"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1221 E., 2023/1586 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/352 E., 2020/340 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakan babaları ...’in 330, 524, 627, 636, 640, 672, 674, 689, 695, 719 ve 642 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı oğlu ...’e ölünceye kadar bakım akti ile temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada 642 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalarından feragat etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; mirasbırakanın yaşlı ve bakıma muhtaç olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, temliklerin bakım karşılığı yapıldığını, mirasbırakanın son iki yıl ağır hasta olduğunu, ölümüne kadar mirasbırakana baktığını ve tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, temliklerde mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2020 tarihli ve 2017/352 E-, 2020/340 K sayılı kararı ile, davalıya temlik edilen dava konusu taşınmazların değerinin mirasbırakana ait diğer taşınmazların değerine oranla makul sınırın aşıldığı, mirasbırakana tüm mirasçılar tarafından bakıldığı, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 642 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 28.05.2021 tarihli ve 2021/603 E., 2021/711 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça mal kaçırma iddiasının ispat edilemediği, mirasbırakanın zaman içinde bakıma muhtaç olup davalı tarafça bakıldığı, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir durum olmadığı, temlik dışı terekenin değerinin temlik edilen taşınmazlara oranla daha fazla olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak 642 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle, diğer taşınmazlar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuş, Dairenin 15.03.2022 tarihli ve 2021/7601 Esas, 2022/2128 Karar, sayılı kararıyla; " .... Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılması, temlik tarihi itibariyle mirasbırakanın başka taşınmazları olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, (taraflar adına intikalen tescil edilen dava dışı 9 adet taşınmaza ilişkin tedavüllü tapu kayıtlarının celbedilerek, bu taşınmazların mirasbırakandan taraflara intikal edip etmediğinin tespit edilmesi), ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazlarla, murisin temlik dışı taşınmazlarının temlik tarihi itibariyle değerleri esas alınarak yapılan temliklerin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, mirasbırakanın temliklerdeki amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve taşınmazların değerlerindeki hesaplamalarda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; muris ...'in 28.03.2005 tarihinde vefat ettiği, murisin beş mirasçısının bulunduğu, bu kişilerden birinin davalı oğlu, ikisinin davacı kızları, diğer ikisinin de dava dışı kızları olduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre muris tarafından ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edilen taşınmaz hisselerinin temlik tarihi itibariyle değeri 2.165,10 TL iken, dava dışı taşınmazlarda muristen mirasçılara intikal eden hisselerin toplam değerinin 314,70 TL olduğu, dolayısıyla muris tarafından ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edilen taşınmazların murisin tüm malvarlığına oranının %87 olduğu, öte yandan taraf tanıklarının beyanlarından murisin akit tarihi itibariyle bakıma muhtaç olmadığının, buna rağmen dava konusu akit neticesinde davalıya yönelik yapılan tasarruf miktarının makul sınırları oldukça aştığı, murisin mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği ve malvarlığının neredeyse tamamını tek erkek çocuğuna bırakmayı amaçladığı kanaatine varılarak ispatlanan davanın kabulüne, davacılar vekilince 21.10.2020 tarihli dilekçe ile 642 parsel yönünden açılan davadan feragat edildiği beyan edildiğinden, İlk Derece Mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, murisin bakımını temin edebilmek maksadıyla çekişmeli taşınmazları davalıya devrettiğini, davalının da tüm bakım yükümlülüklerini yerine getirdiğini, mirasbırakanın her türlü ihtiyaçlarının ve bakımının davalı tarafından sağlandığını, murisin sağlığında bakım borcunun yerine getirilmemesine ilişkin herhangi bir iddiasının söz konusu olmadığını, bozma ilamı gereğince yapılan araştırma neticesinde verilen kararın hatalı olduğunu, murisin mal kaçırma amacı olsa idi adına kayıtlı tüm taşınmazlarını davalıya devredebileceğini, ayrıca İlk Derece Mahkemesince verilen kabul kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, bu kararın ise bozulması üzerine İstinaf Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerektiği hususu göz ardı edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’in 28.03.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları ... ve .... ile davalı oğlu .... ve dava dışı kızları .... ve .....’ın kaldığı, mirasbırakanın 04.04.1996 tarihinde 11 adet taşınmazdaki paylarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ....’ye temlik ettiği, temlik edilen 642 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payın dava tarihinden önce üçüncü şahısa satıldığı, yargılama aşamasında dava konusu 642 parsel sayılı taşınmazdaki temlik edilen pay yönünden davadan feragat edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle temlik dışı terekenin değerinin temlik edilen taşınmazlara oranla daha fazla olduğu, makul sınırın aşıldığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı göz önüne alındığında davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı Kanun'un 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra yapılacak iş bozmaya ve Kanun'un 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Gerede Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2020 tarihli, 2017/352 E. 2020/340 K. sayılı kararının Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28.05.2021 tarihli, 2021/7601 E. 2022/2128 K. sayılı kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere istinaf isteminin reddi şeklinde hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Hal böyle olunca HMK'nın 297. maddesine uygun biçimde yeni bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371/1-a maddesi gereğince Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
25.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.