"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/625 E., 2023/209 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların mülga 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca Mahalli İskan Komisyonunun 15.03.1996 tarihli kararı ile hak sahibi yapıldığını, 115 parsel sayılı taşınmazın tahsisen davalılar adına tescil edildiğini, Mahalli İskan Komisyonu'nun 31.01.2012 tarih 71 sayılı kararı ile aile temsilcisinin hak sahipliği kararından önce uzun vadeli sigorta kaydının bulunması ve taşınmazının olması nedeniyle hak sahipliklerinin iptaline karar verildiğini, bu karara karşı davalıların idare mahkemesinde herhangi bir dava açmadıklarını ileri sürerek dava konusu 115 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; dava konusu 115 parsel sayılı taşınmazda hak sahibi olmak amacıyla hangi bilgi ve belge istenilmişse bunları idareye verdiklerini, idarenin mülkiyetin devrinden önce göstermesi gereken özeni daha sonradan gösterdiğini, hiçbir bilginin idareden saklanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.11.2015 tarihli ve 2014/751 Esas, 2015/640 Karar sayılı kararıyla; göçebelik hususuna ilişkin tarafların hak sahipliği yapıldığı dönemde hangi şartların kabul edildiğinin açık ve kesin bir düzenlemeyle belirlenmediği, dolayısıyla idarenin işlemlerinin güvenilirliği, somut, belirli, genel ve kamu düzenini sağlayıcı istikrar ilkeleriyle iç içe olduğu göz önüne alındığında hak sahibinin sigorta kaydı bulunmasının hak sahipliğini engelleyeceğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.02.2020 tarihli ve 2016/16620 Esas, 2020/1343 Karar sayılı kararıyla; kısa kararda davanın kabulüne karar verilip gerekçeli kararda ise davanın reddine karar verilmesi nedeniyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğunu, bu durumun yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa'nın 141. maddesine aykırılık teşkil ettiği belirtilmiş; kabule göre de davada kendilerini vekille temsil ettirmeyen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Danıştay 8. Dairesinin 18.12.2013 tarihli ve 2013/5988 Esas, 10404 Karar sayılı kararıyla, tarafların hak sahipliği yapıldığı dönemde kimlerin göçebe sayıldığına ilişkin hangi şartların kabul edildiğinin açık ve kesin bir düzenlemeyle belirlenmediğine ilişkin emsal kararı uyarınca davalılar adına tescilin yolsuz tescil olmadığı, diğer yandan 31.01.2012 tarih ve 2012/88 sayılı Mahalli İskân Komisyonu'nun kararı ile davalıların hak sahibi yapılmasına dair karar iptal edilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise de 12.07.2013 tarihinde kabul edilen 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanunu'na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasının "Mülga 2510 sayılı Kanunu göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder" hükmüne yer verilmek suretiyle yürürlükten kalkan 2510 sayılı Kanun döneminde hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmadan devam edeceğinin düzenlendiği, Türk Medeni Kanunu'nun 712. maddesi uyarınca davalıların dava konusu taşınmazda iyi niyetle 10 yılı aşkın süreli zilyetliğinin bulunduğu, davalıların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kazanımlarının korunması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılardan ...'nın SSK kaydı bulunduğu ve üzerinde kayıtlı taşınmazı olduğu, bu nedenle davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini, davalılar adına tescilin yolsuz tescil olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5543 sayılı İskan Kanunu’nun geçici 7/3. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz eden davacı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.