"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/193 E., 2022/2281 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/94 E., 2021/428 K.
Taraflar arasındaki gaiplik ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... Mahallesinde bulunan 422 ada 10 parsel sayılı, ... Vakfından icareli "Altında dükkanı olan ..." vasıflı taşınmazın maliklerinin (48/1248 payı ..., 24/1248 payı ..., 24/1248 payı verasette iştirak halinde ...,...,...) gaip olması nedeniyle İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/185 Esas, 1995/245Karar sayılı kararı ile kayyım tayin edildiğini, izale-i şûyu davası sonrası 01.02.1997 tarihinde taşınmazın satıldığını, kayyım tayin edilen paylara isabet eden satış bedelinin kayyım hesabına yatırıldığını ve hesabın 19.11.2018 tarihi itibariyle güncel halinin 135.765,83 TL olduğunu, taşınmazın aslının vakıf olup Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesi gereğince taşınmazın vakfına dönmesi gerektiğini ileri sürerek taşınmazın izale-i şûyuu neticesinde satışı nedeniyle 135.765,83TL'ye ulaşan bedelin ... Vakfı adına devam eden faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davaya konu taşınmazın malikinin sağ veya ölü olduğu bilinmediğinden ve mirasçıları bulunmadığından 3561 sayılı Kanun gereğince taşınmazın kayyımla idaresine karar verildiğini, maliklerin nüfus kayıtlarından ölü olduklarının anlaşılması halinde Türk Medeni Kanun'nun 501 inci maddesine göre malikin mirasının Devlete geçeceğini, dava konusu taşınmazın da mahlulen vakfına rücu etmeyip Hazineye intikal etmesi gerektiğini, bir taşınmazın niteliği saptanırken bağlı bulunduğu vakfın kuruluş tarihi, vakfın türü, sahih vakıf mı gayrisahih vakıf mı olduğu veya hangi sebeple tapuya vakıf şerhinin konulduğunu, Medeni Kanuna göre düzenlenen kuruluşlar tarafından imzalanan bir vakıf senedi, vakıflar idaresinin düzenlediği mahluliyet belgesinin mevcut olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, son mirasçı sıfatıyla Hazine’ye ihbar gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.04.2021 tarihli ve 2019/94 E., 2021/428 K. sayılı kararı ile Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesi şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yasal hasım olan kayyımın yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 27.12.2022 tarihli ve 2022/193 E., 2022/2281 K. sayılı kararıyla; Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesi şartlarının oluştuğu, kayyımın harçtan muaf olmadığı, yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Vakıflar Kanunu'nun 17 inci maddesine dayalı gaiplik ve bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Vakıflar Kanunu 17 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Dava konusu 422 ada 10 parsel sayılı 61m2 miktarlı altında iki dükkan olan kargir letafet hanı nitelikli taşınmazın ... adına 09.01.1998 tarihli satış işlemi ile kayıtlı olduğu, taşınmazın tedavül kayıtlarının dosya arasında bulunmadığı, kütük sayfasından nevi hanesinde "Kaptan ... Vakfından" şerhinin bulunduğu ancak terkin edildiği, kütük sayfasında okunaksız kısımların bulunduğu, takibe elverişli olmadığı, İstanbul 1. Sulh Hukuk Hakimliği 1995/185-245 E. K sayılı kararı ile ...,...,... adına İstanbul 1. Sulh Hukuk Hakimliği 1994/325 E. sayılı izaleyi şuyu davasında temsil edilmek üzere İstanbul Defterdarı ...’un kayyım tayin edildiği, ortaklığın giderilmesi dosyasının dava dosyası içinde bulunmadığı, karar örneğinden 1994/325 E., 1996/128 K. sayılı, 12.06.1996 tarihli karar ile; karar başlığından, gaip olan ...,...,... temsilen kayyım İstanbul Defterdarı’nın yer aldığı, dava konusu 422 ada 10 parsel sayılı taşınmazın açık artırma usulüyle satılarak ortaklığın giderilmesine karar verildiği, 17.09.1997 tarihinde ...oğlu ... yönünden, 18.09.1997 tarihinde ... yönünden kayyım tayini kararının (mirasçıları bulunduğundan) kaldırıldığı, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 1996/125 E. sayılı satış dosyanın da dosya arasında yer almadığı anlaşılmaktadır.
2.Bilindiği üzere, 5737 sayılı Kanun'un 17 inci maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.
3.Ne var ki, Mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.
4. Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu 422 ada 10 parsel sayılı taşınmazların ilk tesisinden itibaren dayanak tüm belgelerin okunaklı suretlerinin eksiksiz temini, vakıf şerhinin neden terkin edildiğinin tespit edilmesi, ayrıca kayıt maliki ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, ortaklığın giderilmesi, satış ve kayyım dosyalarının dosya arasına alınması, dava dışı bir kısım kayıt maliklerinin mirasçıları olduğundan kayyım tayini kararının kaldırıldığı gözetilerek eldeki dava konusu taşınmazın kayıt malikleri ile akrabalık ilişkisi bulunup bulunmadığını tespiti, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt malikinin nüfus kaydının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğünden araştırılması, 5737 sayılı Kanun’un 17 inci maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.