"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2102 E., 2023/2278 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/15 E., 2022/164 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Konya ili, Ahırlı ilçesi, ... Mahallesi 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisi olan babaları ...'tan intikal ettiğini, taşınmazın uzun yıllardır müvekkillerinin murisine ait olduğunu ve fiilen kullanıldığını, ancak tapuya tescil esnasında hemen yanlarında bulundan ve müvekkillerinin amcası ...' a ait olan 205 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yanlışlıkla müvekkillerinin murisi adına, müvekkillerinin murisine ait olan 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın da müvekkillerinin amcası ... adına kayıt ve tescil edildiğini, sonrasında 205 ada 5 parsel sayılı taşınmazın amcaları ... mirasçıları tarafından davalı ...'a satıldığını, satılan taşınmazın fiili kullanım olarak 205 ada 5 parsel sayılı taşınmaz olduğunu ancak tapuda yanlış kayıt yapılmasından dolayı 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapuda devir işlemi yapıldığını, davalı tapuda yanlışlık olduğunu fark edince kötüniyetli olarak 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu iddia ettiğini, davalıya tapudaki yanlışlığın düzeltilmesi için başvurduklarını ancak davalının buna yanaşmadığını ileri sürerek 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, muris ... adına kayıtlı 205 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; kesin hüküm iddiasını kabul etmediklerini, zira Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/244 Esas sayılı dava dosyasının kadastrodan önceki nedene dayanan tapu iptali ve tescil talebi olduğunu, dava açılış tarihi itibari ile davanın zamanaşımına uğradığını, ancak derdest olan eldeki dosya ile ilgili taleplerinin tapu kaydında düzeltim, başka bir deyişle kayıt düzeltim davası olduğunu, bu nedenlerle kesin hüküm itirazını kabul etmediklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı tapu kütüğüne güvenerek Güllü Yumrutaş varislerinden satın aldığını, tapu kütüğünde herhangi bir şerh ya da kısıtlama bulunmadığını, kadastro tespiti açısında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca davacı tarafın daha önce bu konuda Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/244 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığını ve davanın reddedildiğini, ret kararının da Yargıtay tarafından onandığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle kesin hüküm varlığı nedeniyle reddine, aksi kanaat durumunda ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılar tarafından daha önce Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/244 Esas sayılı dosyası ile tarafları, konusu aynı olan tapu iptali ve tescil davası açılmış olup davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartı (HMK m. 114/1-i) olup davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetileceği, Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/244 Esas sayılı dosyası ile aynı davanın kesin hükme bağlanmış olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriği ve toplanan delillere göre önceki hükmün usulden redde ilişkin olmasına rağmen hak düşürücü sürenin hakkın özünü ortadan kaldırması nedeniyle maddi anlamda da sonuç doğurmasının mümkün olduğu değerlendirilerek Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırı yön görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; daha önce açılan davanın kadastro öncesi sebebe dayanan bir dava olup hak düşürücü süre nedeni ile reddedildiğini, eldeki davanın ise tapu kaydındaki yanlışlığın düzeltilmesi davası olduğunu, zira tapuya kayıt yapılırken parsel numaralarının yanlış yazıldığını, bu nedenle Yerel Mahkemenin gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine de katılmanın mümkün olmadığını, somut olayda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını, davanın tapu kaydının düzeltilmesi davası olup, davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu, zamanaşımının söz konusu olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu; Konya ili, Ahırlı ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında yapılan kadastro tespiti sonucunda 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 547 parsel sayılı taşınmazın edinme sebebinde "546 ve 547 parselin beraber tek parça halinde ... oğlu ...'ın babasından kalma yeri olup 25 seneden beri nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile zilyetliğinde iken 1953 yılında bu taşınmazın tamamını iki müstakil parçaya ifraz ederek ifraz tarihinde 547 parseli ...'a, 546 parseli ise evladı ...'a kayıtsız ve şartsız hibe ettiği" açıklanarak 752,00 m² yüz ölçümü ve arsalı kargir ev ve ahır vasfıyla senetsizden ... adına tespit edildiği, üçüncü kişiler tarafından tespite yapılan itiraz sonunda Tapulama Komisyonunun 03.09.1971 tarih ve 756 numaralı kararıyla itirazlarını reddine karar verildiği, 19.11.1971 tarihinde tespit kesinleştirilerek taşınmazın ... adına tescil edildiği, taşınmazın 29.11.2010 tarihinde davalı ...'a satış yoluyla temlik edildiği, sonrasında yapılan yenileme çalışmaları neticesinde taşınmazın 205 ada 14 parsel olduğu ve uygulama kadastrosunun 26.12.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2018 tarih ve 2016/244 Esas ve 2018/53 Karar sayılı dosyasında davacıların ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... olduğu, davalının ise ... olduğu, davacıların, davalı her ne kadar satın aldığı yeri ...'a ait olarak almış ise de tapuda devir işlemi sırasında murisleri ...'a ait yerin satış işlemi gördüğünü, davalının aldığı 205 ada 14 parsel sayılı taşınmazın babalarına ait olduğunu ancak davalının kendisinin sahiplendiğini, bu nedenlerle muris amcası ...'ın varislerince satılan yerin tapuda kendilerine ait yer olmayıp muris babaları ...'a ait yer olduğunun tespitine, davalı ...'ın satın aldığı yerin 205 ada 14 parsel sayılı taşınmaz olmayıp 205 ada 5 parsel olarak düzeltilmesine, 205 ada 14 numaralı parselin muris babaları ...'ın varisleri adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, yargılama sonucunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 08.05.2018 tarih ve 2018/867 Esas, 2018/699 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın temyiz edildiği, Dairenin 21.10.2021 tarih ve 2021/3346 Esas, 2021/5871 Karar sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verildiği, kararın 21.10.2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.