Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1276 E. 2025/2767 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan bir taşınmazın davacı tarafından zilyetliğinin iddia edilmesi nedeniyle tapu tescili talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, hava fotoğrafları ve tanık beyanları değerlendirilerek davacı tarafından taşınmaz üzerinde nizasız ve kesintisiz 20 yıllık zilyetliğin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/338 E., 2023/598 K.

Mahkeme kararı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Batman ili, .... ilçesi, .... köyünde kuzeyinde kayalık, batısında .... kuru deresi, doğusunda 658 numaralı taşınmaz güneyinde 653 ve 651 parsel numaralı taşınmazlar bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın 50 yılı aşkın süredir davacının zilyetliğinde olduğunu, davacının taşınmazda bulunan taşları emek ve masraf sarfederek temizlediğini, taşınmazın kütür tarımına elverişli arazi olduğunu belirterek davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik yoluyla edinilemeyeceğini, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 21.07.2010 tarihli ve 2008/349 Esas, 2010/531 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmazın uzun yıllardır davacının zilyetliğinde olduğunu belirtmiş ve teknik bilirkişiler taşınmazın tarım arazisi olduğunu bildirmiş iseler de, gerek Mahkemece yapılan gözlem gerekse jeolog bilirkişi tarafından ibraz edilen fotoğraflar dikkate alındığında taşınmazın halen yoğun bir şekilde taşlık ve kayalık yapıda olduğu, sürülü olan kısımlarının dahi bu şekilde taşlık olduğu, bu haliyle imar ve ihyanın henüz tamamlanmadığı ve davacı lehine tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03.10.2011 tarih, 2011/90 Esas, 2011/4792 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek komşu parsel tutanak ve dayanakları ile hava fotoğraflarından da usulünce yararlanılmak suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümü hakkında zilyetlik ve imar-ihya araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

Mahkemenin bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 09.01.2018 tarih ve 2011/890 Esas, 2018/2 Karar sayılı kararıyla; zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 50.674,46 metrekare yüz ölçümündeki bölümün davacı ... mirasçıları adına tesciline, aynı raporda (B1), (B2) ve (B3) ile gösterilen 1.667.15, 8.344.70 ve 156,19 metrekare yüz ölçümündeki bölümlerin Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile bu kısımların davacı ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Dairenin 10.03.2022 tarih ve 2021/3942 Esas, 2022/1970 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyulduğu halde gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği açıklanmış, hava fotoğraflarından yararlanılmak ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle taşınmazla ilgili zilyetlik ve imar-ihya araştırması ve yasal ilanların yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

Mahkemenin, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; 25.05.2023 tarihli ve 17.09.2023 tarihli jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita kadastro mühendislerinin raporlarında ayrı ayrı 2002 yılında tarımsal kullanım olmadığının tespit edilmiş olduğu ve bunun aleyhinde bir raporun dosyada bulunmadığı, tanıkların davaya konu taşınmazı davacının kullandığını hatırlasalar dahi aralıksız bir kullanımı yanlış hatırlama ihtimallerinin olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının nizasız ve fasılasız 20 yıllık zilyetliğin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas alınan raporların gerçek durumu yansıtmadığını, bahsi geçen raporların dosyadaki delillerle tezat olduğunu, taşınmazın evveliyatını bilen mahalli bilirkişi ve tanıkların davacıların 50-60 yıllık zilyetliğini doğruladığını, dinlenen tüm mahalli bilirkişi ve tanıkların bu durumu yanlış hatırlamalarının mümkün olmadığını, 50-60 yıl önce çekilen hava fotoğraflarının gerçek durumu göstermesinin mümkün olmadığını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının daha önemli bir delil durumunda olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın taşlık olmasından dolayı hava fotoğraflarının incelenmesi sırasında görsel yanılma içerisine düşülmüş olabileceğini, Hasankeyf bölgesindeki taşınmazların jeolojik yapısından dolayı hava fotoğraflarının yanıltıcı olabileceğini, 2014 yılında yapılan keşif sonucunda düzenlenen raporda 1948 ve 1978 hava fotoğraflarında nemli toprak zeminler gözlemlendiği, 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarında arazide tarım yapıldığı belirtilmişken hükme esas alınan raporda taşınmazda tarımsal faaliyete rastlanmadığının belirtildiğini, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının 2014 tarihli raporla örtüştüğünü, raporlar arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmış ise de giderilemediğini, 2023 tarihli raporda 1948 ve 1978 yıllarına ait hava fotoğraflarının incelenmediğini, dava tarihi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde en erken 1988 yılına ait hava fotoğraflarının incelenmesi gerektiğini, bilirkişinin 1984 yılına ait hava fotoğrafının parlaması nedeniyle değerlendiremediğini, bu konuda yeni bir rapor da alınmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davacılar vekili ek temyiz dilekesinde; dava konusu taşınmazda tarım yapıldığını, arpa mercimek gibi ürünler sürülse bile dipteki taşların tekrar yüzeye çıkması nedeniyle sürme ve sınır izlerinin oluşmadığını, böyle bir arazide hava foroğrafı değerlendirmesi ile tarımsal faaliyet yapılıp yapılmadığının söylenemeyeceğini, 2023 tarihli raporların gerçeği yansıtmadığını, 1988 yılına yakın tarihli varsa başka hava fotoğraflarını istenmesi suretiyle çelişkinin giderilmesine yönelik itirazlarının da yerine getirilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden lehlerine nispi vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ve taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu, Batman ili, .... ilçesi, .... köyünde bulunan çekişmeli taşınmaz bölümü 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereği tespit harici bırakılmıştır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

29.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.