"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2183 E., 2024/96 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/260 E., 2019/398 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... İdaresi vekili; Hacı Hüsrev Camii Şerifi Müezzin Tevliyeti Meşruta Vakfından olan 1621 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer payla ... ve ... adına kayıtlı olduğunu, tapu maliklerinin ve mirasçılarının tespit edilemediğini, Vakıflar Kanunu 17. maddesi gereğince aslı vakıf olan taşınmazın vakfına dönmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Vakfı adına tescilini istemiş; davacı vekili 01.03.2018 tarihli dilekçesinde ise vakfın asıl unvanının Ümmühan Hatun Vakfı olduğunu belirterek gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu iptal-tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Dava, hasımsız olarak açılmış; daha sonra davacı vekilinin HMK'nın 124 ve 125. maddeleri gereğince İstanbul Defterdarlığının davaya dahil edilmesini talep etmesi üzerine Kayyım İstanbul Defterdarı dahili davalı olarak davada yer almıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı Kayyım vekili ve fer'ilere hasren davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın evveliyatı vakıf malı olan taşınmazın maliki ve mirasçılarının bulunmaması nedeniyle açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil davası olduğu, ancak davanın hasımsız açıldığı, daha sonra Kayyım İstanbul Defterdarının davaya dahil edildiği, oysa tapu iptali ve tescil davalarının tapu malikine karşı açılması gerektiği, davadan önce maliklere kayyım atandığının sabit olduğu, davacının tapu kaydını incelemesi halinde doğrudan kayyım aleyhine dava açması mümkün iken gerekli özeni göstermediği, HMK'nın 124 ve 125. maddesinin koşullarının oluşmadığı, hasımsız açılan davanın usulden reddi gerektiği, davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinin ise incelenmesine gerek olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına, davalı Kayyım vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce yapılan araştırmada herhangi bir kayyımlık kararına rastlanılmadığını, TAKBİS sisteminden elde edilen tapu bilgilerinde de kayyım şerhinin bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesince yapılan araştırmalar sonucunda taşınmaz maliklerine kayyım tayin edildiğinin öğrenildiğini, davanın usulden reddinin doğru olmadığını, ayrıca davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, 5737 sayılı Kanun'un 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Hacihüsrev Camii Şerifi Müezzin Tevliyeti Meşruta Vakfından olan dava konusu 1621 ada 21 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer payla ... ve ... kızı ... adlarına kayıtlı olduğu, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1001 Esas 2006/2002 Karar sayılı kararıyla anılan taşınmaz maliklerine İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiği arlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacı ... İdaresi harçtan muaf bulunduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.