Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6220 E. 2024/1254 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında kızı üzerine yaptığı taşınmaz devrinin muris muvazaası olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye iade talebiyle açılan davada, dava değerinin miras payı ile sınırlı olmayıp devredilen malvarlığının tamamı üzerinden hesaplanması gerektiği, bu durumda temyiz incelemesi için gerekli miktarın aşıldığı ve esasa ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, miktar itirazı üzerine verilen ek kararın ise kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1026 E., 2023/1316 K.

HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Birleştirilen Dava Ret/Esastan Ret-Temyiz Talebi Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/55 E., 2023/101 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 15.11.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'in 751 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 hissesini davalı kızı ...'e mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazalı olarak devrettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığını ve taşınmazın gerçek değeri ile satış değeri arasında oransızlık bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın 1/2 hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'in 751 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesini davalı ...’e mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazalı olarak devrettiğini, mirasbırakanın emekli maaşı ve adına kayıtlı olan tarlalarının bulunduğunu ve bunlardan gelen gelirlerle hayatını sürdürdüğünü, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını, ev hanımı olan davalının mirasbırakanla birlikte davaya konu taşınmaz üzerinde yan yana inşa edilmiş tek katlı farklı evlerde ikamet ettiğini ve mirasbırakan ve eşine bakması nedeniyle Devletten aldığı bakım aylığı dışında alım gücünün bulunmadığını, mirasbırakanın ahlaki ödev kapsamını aşan bakım ihtiyacının bulunmadığını, tarla niteliğindeki taşınmazları dururken ikamet ettiği tek taşınmasını satmasının olağan olmadığını, davalıyı korumak amacıyla diğer mirasçılardan üstün tutarak taşınmazı bedelsiz olarak devrettiğini, 18.11.2013 tarihli vasiyetnamede de davaya konu taşınmazın doğu tarafında inşa ettiği evini arsa payı ile birlikte davalıya vasiyet ettiğini ileri sürerek taşınmazın 1/2 hissesinin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile terekeye iade edilerek tüm mirasçıların miras hisseleri oranında adlarına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde saklı paylarının tenkisini talep etmiştir. Birleştirilen davada ... terekesine temsilci olarak ... tayin edilmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; satış bedelinin mirasbırakana ödendiğini, mirasbırakanın 2017 yılında yüklü miktarda mobilya alışverişi yaptığını ve kalp kapakçığı nedeniyle ameliyat olduğunu, özel muayenelere gittiğini ve tedavi masraflarının bulunduğunu, sadece emekli maaşı alan mirasbırakanın faturalarının uzun süredir davalının eşi tarafından ödendiğini, 2020 yılında mirasbırakanın ameliyat olmak amacıyla tarla da sattığını, davalının eşinin satıştan hemen önce ve sonra banka kredisi çektiğini, 2008 yılında 70 yaşında bulunan mirasbırakanın talebi üzerine onunla yaşamaya başladığını, hipertansiyon, şeker, prostat hastalıkları ve kalça kemiğinden ameliyat olması nedeniyle tek başına yaşayamayacak durumda olduğunu, davalının mirasbırakana ve felçli annesine devamlı baktığını, davacıların saklı payının ihlal edilmediğini ve mirasçı ...'e devredilen taşınmazların da olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın diğer mirasçılarından mal kaçırması için bir neden ortaya koyulamadığı, dinlenen tanık beyanlarında mal kaçırma iradesine ilişkin bir olgunun bulunmadığı, davalının mirasbırakanın bakımı ile ilgilendiği ve taşınmazın ekonomik olarak zor durumda olan davalıyı koruma içgüdüsüyle ve minnet duygusuyla temlik edildiğinin anlaşıldığı, davaya konu taşınmazın yalnızca 1/2 payının temlik edildiği ve mirasbırakanın temlik dışı terekesinin bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Asıl davada davacılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde; mirasbırakanın ekonomik olarak zor koşullarda olan diğer çocuklarına aynı şekilde yardımda bulunmadığını, davalının mirasbırakana baktığının kanıtlanamadığını, mirasbırakanın minnet duygusuyla hareket etmesini gerektiren bir durumun bulunmadığını ve tüm mirasçıların bakıma katıldığını, mirasbırakanın bakıma muhtaç olmadığını, eşinin baskısıyla böyle bir tasarrufta bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın ekonomik olarak zor durumda olan davalıyı koruma amacıyla devredildiği yönünde bir savunma bulunmamasına rağmen davalı tarafça ileri sürülmeyen bu hususun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, ekonomik durumu kötü olan diğer mirasçılar varken davalının üstün tutulduğunu ve mal kaçırma kastıyla hareket edildiğini, bu hususta tanık beyanlarının bulunduğunu, devirden 3 yıl önce yapılan vasiyetnamenin mal kaçırma amacının kanıtı olduğunu, davalının bakım aylığının yanı sıra yaptığı her işin parasını talep ettiğini, tüm tanıkların davalının üstün tutulduğuna ilişkin beyanları karşısında mal kaçırma iradesinin ortaya koyulamadığına ilişkin gerekçenin isabetsiz olduğunu, satışın diğer mirasçılar tarafından daha sonra öğrenildiğini, vasiyetnamenin öğrenilmesinden sonra mirasbırakan ile diğer mirasçıların küstüğüne dair tanık beyanlarının bulunduğunu, davalı tanıklarının taraflı beyanda bulunduğunu, mirasbırakanın sağlık durumunun olağanüstü bir bakım gerektirmediğini, davalının bunun için bakım parası aldığını ve ayrıca kendisine araç aldırdığını, davalının çocuklarının ve mutfak alışverişlerinin dahi mirasbırakan tarafından karşılandığını, taşınmazın mirasbırakanın ameliyatlarından önce devredildiğini, temlik dışı taşınmazların değerinin davaya konu taşınmaza kıyasla düşük olduğunu, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmalarına rağmen bu hususun hatırlatılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, tanık beyanlarına göre kardeşi ...'nün 2012 yılında evlenerek evden ayrılması üzerine davalının mirasbırakanın evinin yakınına taşınarak kendisi ve eşinin her türlü bakım ve ihtiyacı ile ilgilendiği, mirasbırakanın minnet duygusuyla hareket ederek satış bedelini buna göre düşük takdir etmiş olduğu, davaya konu taşınmazın 1/2 hissesinin ve diğer tarla vasfındaki taşınmazların devredilmediği ve mirasbırakanın diğer mirasçılarla arasındaki ilişkilerin iyi olduğu, temlikin minnet duygusuyla yapıldığı ve mal kaçırma amacının kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların davacı vekillerinin istinaf talebinin esastan reddine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 361/1-a maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamış, davalının 2008 yılında mirasbırakanın yanına taşındığını ve ablası ...'nün 2012 yılında evlenmesine kadar mirasbırakanın yanında kaldığını ve ihtiyaçlarının mirasbırakan tarafından karşılandığını, kardeşi ...'nün 2012 yılında evden ayrılmasının akabinde bir yıl geçmeden davalı lehine vasiyetnamede bulunulduğunu, davalının yararlandığı ekonomik olanaklar düşünüldüğünde minnet duygusundan söz edilemeyeceğini, temlik dışı terekede 4 parça taşınmaz bulunup değerlerinin düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 14.09.2023 tarihli ek kararı ve Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2023 tarihli kararı ile kararın HMK'nın 362/1-a maddesinde yer alan tutarı geçmediğinden kesin olarak verildiği gerekçesiyle birleştirilen dava davacıları ve tereke temsilcisi vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

Birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili temyiz dilekçesinde; önceki tarihli temyiz dilekçesini tekrarlamış, ayrıca birleştirilen davanın terkeye iade talebine ilişkin olduğunu ve bu nedenle dava değerinin iptali talep edilen taşınmaz hissesinin tamamı üzerinden belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı; Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190 ıncı maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinden; mirasbırakan ...'in 15.11.2021 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları .... ve ... ile kendisinden önce ölen kızı ...'den olma 3 torunu ... ve ...'u terkettiği, asıl davanın mirasçılar ... ve ... tarafından miras payı oranında tescil istemiyle, birleştirilen davanın ise mirasçılar ..., ..., ... ve ... tarafından terekeye iade istemiyle açıldığı, yargılama sırasında mirasbırakanın terekesine temsilci atandığı anlaşılmıştır.

2. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Ancak davanın terekeye iade istemiyle açılmış olması halinde dava değerinin miras payıyla sınırlı olarak değerlendirilemeyeceği, zira talep sonucunun mirasbırakan tarafından devredilen malvarlığının tamamına ilişkin olduğu açıktır.

3. Somut olayda; davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değeri keşfen 783.825,00 TL olarak belirlendiğine göre mirasbırakan tarafından davalı kızına devredilerek davaya ve temyize konu edilen 1/2 payın değeri 391.912,50 TL'dir. Her bir davacının miras payına isabet eden tutar daha düşük hesap edilse de karar; asıl davada miras payı oranında tescil talep eden davacılar tarafından temyiz edilmiş olmayıp terekeye iade istemiyle açılan ve birleştirilen davada tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiş olup terekeye iadesi talep edilen 391.912,50 TL'lik tutar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin üzerindedir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin birleştirilen davadaki temyiz isteminin miktar nedeniyle reddine ilişkin ek kararı yerinde değildir.

4. Bölge Adliye Mahkemesinin esasa ilişkin kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Birleştirilen davada davacılar ve tereke temsilcisi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2023 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın KALDIRILMASINA, ek karar için yatırılan temyiz peşin harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Esasa yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.