplulaştırma işlemlerinin üzerinden 10 yılın geçtiğini, taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu 236 ada 11 parsel ve 237 ada 1 parsel sayılı taşınmazların eski 98 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kaldığı, 98 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 27.01.1961 tarihinde kesinleştiği ve davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece davaya konu taşınmazın 98 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı kabul edilmiş ise de Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin emsal teşkil eden 2016/1112 Esas sayılı dava dosyasına konu edilen taşınmazın tapulama harici alanda olduğunun tespit edildiğini, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının lehe olduğunu ve 2003 yılında yapılan toplulaştırma çalışmalarına kadar olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının davacı lehine oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının 19.07.1974 tarihinde kesinleştiği ve davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12, 14, 16 ve 17 nci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

Mahkemece, davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten, eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.

Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sonucunda tescil harici alanda bırakılıp 2003 yılında yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda davalı ... adına tescil edilen 236 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 40.000,00 metrekarelik bölümüne ilişkin olarak eldeki dava açılmış, Mahkemece çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeninin ne olduğuna ilişkin olarak inceleme yapılmıştır.

Kadastro müdürlüğünün 09.12.2021 tarihli müzekkere cevabından; ... Mahallesinde kadastro çalışmalarının 1961 yılında yapıldığı, davaya konu alanın kadastro sırasında taşlık vasfıyla tespit harici bırakıldığı, bu alanda 2003 yılında yapılan toplulaştırma sonucunda 114 ada 4 ve 6 parsel sayılı mera parsellerinin oluştuğu, 27.03.2015 tarihinde yapılan ikinci toplulaştırma işlemi ile bu alanın dava dilekçesine konu edilen 236 ada 5 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği, daha sonra Malatya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/112 Esas ve 2018/182 Karar sayılı ilamına istinaden ifraz edilerek anılan dosyada davacı ... adına tescil edilen 236 ada 10 ve kamu orta malı vasfındaki 11 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı anlaşılmış; eldeki davanın ise imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak 26.11.2021 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir.

Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen teknik bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz bölümünün ... Mahallesi 236 ada 11 parsel ve ... Mahallesi 237 ada 1 parsel sayılı mera parselleri içerisinde kaldığı ve bu yerin kadastro paftası ile çakıştırılması sonucunda orijinal tesis kadastrosu paftasındaki 98 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığının tespit edildiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde taşınmazın tespit harici alanda olduğunu ve ilk olarak idari yoldan 2003 yılında davalı ... adına tescil edildiğini belirttiği, kadastro müdürlüğünce gönderilen yazı cevabına göre 98 parsel sayılı taşınmazın da toplulaştırma sonucunda 114 ada 4 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara ve sonrasında ikinci toplulaştırma ile 236 ada 5 parsel sayılı taşınmaza dönüştüğü, 98 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı nedeniyle 12.05.1960 tarihinde dava dışı 3. kişi adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 27.01.1961 tarihinde kesinleştiği, daha sonra 19.07.1974 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

Teknik bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaz bölümünün evveliyatının 98 parsel sayılı taşınmaza tekabül ettiği belirlenmiş ve yargılamaya buna göre devam olunmuş ise de dosyada toplanan delillere göre bu tespitte duraksama bulunduğu gibi davacı vekilinin buna ilişkin itirazının dikkate alınmamış olması da isabetsizdir. Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/112 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde ... tarafından 114 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı dava açıldığı, bu davada taşınmazın 1961 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici alanda bırakıldığının ve ilk olarak 2003 yılında idari yoldan Hazine adına tescil edildiğinin kabul edildiği, düzenlenen teknik bilirkişi raporunda da 114 ada 6 parselin ihdasen oluştuğunun ve geldi kaydının bulunmadığının belirtildiği, davacı ... lehine 2003 yılından önceki döneme ilişkin zilyetlik şartları incelenerek verilen kabul kararının onanarak kesinleştiği, eldeki davaya konu 236 ada 5 parsel sayılı taşınmazın da 114 ada 6 parselden geldiği, eldeki davada düzenlenen teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümleri ile anılan davada ... adına tescil edilen 236 ada 10 parsel sayılı taşınmazların sınır komşusu olduğu, orijinal kadastro paftası incelendiğinde ise eldeki davadaki taşınmaz bölümünün 98 parsel sayılı taşınmaza isabet etmesi halinde anılan davada ... adına tescil edilen taşınmazın evveliyatının orijinal paftadaki 97 parsel sayılı taşınmaza tekabül etmesi gerektiği ancak anılan davada bu hususun tespit edilemediği, dolayısıyla teknik bilirkişi raporları arasında çelişkinin meydana geldiği, teknik bilirkişi raporundaki tespitlerin kadastro müdürlüğünce gönderilen ilk yazı cevabı ile de uyuşmadığı anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu taşınmaz bölümünün konumu teknik bilirkişi raporuyla doğru olarak tespit edildikten sonra bu taşınmaz bölümünün orijinal kadastro paftasıyla bilimsel verilere uygun, doğru ve denetlenebilir yöntemlerle çakıştırılması sonucunda evveliyatının ne olduğu ve tesis kadastro paftasında nereye tekabül ettiği belirlenmeli, bu hususta dosya içerisinde bulunan diğer delillerle çelişki meydana gelmesi halinde teknik bilirkişiden yukarıda açıklandığı şekilde meydana gelen çelişkilerin giderilmesi istenmeli, davaya konu taşınmaz bölümünün 98 parsel sayılı taşınmaza isabet ettiğinin anlaşılması halinde bu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilerek incelenmeli, dava dilekçesinde davaya konu edilen taşınmazın evveliyatının tescil harici alanda mı yoksa tesis kadastrosunda yer alan parsellerden birinde mi kaldığı hususu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.