"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/82 E., 2023/491 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/146 E., 2020/265 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından adli yardım istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; tarafların muris babaları ...'ın İzmir ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde kain 235 ada 22 parseldeki 5/24 hissesini ve 2035 ada 13 parseldeki 690/1280 hissesini mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak 23.06.1998 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, başka birçok taşınmazı olan murisin taşınmaz satmaya ihtiyacı, davalının da taşınmazları almaya maddi gücü olmadığını, bedel ödenmediğini, birçok mirasçı varken sadece davalıya devir yapıldığını, tapuda gösterilen bedelin çok düşük olduğunu belirterek dava konusu taşınmazların davalı adına tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ara kararı uyarınca adrese dayalı nüfus kayıt sistemi ve kolluk araştırması sonucu süresinde sunduğu tespit edilen cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin davalıya tebliğinin usulsüz olduğunu, tebliğ mazbatasında komşu olarak imzası bulunan kişilerin belirtilen adreste yaşamadıklarını, kasaplık yapan murisin dava konusu temlik tarihi öncesi ve sonrasında ekonomik durumunun kötü olduğunu, piyasaya aşırı borcu olduğunu, tefecilerden yüksek faizle borç aldığını, hakkında icra takibi başlatıldığını, murisin borçlarının ailenin en büyük çocuğu davalı tarafından ödendiğini, tanınmış bir aile olmaları sebebiyle aile toplantısında murisin borçlarının ödenmesi ve dava konusu 13 parselin borcu ödeyene devredilmesinin kararlaştırıldığını, davalının borçları ödeyip 13 parseli devraldığını, 22 parselin de davalı tarafından bedeli elden ödenerek alındığını, murisin ihtiyaç sebebiyle başka taşınmazlarını da 3. kişilere sattığını, davalının uzun yıllar kasap dükkanı işlettiğini, alım gücü olduğunu, devir tarihinden önce de davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris ve tarafların kasap dükkanı işlettikleri, davalı tarafın sunduğu murise ait borç senetleri, banka çekleri, muris hakkındaki ödeme emri örneği, tanık beyanları, davalı tanığı banka çalışanı ve tarafların kardeşi ...'in beyanları nazara alındığında murisin gece hayatının olduğu, tefecilerden borç aldığı, piyasaya borcu olduğu, davalının murisin bir kısım borçlarını ödediği, karşılığında murisin dava konusu taşınmazları davalıya devrettiği, murisin amacının mirastan mal kaçırma olmadığı, bedelinin murisin borçları ödenerek karşılandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; özellikle tarafların kardeşi davalı tanığı ...'in beyanından murisin borçlarının olduğu, borçlarının ödenmesi sebebiyle taşınmazlardaki hisselerini davalıya devrettiği, murisin mirastan mal kaçırdığına dair davacı tanıkları dahil hiçbir tanığın beyanda bulunmadığı, davacı tarafça bu hususun ispatlanamadığı, devir tarihindeki rayiç değer ile tapu bedeli arasında fark bulunsa da tek başına muris muvazaasını kanıtlamayacağı, kaldı ki davacı asilin 25.02.2020 tarihli celsedeki "...Babam mallarımı satacağım yabancıya gitmesin, siz alın diye söyledi, abimle beraber taşınmazın bedellerini ödedik, tapuya birlikte gittik, tapu görevlisi taşınmazın iki kişi üzerine tapuya kayıt olmayacağını söyledi, bunun üzerine ben de abime tamam senin üzerine olsun diye söyledim ve onun üzerine yapıldı. Taşınmaz üzerine düğün salonu yapıldığını görünce davalının yanına gittim ancak çözüme ulaşamadım, en son çare yok mahkemeye vereceğim dedim, dava açtım." şeklindeki beyanı göz önüne alındığında murisin taşınmazları devretmekteki amacının mirastan mal kaçırmak değil, satmak olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek dava dilekçesinin davalıya tebliğinin usulüne uygun olduğunu, süresinde cevap dilekçesi ve delillerini ibraz etmeyen davalı tarafın delillerine dayanarak hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu, davalının ödeme savunmasını ispatlamadığını, davalının murisin borçlarını ödediğine dair delil sunulmadığını, tanıklarca murisin borçlarının davacı ve davalı tarafından beraber ödendiğinin beyan edildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Somut olayda; muris ...'ın 14.12.2012 tarihinde ölümüyle geriye eşi Vildan, çocukları davacı ..., davalı ..., dava dışı ...., muristen önce ölen kızı ....'in eşi ... ve kızı... ve ...'den olma torunları .... ve ....'yi mirasçı olarak bıraktığı, murisin İzmir ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain 235 ada 13 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazdaki 690/1280 payının tamamını, 235 ada 22 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazdaki 5/24 payının tamamını 23.06.1998 tarihinde 100.000.000,00'ar TL bedelle davalı oğlu...'a sattığı, 13 parsel sayılı taşınmazın 12.10.2015 tarihindeki imar uygulaması sonucunda tarla vasıflı 93 parsel ve tarla vasıflı 94 parsele ifraz olunduğu, davalının müfrez 93 ve 94 parsellerde 133/192'şer paylı malik olduğu anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.