"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/975 E., 2023/1319 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/343 E., 2021/478 K.
Taraflar arasındaki imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Manavgat ilçesi, ... mahallesinde kain dava konusu 1.092 m2 yüz ölçümlü yeni 179 ada 4 parsel sayılı taşınmazın öncesinde 1963 yılında yapılan ilk tesis kadastrosu sırasında taşlık olarak tespit harici bırakıldığını, 1992 yılında hatalı şekilde mera kütüğüne kaydedildiğini, 2009 yılında ise cins değişikliği ile arsa vasfıyla davalı ... adına tescil edildiğini, 31.12.2013 tarihinde ise imar uygulaması sonucunda 179 ada 4 parsel sayısıyla 1.092 m2 yüz ölçümüyle Hazine adına tekrar tescil gördüğünü, davacının 1988 yılından bu yana dava konusu taşınmazı imar ihya ederek tarıma elverişli hale getirdiğini, bir kısmına ev yaptığını, elektrik, su abonelikleri aldığını, 2017 yılında yapı kayıt belgesi aldığını, kalan kısmın ise tarla olarak meyve, zeytin ve maydanoz ektiğini ve ahır yapıp hayvancılık yaptığını, dava konusu taşınmazın kadim mera olmadığını, komşu taşınmazların tapusunun bulunduğunu, 1988 yılından beri davacının davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla 32 yıldır zilyet olduğunu ileri sürerek dava konusu 179 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın evveliyatının mera olduğunu, sonradan vasfını kaybetmesi üzerine cins değişikliği yapıldığını, davacının fiilen korunan mera üzerinde 1988'den beri zilyet olmasının imkansız olduğunu, taşınmazın mücavir alanda kaldığını ve konut alanı olarak ayrıldığını, taşınmazın imar uygulamasına kadar da mera olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2021 tarihli ve 2020/343 Esas, 2021/478 Karar sayılı kararı ile; ziraat bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazda 1980'lerin ortasında imar ihyaya başlandığı, 1990'ların ilk yarısında imar ihyanın tamamlandığı, 1992 sonrası ile 2005 öncesi tek katlı betonarme ev, üstü saçla kaplı ahır ve ahşap tavuk kümesinin bulunduğu, karışık meyve bahçesi olarak tarıma 1980'lerin ortasında başlandığı, 1990'ların ilk yarısında imar ihyanın tamamlandığının bildirildiği, Antalya İl İdare Kurulunun 07.07.1992 tarihli kararı ile; kesinleşmiş mahkeme kararı gereği mera vasfı ile Hazine adına tescilli kök 941 parsel sayılı taşınmazın ifrazına karar verilerek 1024 ve 1025 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, dava konusu taşınmazın içinde kaldığı 1025 parsel sayılı taşınmazın mera vasfıyla Hazine adına tescil edildiği, 12.10.2009 tarih ve 13516 yevmiye nolu işlem ile cins değişikliği yapılarak 1025 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı kaldırılarak arsa vasfıyla imar uygulaması yapılıp parsellere bölündüğü, dava konusu taşınmazın da Hazine adına tescilli 179 ada 4 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, tapu kayıtları ve mahali bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazın evvelinin mera olduğu, meradan elde edilen yer olduğu, bu nedenle imar-ihya yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu geniş arazinin 1963 yılında ilk tesis kadastrosu sırasında taşlık olarak tespit harici bırakıldığını, bu sebeple imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımıyla iktisaba elverişli olduğunu, aynı yerde Mera Komisyonu tarafından 18.12.1992 tarihinde dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu 1025 parsel sayılı taşınmazın mera olarak tespit edildiğini, fakat bu tespitin hukuken geçerli olmadığını, çünkü dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin hiçbir zaman mera olmayıp, taşlık arazi olduğunu, hiçbir zaman taşınmazda hayvan otlamadığını, 1025 parsel sayılı taşınmazın sonrasında 12.10.2009 tarih ve 13516 yevmiye sayılı işlemle cins değişikliyle arsa vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini, imar uygulaması sonrasında da dava konusu taşınmazın 179 ada 4 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını, dava konusu taşınmazın 1988 yılında beri imar ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, taşınmazın hemen yanında 35-40 yıldır dolgu malzemesi alındığını, mera vasfı olmadığını, ziraat bilirkişi raporlarında taşınmazın taş ve çalılardan temizlenerek imar ihya edildiğinin belirtildiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca davacının 2008 yılı itibariyle mülkiyeti kazandığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.11.2023 tarihli ve 2022/975 Esas, 2023/1319 Karar sayılı kararı ile; fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın kök 941 parsel sayılı taşınmazdan geldiğinin, 1992 yılında 1024 ve 1025 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiğinin, 1025 parsel sayılı taşınmazın da mera vasfıyla Hazine adına tescil edildiğinin, 2009 yılında cins değişikliği ve imar uygulamasıyla davaya konu 179 ada 4 parsel sayısıyla Hazine adına tescil edildiğinin bildirildiği, her ne kadar kök 941 parselin oluşumuna dair tüm evrak getirtilmemiş ise de aynı kök taşınmazdan gelen 1025 parsel hakkında dava dışı Mehmet Ali Çekiç tarafından Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/367 Esasına kayden açılan dava dosyası ve Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2015/16142 Esas, 2016/7389 Karar sayılı ilâmında parselin öncesine ilişkin değerlendireler bulunduğu, bu kapsamda kök 941 parsel sayılı 325.000m2 yüz ölçümlü taşınmazın mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiği, Hazine tarafından tespite itiraz üzerine Manavgat Tapulama Mahkemesinin 14.11.1977 tarihli ve 1977/56-438 Esas-Karar sayılı kararıyla tapulamanın iptaline karar verildiği, hükmün kesinleşmesi üzerine Çeltikçi köyünün Hazine aleyhine açtığı dava sonucunda Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.1981 tarihli ve 1979/500 Esas, 1981/622 Karar sayılı karar ile kök 941 parselin mera olarak sınırlandırılmasına karar verildiği ve kararın 09.03.1983 tarihinde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, sonrasında kök 941 parselin 1024 ve 1025 parsel sayılı taşınmazlara ifraz edildiği, 1025 parsel sayılı taşınmazın 18.12.1992 tarihinde özel mera siciline kaydedildiği, Manavgat Belediye Başkanlığının başvurusuyla 1025 parsel sayılı taşınmazın mera vasfını yitirdiği gerekçesiyle 12.10.2009 tarihinde arsa vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, davacının dayandığı parselin kadastro parselinden geldiği, davacı kadastro sonrası sebebe dayandığından hak düşürücü süreden söz edilemeyeceği, ancak hem mera hem de tapulu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin hükmünün bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazın öncesinde mera vasfıyla kayıtlı olduğunu bildiğini, ancak taşınmazın gerçekte hiçbir zaman mera olarak kullanılmadığını, ilk tesis kadastrosu sırasında taşlık olarak tescil harici bırakılan dava konusu taşınmazın davacı tarafından imar ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiğini, sadece tapu kütüklerine bakılarak karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, imar ihya ve kazandırıcı zamanaşımı nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya kapsamından; Antalya ili, Manavgat ilçesi, ... mahallesinde kain dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu kök 941 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına Hazinenin itirazı üzerine Tapulama Mahkemesinin 14.11.1977 tarihli ve 1977/56 Esas, 1977/438 Karar sayılı kararı ile tapulamanın iptaline karar verildiği, ... köy tüzel kişiliğinin kök parselin mera olarak sınırlandırılması talebiyle açtığı dava sonucunda Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.1981 tarihli ve 1979/500 Esas, 1981/622 Karar sayılı karar ile kök 941 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilerek Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 18.01.1983 tarihli ve 1983/270 Karar sayılı ilâmı ile onanan mera sınırlandırmasına dair kararın 09.03.1983 tarihinde kesinleştiği, kök 941 parsel sayılı taşınmaz 1024 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmaz ile 1025 parsel sayılı kamu orta malı mera vasıflı taşınmazlara ifraz edilerek dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu 1025 parsel sayılı mera vasıflı taşınmazın 18.12.1992 tarih 3315 yevmiye sayılı işlemle mera özel siciline kaydedildiği, Mera Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca 1025 parsel sayılı taşınmazın kamu orta malı mera vasfının değiştirilerek 12.10.2019 tarihinde arsa vasfıyla Hazine adına tescil edildiği, imar uygulaması sonrasında 06.07.2012 tarihli işlemle 1025 parsel sayılı taşınmazın dava konusu 179 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu taşınmazlara ifraz edildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
03.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.