"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/75 E., 2019/158 K.
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairenin 05.09.2022 tarih ve 2021/4766 E., 2022/5383 sayılı kararıyla Mahkeme kararının kısmen onanıp, kısmen bozulmasına hükmedilmiş olup, Daire'nin kararına karşı davalı ... tarafından süresinde karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, çekişmeli taşınmazların müşterek murisleri olan ... ve ...’ten intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras payları oranında tapu iptali ve tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, murislerinin sağlığında malvarlığını paylaştırdığını ve çekişmeli bir kısım taşınmazların muris ... tarafından kendilerine verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, davalı ... ayrıca, çekişmeli 122 ada 65 parsel için 15.08.1988 tarihli 10 numaralı tapu kaydına dayanmış, bir kısım taşınmazların da müşterek murisleri ... ve ... tarafından kendisine 05.03.1989 ve 11.11.1991 tarihli iki ayrı senet ile satılarak zilyetliğinde devredildiğini iddia etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.01.2015 tarihli ve 2011/15 Esas, 2015/9 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazların müşterek muris tarafından sağlığında davalılara bırakıldığı, dayanılan senetlerin bir kısım taşınmazlara uyduğu ve zilyetliğin davalılarda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.03.2018 tarihli ve 2015/9167 Esas, 2018/1857 Karar sayılı kararıyla “Çekişmeli 243 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 13.02.1979 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 08.02.2011 tarihinde açıldığı, böylece 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davaların tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra açılmasının mümkün bulunmadığı, Mahkemece davanın bu parsel bakımından bu nedenle reddi gerekirken esasa girilerek ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğu, ne var ki verilen ret kararının sonucu itibariyle doğru olması hasebiyle kararın gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilerek 243 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün düzeltilerek onanmasına; çekişmeli diğer tüm taşınmazlara yönelik ise eksik araştırma yapıldığı belirtilmek suretiyle çekişmeli 130 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 13.09.1991 tarihli 5 numaralı tapu kaydı ile davalı ...’in çekişmeli 122 ada 65 parsel sayılı taşınmaz için dayandığı 15.08.1988 tarih-10 numaralı tapu kaydının yöntemince uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi; taraflara, 05.03.1989 ve 11.11.1991 tarihli iki ayrı senedin aidiyeti ve zilyetliğin devir edilip edilmediği hususlarında 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi uyarınca senet tanıklarını dinletme talepleri olup olmadığının sorulması; talep edilmesi halinde senet tanıkları da hazır edilerek, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişiler, senet tanıkları ve taraf tanıklarına davalı ...’in dayandığı senetlerin okunup ait oldukları taşınmazlar bakımından çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadıklarının belirlenmeye çalışılması; taşınmazların öncesinde müşterek murisler ... ve ...’tan hangisine ait olduğu, murisler tarafından yapılan hibe veya satış var ise zilyetliğin devredilip edilmediği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle kimde olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, beyanların çelişmesi halinde çelişkilerin usulen giderilmeye çalışılması, fen bilirkişisinden dayanak kayıtların tamamının (satış senetleri ve tapuların) uygulanmasını gösterir keşfi takibe ve denetime elverişli rapor alınması gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.12.2019 tarihli 2018/75 Esas, 2019/158 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli 130 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kadastro öncesinde tapuda tarafların murisi ... adına kayıtlı olduğu ve 13.09.1991 tarihinde davalı ...'e satıldığı, 1983-1984 yıllarında tarafların aralarında yapılan taksime davacıların itirazı olmadığı, davacıların payına düşen ... Beldesindeki ve ... köyündeki yerleri kendilerinin kullandığı, taksim sonucunda murisin terekesinde yer alıp kendi paylarına düşen kamyonu davalı ...'ye satarak parasını aldıkları, 05.03.1989 ve 11.11.1991 tarihli iki ayrı senedin ait oldukları taşınmazlar bakımından çekişmeli taşınmazları kapsadığı, davalıların dava konusu taşınmazları 1983-1985 yılından beri kullandıkları, yani davalıların kanunda aranan 20 yıllık zilyetlik süresini aştıkları, davalıların bir kısım taşınmazları 3. şahıslardan satın aldıkları, davacıların çekişmeli taşınmazlara kadastro tespitine kadar 20 yıl süreyle şahsen veya ırsen zilyetlikleri bulunmadığı, TMK'nın 713. ve devamı maddelerinde aranan şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili esasa, davalı vekili vekalet ücretine yönelik temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, senet tarihinde kök muris ...’ın 79 yaşında olduğu ve temyiz kudretini haiz olmadığı, kök murisin malvarlığını sağlığında paylaştırmadığı gibi, ölümünden sonra taraflar arasında geçerli bir taksim sözleşmesinin yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, verilen ret kararının doğru olduğu ancak taraflarına hükmedilen vekalet ücretinin eksik hesaplandığının belirterek kararın bozulması veyahut bu yönden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
V. YARGITAY İLAMI
Dairenin 05/09/2022 gün ve 2021/ 4766 Esas, 2022/5383 Karar sayılı ilamıyla;
1. Çekişmeli 122 ada 65, 134 ada 9 ve 164 ada 1 parsel sayılı taşınmazların öncesinde terekeye ait olmadıkları, davalıların bu taşınmazları üçüncü kişilerden satın aldıkları ve zilyetliğin uzun yıllardır davalılarda olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin bu taşınmazlar yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
2. a. Çekişmeli 143 ada 16 parsel sayılı taşınmaz yönünden taşınmazın yargılama sırasında dava dışı 3. kişiye kayden satış suretiyle devredilmesi nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi uyarınca işlem yapılması,
b. Çekişmeli 134 ada 14 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise, taşınmaza revizyon gören tapu kaydının uygulanması ve bu taşınmazın öncesi itibariyle kimden geldiği ve zilyetliğin hangi tarihten beri, hangi dayanakla, kim tarafından sürdürüldüğü hususunun tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bahsi geçen taşınmazlara yönelik hüküm bozulmuştur.
