"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/87 E., 2023/1166 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/380 E., 2021/148 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Ereğli ilçesi, ... köyünde bulunan 132 ada 26, 154 ada 40, 42, 166 ada 21 ve 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazların muris babası ...’a ait olduğunu, murisin 1994 yılında vefat ettiğini, mirasçı olarak kendisi ile birlikte davalı kardeşlerinin kaldığını, dava konusu taşınmazlarda hakkı bulunmasına rağmen kadastro tespiti sırasında kendisine pay verilmediğini ve çekişmeli taşınmazların davalılar adına kayıtlandığını belirterek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazların paylaşıldığını, kadastro tespitinin buna göre yapıldığını, davacının 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini kardeşi ...’a devrettiğini, davacının 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazda ise davacı ..., ... ve ... olarak bölünmüş hissesinin bulunduğunu, 166 ada 21 parseldeki davacı hissesine karşılık olarak Hesbebaşı olarak bilinen yerin verildiğini, kendisinin de bu yerden pay almadığını, 154 ada 40 parsel sayılı taşınmazda davacının hakkı bulunmadığını, hakkını kardeşi ...’a devrettiğini, davacının 132 ada 26 parseldeki hissesine karşılık olarak Hesbebaşı bölgesinin verildiğini, davacının muristen intikal eden haklarının tamamını ...’a devrettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 132 ada 26 ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazların tarafların murislerinden intikal ettiği, davalı ... murisin sağlığında mal paylaşımı yaptırdığını ve Hesbebaşı mevkinde 139 ada 223 parsel ve 139 ada 516 parsel sayılı taşınmazların da davacının payına düştüğünü ve adına tescil edildiğini iddia etmiş ise de muris tarafından davacı adına intikal eden taşınmazlara ait tapu kayıtları incelendiğinde, muristen intikal eden ve davacı adına kayıtlı olan taşınmazların davacının ve davalıların da dahil olduğu murisin mirasçıları adına elbirliği ile kayıtlı olduğu, 139 ada 516 parselin ise davacıya muristen intikal etmediği, 6292 sayılı Yasa kapsamında davacı tarafından Hazineden satın alındığı, 139 ada 223 parselin metrekaresi de nazara alındığında hak dengesini gözeten ve tüm mirasçıları kapsayan bir paylaşımdan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davalının savunmasına ve bu yöndeki taraflı davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyerek 132 ada 26 ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazlar 160 pay kabul edilerek, 160 paydan 37 payın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile iptal edilen 37 payın davacı ... adına tesciline, kalan payların davalı ... üzerine bırakılmasına, dava konusu 167 ada 5 parsel ve 153 ada 21 parsel sayılı taşınmazların tarafların murislerinden intikal ettiği,167 ada 5 parselin davacının da dahil olduğu mirasçılar adına elbirliği ile tespit ve tescilinin yapıldığı, tarafların murislerinden intikal ettiği anlaşılan 153 da 21 parselin dava dışı Nizamettin Turan adına kayıtlı olduğu, 154 ada 40 parselin ise davalı ... adına kayıtlı olmasına rağmen tarafların murislerinden intikal etmediği gerekçesi ile 154 ada 40, 153 ada 21 ve 167 ada 5 parsel yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinafa konu parsellerin ortak muris ...'dan geldiği konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın muris öldükten sonra mirasçılar arasında taksim olup olmadığı noktasında toplandığı, tapusuz taşınmazların menkul mal hükümlerine tabi olup yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceği, tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin devrinin bilirkişi ve tanık beyanları ve her türlü delille kanıtlanabileceği, somut olayda da mahalli bilirkişilerin, özellikle davalı tanıkları ..., ..., ..., ...'