Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1043 E. 2024/2658 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/636 E., 2023/1079 K.

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozluk Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/695 E., 2023/43 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; ... köyünde kain ... parsel (Eski 252 parsel) sayılı taşınmazın 60 yıldır davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyedi olduğunu, ekip biçtiğini, öncesinde de taşınmazın babası ve dedesi tarafından ekilip biçildiğini, kadastro tespiti sırasında hatalı şekilde davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın öncesinde 252 parsel numarasıyla Hazine adına tespit edildiğini, dava dışı ...,... 'ın tespite itirazlarının Batman Kadastro Müdürlüğünün 10.09.1998 tarih ve 1998/70 Karar sayılı kararıyla reddedilmesiyle Hazine adına tespitin 1998 yılında kesinleştiğini, 2021 yılındaki yenileme kadastrosu sonucu taşınmazın 101 ada 34 parsel numarasını aldığını, 1998 yılında kesinleşen tesis kadastrosuna yönelik olarak on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açılamayacağını, ayrıca mirasbırakanlarının zilyetliğine dayanan davacının davayı tek başına açamayacağını, tüm mirasçıların birlikte açması yahut tereke temsilcisiyle takip etmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olan yerlerden olmadığını, davacının zilyetliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.01.2023 tarihli ve 2021/695 Esas, 2023/43 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının incelenmesinde, mer'i 1617 sayılı Kanun uyarınca ... adına senetsizden kazanım miktarını aştığı için 251 parsel sayılı taşınmazın 10 dönüm olarak ... adına, miktar fazlasının ifraz edilerek 252 parsel sayısıyla Hazine adına tespit edildiği, tutanağın 13.01.2007 tarihinde kesinleştiği, kadastro öncesi sebebe dayanan davacının talebinin on yıllık hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kadastro tespitinden haberi olmadığını, dava konusu eski 252 parsel sayılı taşınmazın diğer taşınmazlardan ifraz edildiğini bilmediğini, komşu taşınmazların mirasbırakanları ve akrabaları adlarına tespit edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2023 tarihli ve 2023/636 Esas, 2023/1079 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 101 ada 34 (eski 252) parsel sayılı taşınmazın 05.10.1976 yılındaki tapulama çalışmaları sırasında mer'i mevzuat uyarınca 69 parsel sayılı taşınmazla birlikte ... adına senetsizden tespit edilen taşınmazların 50 dönümü geçemeyeceği, bu sebeple 69 parsel sayılı taşınmaz ikiye ifraz edilerek 10 dönümü 251 parsel olarak ... adına, miktar fazlası 10 dönümün de 252 parsel olarak davalı Hazine adına tespit edildiği, tespite itirazların 10.09.1998 tarih ve 1998/70 Karar sayılı komisyon kararı ile reddedildiği, komisyon kararının 14.12.2006 ilâ 12.01.2007 tarihleri arasında askı ilânına çıktığı ve itiraz edilmeksizin 13.01.2007 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, 28.09.2021 tarihinde kesinleşen yenileme çalışmasıyla da eski 252 parselin 101 ada 34 parsel sayısını aldığı, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmekle hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanmaması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılarıp İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 nci maddeleri,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda; davacının mirasbırakan babası ...'ın 01.01.1970 tarihinde öldüğü, 05.10.1976 tarihinde 1617 sayılı Kanun'a göre yapılan kadastro tespiti sırasında, ... adına aynı çalışma alanında senetsizden 50 dönümden fazla taşınmaz tespit edilemeyeceği gerekçesiyle ... köyünde kain 69 parsel sayılı 20 dönüm yüz ölçümlü taşınmazın, 10'ar dönüm yüz ölçümlü iki parsele ifraz edilerek 251 parsel sayılı taşınmazın ..., 252 parsel sayılı taşınmazın da davalı Hazine adına tarla vasfıyla tespit edildiği, dava dışı kişilerin Hazine adına yapılan tespite itirazlarının kadastro komisyonunun 10.09.1998 tarih ve 1998/70 sayılı kararı ile reddedildiği, komsiyon kararının 14.12.2006 ilâ 12.01.2007 tarihleri arasında askı ilâna çıkarıldığı ve 13.01.2007 tarihinde tespitin kesinleştiği, dava konusu eski 252 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kanun'un 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sonucunda 28.12.2021 tarihinde 101 ada 34 parsel sayısını aldığı, eldeki davanın da 24.12.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 13.01.2007 tarihi ile davanın açıldığı 28.12.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...