c. Çekişmeli 122 ada 42, 76, 84; 123 ada 10, 13; 125 ada 2; 130 ada 46; 131 ada 2; 132 ada 10, 22; 134 ada 18, 29; 135 ada 5; 137 ada 18; 159 ada 6; 180 ada 8, 15, 32, 178, 182; 183 ada 6; 186 ada 2; 122 ada 19, 23, 46, 49; 127 ada 9, 16, 24; 128 ada 5; 130 ada 40; 134 ada 43; 157 ada 3; 159 ada 10; 166 ada 2; 180 ada 30, 55, 181 ve 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise bahsi geçen taşınmazların müşterek murislerden intikal ettiği, taşınmazların zilyetliğinin davalılara malik sıfatıyla devredilmediği, davalıların murislerin nam ve hesabına murisler ile birlikte taşınmazda zilyet oldukları anlaşıldığından bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar:
Yargıtay bozma ilamına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri:
Davalı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde; aşamalarda sunduğu beyanlarını tekrar ederek davacıların yakın mirasbırakanı Mehmet’in muristen intikal eden payına karşılık 2 adet arsa ve bir kamyon aldığını, bu suretle adı geçenin terekeden kaynaklı hakkının kalmadığını, davalı lehine çekişmeli taşınmazlar üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunu, satış senetlerinin muris tarafından taşınmazların davalılara satılarak zilyetliklerinin devredildiği hususunu ispat ettiğini belirterek kararın kaldırılması ve davanın reddini talep etmiştir.
3. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6'ncı, 640'ıncı, 701'inci maddeleri
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190'ıncı maddesi,
3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı gerektirici nedenlere, hükmüne uyulan bozma ilamında belirlendiği şekilde yapılan uygulama sonucunda karar verildiğinin anlaşılmasına göre davalı ... vekilinin sair karar düzeltme talepleri yerinde değildir. Ne var ki davalı ... adına tapuda kayıtlı çekişmeli 122 ada 19, 23, 46, 49; 127 ada 9, 16, 24; 128 ada 5; 130 ada 40; 134 ada 43; 157 ada 3; 159 ada 10; 166 ada 2; 180 ada 30, 55, 181 ve 123 ada 1 parseller yönünden yapılan incelemede, dosya kapsamına göre davacıların taşınmazların müşterek muristen geldiğini iddia ettikleri ve miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak dava açtıkları, davalının ise satın alma ve taksim savunmasında bulunduğu, Mahkemece davalının bir kısım taşınmazı 3. kişiden satın aldığı ve davalı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Hüküm, davacılar vekili tarafından işin esasına yönelik olarak temyiz edilmiş olmakla, Dairenin 05/09/2022 gün ve 2021/ 4766 Esas, 2022/5383 Karar sayılı ilamı incelendiğinde ise çekişmeli 122 ada 19, 23, 46, 49; 127 ada 9, 16, 24; 128 ada 5; 130 ada 40; 134 ada 43; 157 ada 3; 159 ada 10; 166 ada 2; 180 ada 30, 55, 181 ve 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kararın değerlendirme bölümünde açıkça bu yerlerin müşterek muristen geldiği, taşınmazların zilyetliğinin davalıya malik sıfatıyla devredilmediği, davalının murislerin nam ve hesabına murisler ile birlikte taşınmazda zilyet olduğunun belirtildiği görülmektedir. Şu halde Dairenin kararında davacıların iddialarının sübuta erdiği ve taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği, satın alma ve zilyetliğin teslimini savunan davalının bu iddiasını ispat edemediğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken iddianın sübuta ermesi nedeniyle hakkında yerel Mahkemece davanın reddine karar verilen bu taşınmazlar yönünden davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle hükmün bozulması gerekirken, Dairenin kararının gerekçe ve anlatım bölümü de bu istikamette olmasına karşın bahsi geçen taşınmazlar yönünden ‘’davanın reddine karar verilmesi’’ şeklinde yazılan ifadenin maddi hatanın sonucu olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; çekişmeli 122 ada 19, 23, 46, 49; 127 ada 9, 16, 24; 128 ada 5; 130 ada 40; 134 ada 43; 157 ada 3; 159 ada 10; 166 ada 2; 180 ada 30, 55, 181 ve 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kararın değerlendirme bölümünün 6. paragrafında yer alan ‘’davanın reddi gerekmektedir’’ ibaresinin çıkartılması ve yerine ‘’davanın kabulü gerekmektedir’’ cümlesinin yazılması, 7. paragrafında yer alan ‘’ davanın reddine karar verilmesi’’ ibaresinin çıkartılması ve yerinde ‘’davanın kabulüne karar verilmesi’’ cümlesinin yazılması ve maddi hatanın düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 11/12/2019 tarih, 05/09/2022 gün ve 2021/ 4766 Esas, 2022/5383 Karar sayılı onama- bozma ilamının gerekçe bölümünde yapılan maddi hatanın yazılı şekilde DÜZELTİLMESİNE,
Davalı ... tarafından yatırılan karar düzeltme harcının iadesine,
13.06.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.