Logo

1. Hukuk Dairesi2023/996 E. 2024/1614 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içindeki dolgu alanlarına belediyenin el atmasının önlenmesi ve kal davası.

Gerekçe ve Sonuç: Belediyenin, kıyı kenar çizgisi içindeki dolgu alanları için gerekli izinleri almadığı ve bu alanları Kıyı Kanunu'na aykırı kullandığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/106 E., 2021/371 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; ... İlçe Merkezinde ve ... Gölü kıyı kenar çizgisi içerisinde, Eğirdir Belediye Başkanlığı tarafından muhtelif zamanlarda doldurma ve kurutma yoluyla yaklaşık 512.000,00 m2 arazi kazanıldığını, Belediye tarafından kıyıda yapılan dolgu işlemlerinin Kıyı Kanunu’nun 7 nci maddesi gereğince gerekli izinler alınmadan yapıldığını, dolgu alanlarının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan olduğunu, bu alanlar üzerinde Belediye tarafından yapılan bina ve tesislerin otogar, restoran, büfe, çay bahçesi, işyeri v.b amaçlarla şahıslara kiralanmak suretiyle kullandırıldığını, Eğirdir Gölünün Türkiyenin ikinci en büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olduğunu, bu nedenle Eğirdir Gölü kıyılarında doldurma ve kurutma yapılamayacağı gibi yapılmış dolgular için de Kıyı Kanunu uyarınca izin verilmesinin söz konusu olamayacağını, Belediye tarafından Eğirdir İlçe sınırları dahilinde kıyıda ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi içinde kalan dolgu alanlarının Belediyeye devrinin yapılması için talepte bulunulduğunu ancak bu talebin Maliye Bakanlığınca ret edildiğini ileri sürerek Eğirdir Belediyesi tarafından Eğirdir İlçe Merkezinde ve Eğirdir Gölü Kıyı Kenar Çizgisi içerisinde kıyıların izinsiz doldurulması suretiyle elde edilen arazilerde belediye tarafından yapılan bina ve tesislerin kal’ine ve davalının bu yerlere elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece; Eğirdir Belediye Başkanlığı ile davacı Hazine arasındaki Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, bu davadan da anlaşılacağı üzere Eğirdir Belediye Başkanlığı ile Hazine arasında, dava konusu alanların mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davalı ... Belediye Başkanlığının, dolgu alanlarını kendisinin olduğu inancıyla malikmiş gibi kullandığı ve iyiniyetli asli zilyet konumunda bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.02.2020 tarihli ve 2016/10416 Esas, 2020/867 Karar sayılı kararı ile; Eğirdir Belediye Başkanlığı tarafından dava konusu alanların Belediyeye devri için talepte bulunulduğu, talebin reddi nedeniyle ret işleminin iptali için Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, 6100 sayılı HMK'nın 165 inci maddesi gereğince, İdare Mahkemesi tarafından verilecek hükmün eldeki davada verilecek kararı etkileyeceği anlaşıldığından Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesi, anılan davanın kesin olarak karara bağlanmasından sonra toplanan ve/veya toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 14.12.2021 tarihli ve 2020/106 Esas, 2021/371 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas, 2016/553 Karar sayılı kararı ile belediye tarafından devri talep edilen 512.000 metrekare yüz ölçümlü dolgu alanında Kıyı Kanunu'na ve imar mevzuatına aykırı yapıların ve kullanımların bulunduğu, bazı kısımları hariç olmak üzere Eğirdir Gölünden kazanılan dolgu alanlarına ait dolgu izinlerinin alınmadığı, belediyenin devir talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verildiği, kararın 22.09.2016 tarihinde kesinleştiği, Eğirdir Belediyesince gölden doldurulmak suretiyle kazanılan alanlarda alınması gereken izinlerin alınmadığı, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı yapı, tesis ve kullanımlar mevcut olduğu, söz konusu alanların belediyenin tasarrufuna bırakılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın (husumetin) taraflarına yöneltilemeyeceğini, davalının hukuken geçerli kira sözleşmesine istinaden dava konusu yeri kullandığını ve kira bedellerini de ödediğini, Isparta İdare Mahkemesinin 2015/461 Esas sayılı dosyanın konusunun bu dava dosyasından farklı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 13.308,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...