Logo

1. Hukuk Dairesi2023/761 E. 2023/1494 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro harici bırakılan taşınmazın tescili davasında, davacının zilyetliğini ispat edip edemediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yirmi yıllık zilyetliğini ispat için gerekli delilleri sunamaması ve mahkemece istenen keşif giderini yatırmaması, davanın ispat edilememesi sonucunu doğurduğundan, yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen Kadastro harici bırakılan taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu yerin tarım arazisi haline getirilerek kadastro çalışmasının ... tarihinden bugüne kadar geçen 25-30 yıldır kullanıldığını, müvekkilinin dava konusu yeri ihya ettiği ve bu yerdeki mutlak zilyetliğinin herkesçe bilindiğini dava konusu yerdeki zilyetliğin araziyi ekip biçme suretiyle ziraat işleri yapma şeklinde olduğunu belirterek dava konusu yerin müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.10.2006 tarihli ve 2004/60 Esas, 2006/383 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı Hazine vekilinin temyiz talebi üzerine dava dosyası Yargıtay 8.Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.04.2007 tarihli ve 2007/2111 Esas, 2007/2475 Karar sayılı kararı ile karar başlığında ismi açıklanmayan Tatlıca köyü tüzel kişiliğine hüküm tebliğ edilmiş olup bu yön eksiklik oluşturmamakta ise de, dosyadaki bilgilere göre tescil konusu taşınmazın davada taraf durumunu alan Tatlıca köyünde mi, Arıklı köyünde mi kaldığı hususunda duraksama hasıl olduğu, ayrıca dava konusu yerin zilyetlik yolu ile edinilebilen yerlerden olduğunun tespiti bakımından en az 20 yıl öncesine ait olmak üzere dava tarihine kadar muhtelif tarihlerde çekilmiş ... fotoğrafları ve topografik haritaların bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra yerel ve teknik bilirkişiler aracılığıyla dava konusu taşınmaza uygulanması gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28/02/2011 tarihli ve 2010/4245 Esas 2011/1048 Karar sayılı kararıyla "... bozma kararında da değinildiği gibi 1954 yılında 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu hükümleri uyarınca Toprak Tevzi Komisyonlarınca düzenlenen ve dava konusu yere komşu 595, 596 ve 597 sayılı kadastro parsellerinin dayanağı belirtmelik parsellerine ait tutanak ve ekler ile bu taşınmazlara ilişkin tablendikatif tutanakları, Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen pafta ve dağıtım cetvelleri ile mera norm kararı ve haritasının İl Özel İdare Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, dava konusu yeri bilen yaşlı bilirkişilerin listesinin Kaymakamlıktan istenmesi, yeniden yapılacak keşifte az önce açıklanan harita ve belgelerin tümünün uzman bilirkişiler ve mahalli bilirkişiler ile tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, ... fotoğraflarının üç uzman bilirkişiden oluşacak harita mühendisleri tarafından stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, ... fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya ne nitelikte bulunduğu Toprak Tevzi Komisyonunun harita ve belgelerine göre niteliğinin ne olduğu konularında tarafların ve Yargıtayın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, Ziraat Fakültelerinin herhangi birinden toprak konusunda uzman üç bilirkişi seçtirilmek suretiyle keşifte dinlenmeleri, taşınmaz ve çevresi bir bütün olarak düşünülmek suretiyle toprak yapısı da incelenerek taşınmazın tarıma elverişli yerlerden olup olmadığı, hangi tarihten itibaren kültür arazisi olarak kullanıldığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularında az önce açıklandığı biçimde kendilerinden rapor istenmesi, davacının imar ve ihyaya hangi tarihte başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, hangi biçimde emek ve para sarfıyla imar ve ihyanın yapıldığı ve hangi tarihte imar-ihyanın tamamlandığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak belirlenmesi" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesi, taraf vekillerinin beyanları ve sunulan bilirkişi raporları ile diğer bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya içindeki mevcut keşif ve bilirkişi raporlarının Yargıtay kararları uyarınca yetersiz bulunduğu ve davacı keşif için gerekli gideri yatırmadığı gerekçesiyle davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, 2004 yılından beri bin türlü maddi ve manevi zahmetlerle yürütmeye çalıştıkları davada artık masrafları ödeme konusunda zorluk yaşayan davacının sırf keşif ücreti yatırmaması sebebiyle açılan davanın reddedilmesi ile mülkiyet hakkına kavuşamamasının açık bir hukuka aykırılık oluşturduğu, davacı tarafın artık yapılacak keşiften hasıl sonuca ulaşabileceği ümidi kalmadığını gören yargılama organının davalı kurum tarafından bu keşif ücretini yatırması şeklinde ara karar kurdurulması gerektiğini, davalı tarafça yatırılmak istenmezse re'sen araştırma ilkesine göre ileride haksız çıkacak tarafa yüklenilmek üzere suçüstü ödeneğinden karşılanmasına hükmetmesi gerektiğini, Bu hususta 16. Hukuk Dairesi Başkanlığının bozma kararlarındaki gerekçelerin bu dava için de yeterli ve makul bir gerekçe olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi şöyledir, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. " düzenlemeleri yer almaktadır.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 24. maddesinin ilgili kısımları şöyledir, "Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz." hükümlerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla davada uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesindeki sebeplerin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3 Öte yandan yapılan ihtara rağmen kesin süre içerisinde keşif giderinin yatırılmadığı, davanın niteliği gereği yazılı yargılama usulü ve taraflarca getirilmesi ilkesine tabi olduğu anlaşılmakla, yargılama giderlerinin suçüstü ödeneğinden karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

13/03/2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle ile karar verildi.