ın beyanları ile sabit olduğu üzere muris öldükten sonra mirasçıların istinaf konusu parselleri taksim ettikleri, taksim sonucunda dava konusu parsellerin davalıya kaldığı, davacıya da aynı köyde Hesbebaşı mevkiindeki 139 ada 516 parselin kaldığı, mirasçılarının halen de paylaşma doğrultusunda yerleri kullandıkları, taraflar arasında taksimin bozulduğuna dair bir delil olmadığı, taksim sonucunda eşit yüz ölçümde ve eşit verimlilikte taşınmaz isabet etmesinin paylaşmanın koşulu olmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazlarda davacının miras hissesi kalmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı açıklanarak davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dava konusu 153 ada 21, 154 ada 40, 167 ada 5, 154 ada 42 ve 132 ada 26 parsele yönelik açılan davaların reddine dair yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup eksik inceleme ile verildiğini, çekişmeli taşınmazların murisinden intikal ettiğini ve taşınmazlarda miras hakkı bulunduğunu, dava konusu taşınmazların taksim edilmediğini ve payını da kardeşine devretmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında davalı tanıklarının beyanın esas alındığını ancak hangi nedenle bu beyanlara itibar edildiğinin açıklanmadığını, tanık beyanlarının yanlı ve çelişkili olduğunu, bildirdiği tüm tanıkların dinlenmediğini bu durumun adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu, 139 ada 516 parsel sayılı taşınmazın paylaşımla kendisine düşmediğini, bahsi geçen taşınmazı Hazineden para karşılığında satın aldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu; Zonguldak ili, Ereğli ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 132 ada 26 ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve hibe nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı, dava konusu 132 ada 26, 154 ada 40, 42, 166 ada 21 ve 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davalılarla müşterek murisleri olan babalarından intikal etmesine rağmen kadastro tespitinde hatalı olarak davalılar adına tespit edildiği, dava konusu taşınmazlarda kendisinin de hakkı bulunduğu iddiasıyla dava açmış; İlk Derece Mahkemesince 154 ada 40, 166 ada 21 ve 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 132 ada 26 ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş; hükme karşı sadece davalı ... vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda; dava ve istinaf konusu taşınmazların tarafların murisinden intikal ettiği, murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında taşınmazların taksim edildiği, dava konusu taşınmazların davalıya isabet ettiği, davacıya da başkaca taşınmaz verildiği, tarafların taşınmazları paylaşım doğrultusunda kullandığı gerekçesi ile davalı yanın istinaf talebi kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, istinaf edilmeyerek kesinleşen hükümler aynen muhafaza edilmek suretiyle dava konusu tüm parseller açısından davanın reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince 154 ada 40, 166 ada 21 ve 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verildiği ve hükme karşı davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmadığına göre; 154 ada 40, 166 ada 21 ve 167 ada 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen hüküm kesinleşmiştir.
Ne var ki, dava konusu 132 ada 26 ve 154 ada 42 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davada, Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazlar üzerinde kimin hangi hukuki nedene dayalı olarak zilyet olduğu ve taşınmazların taksime konu olup olmadıkları kesin olarak belirlenmemiş, davacı yanın tüm tanıkları dilenmemiş, mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanığı dava konusu taşınmazların tarafların anne- babalarından kaldığını, hayattalarken taşınmazların birlikte kullanıldığını, paylaşımı bilmediklerini ifade etmiş, taksime ilişkin sadece davalı tanıklarının beyanı bulunmasına rağmen neden bu beyanlara itibar edildiği açıklanmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, önceki keşiflere katılan yerel bilirkişiler, tüm taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri hangi hukuki nedene dayalı olarak kullanıldığı, taksim veya paylaşıma konu olup olmadığı, taksim mevcut ise her bir mirasçıya miras payına karşılık olarak terekeden hangi menkul ya da gayrimenkulün verildiği, çekişmeli taşınmazların taksime konu olup olmadığı, taksim neticesinde kime kaldığı, taşınmazı kimin, ne şekilde ve hangi sıfatla kullandığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; beyanlar arasında oluşacak çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilmemesi halinde Mahkemece hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
30.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.