Logo

1. Hukuk Dairesi2023/972 E. 2024/4095 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanılması ve korkutma iddialarına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı mirasçılarının iddialarını ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçılarının, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve satışların baskı/tehdit altında yapıldığı iddialarını destekleyen yeterli delil sunamamaları, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmaması gözetilerek temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2316 E., 2022/1790 K.

HÜKÜM/KARAR : Açılmamış Sayılmasına/Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/99 E., 2019/371 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı oğlu ...’in hile yoluyla kendisinden aldığı vekaletname ile maliki olduğu 1517, 1521, 1524, 697, 704, 1490, 1493, 1495 ve 1500 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, ...’un da 697, 704, 1490, 1493, 1495 ve 1500 parsel sayılı taşınmazları davalı ... ’a, 1517, 1521 ve 1524 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’a devrettiğini, ...’nın da temlik aldığı taşınmazları davalı ... ’a devrettiğini, yine davalı oğlu ...’in yönlendirmesi ile davalı ...'dan borç almak zorunda kaldığını, yüksek faizler nedeniyle borçlarını ödeyemeyince 1501, 1519 ve 1531 parsel sayılı taşınmazlarını davalıların baskı ve korkutmasıyla davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, vekaletname tarihinde 76 yaşında olup fiil ehliyetini haiz olduğuna dair rapor alınmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında davacının ölümü üzerine davaya mirasçıları ... ve ... tarafından devam olunmuş, aşamada davacının terekesine temsilci atanmış; davacılar vekili 1531 parsel yönünden davayı takip etmediklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ...; irade fesadı halleri yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, borca batık halde olan davacının taşınmazlarını satma yoluna giderek davalı oğlu ...'e vekaletname verdiğini, şimdi ise davacı ile davalı oğlu ...’in birlikte hareket ederek eldeki davayı açtıklarını, taşınmazları bedellerini ödeyerek satın aldıklarını, edinimlerinde iyi niyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

Davalı ...; söz konusu satış işlemlerine babası olan davacının ve kendi rızasının olmadığını, temliklerin davalı ...’un baskıları sonucu yapıldığını belirterek davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

Davalı ...; iddiaların yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazları yatırım amaçlı olarak bedelini ödeyerek satın aldığını, aradan 16 ay geçtikten sonra da sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/11 Esas 2016/460 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın tereke temsilcisi ve davacı mirasçıları ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20.02.2018 tarihli ve 2017/900 Esas 2018/190 Karar sayılı kararıyla; taraf delilleri toplanmış olmasına rağmen toplanan bu deliller tartışılıp değerlendirilmeden gerekçesiz şekilde hüküm kurulduğu, atiye bırakılan 1531 parsel sayılı taşınmaz yönünden hüküm kurulmadığı gerekçesiyle tereke temsilcisi ve bir kısım davacı mirasçıları vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile hüküm kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosya Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2019 tarihli ve 2018/99 Esas 2019/371 Karar sayılı kararıyla; korkutmaya yönelik irade fesadı halleri yönünden bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, 1531 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacıların davayı takip etmedikleri, davacının fiil ehliyetini haiz olduğu, vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ve davalılarca bu durumun bilindiğinin ispatlanamadığı, davalıların vekille işbirliği içerisinde hareket etmedikleri gerekçesiyle, 1531 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı ... yönünden kayıt maliki olmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2021 tarihli ve 2020/1204 E. 2021/296 K. sayılı kararıyla; davacı ...’ın ölümü üzerine terekesine temsilci atandığı, tereke temsilcisi tarafından kararın istinaf edilmediği, mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı istinaf etme haklarının da bulunmadığı, davada sıfatı kalmayan mirasçılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 352 nci maddesi uyarınca, davacı bir kısım mirasçılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi, davacı mirasçılar ... ve ... vekili ve katılma yolu ile davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairenin 15.03.2022 tarihli ve 2021/7685 E. 2022/2126 K. sayılı kararı ile “...Hemen belirtilmelidir ki; eldeki davada taraf teşkilinin sağlandığı, tereke temsilcisi atanmasına gerek ve yer olmadığı halde tereke temsilcisinin gereksiz yere atandığı anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 366 ncı maddesi atfıyla 352/1-ç fıkrası gereğince tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin sıfat yokluğundan reddine. Davacılar ... ve ... vekilinin itirazları incelendiğinde; yukarıda da belirtildiği üzere eldeki davada taraf teşkilinin sağlandığı, tereke temsilcisinin gereksiz yere atandığı, bu nedenle davacıların davayı takip yetkisinin devam ettiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf taleplerinin esas yönünden incelenmesi gerekirken; davacı mirasçıların davayı takip yetkisinin kalmadığı, kararı istinaf etme haklarının da bulunmadığı, davada sıfatları kalmadığı, istinaf başvurusunun dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin raporuyla davacının fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği, davacıların 1531 parsel numaralı taşınmaz yönünden davayı takipsiz bıraktıkları, diğer dava konusu 697, 704, 1490, 1493, 1495, 1500, 1517, 1521 ve 1524 parsel numaralı taşınmazlar yönünden vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasına, dava konusu 1501, 1519 ve 1531 parsel numaralı taşınmazlar yönünden ise baskı-tehdit ile devir yapıldığı iddiasına dayanıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ya da baskı ve tehdit ile

satışların yapıldığı hususunda dosyada bir delil olmadığı, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığı gerekçesiyle davacı mirasçıları ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçıları ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması ve korkutma sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, davacının verdiği vekaletnamede davalılar ... ve ...'nın tanık olduğunu, dolayısıyla davalılar ... ve ...'nın vekil ...'e yakın oldukları aşikar olup vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilebilecek konumda olduklarını, taşınmazların kısa aralıklarla el değiştirdiğini, bir kısım dava konusu taşınmazların ise baskı ve tehditle devrinin sağlandığını, ancak İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, korkutma ortadan kalktıktan sonra 1 yıl içinde davanın açıldığını, taşınmazın satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğunu, davalıların satış bedelini ödediklerini dava dışı ...'ün hesabından çekilen paralarla ispatlamaya çalıştıklarını, ancak ...'nın satış işleminin tarafı olmadığını, kaldı ki hesaptan para çekilmiş olmasının satış bedelinin ödendiğini göstermeyeceğini, dava konusu tüm taşınmazların tek kişide toplandığını, ara maliklere devir yapılarak gerçek satış görüntüsü çizilmeye çalışıldığını, tarafların oldukça küçük bir ilçede yaşadıklarından birbirlerini tanıdıklarını, tüm dosya kapsamıyla iddialarının ispatlandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve korkutma hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci, 506 ncı, 37 nci, 38 inci ve 39 uncu maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı mirasçıları ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacı mirasçıları ... ve ...'dan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.