Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1631 E. 2024/3077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı vekilinin duruşmaya katılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin başka mahkemelerde duruşmaları olması ve bu durumun belgelenmesi nedeniyle geçerli bir mazeretinin bulunduğu, bu mazeretin reddedilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/304 E., 2022/134 K.

HÜKÜM : Davanın Açılmamış Sayılmasına

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 13387 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 5 nolu bağımsız bölümün 12/08/2003 tarihli 12263 yevmiye numaralı sahte vekaletname ile davalı ...’a temlik edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde 55.000,00 TL’nin temlik tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı ...; taşınmazın devrinde kullanılan vekaletnamenin iğfal kabiliyetine sahip olduğundan, yapılan işlemde tapu memurunun sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ...; taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyi niyetle satın aldığını, taşınmazı aldığında inşaat halinde olduğunu, yüklü miktarda masraf yaparak inşaatın tarafından tamamlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

4.Davalı ... Tufan; sahte olduğu iddia edilen vekaletnamenin izinli olduğu dönemde düzenlenerek başkatip Ahmet Melih tarafından imzalandığını, bu nedenle kendisinin hukuki sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

5.Davalı ...; vekaletname tarihinde .... Noterliğinde başkatip olarak görev yaptığını, sahte olduğu iddia edilen vekaletnamenin ... tarafından düzenlendiğini, kendisinin de bu şahsa güvenerek vekaletnameyi imzaladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.03.2016 tarihli ve 2004/405 Esas, 2016/117 Karar sayılı kararıyla, temlikin sahte vekâletname ile yapıldığı, kayıt maliki ...’ın taşınmazın ilk eli olması nedeniyle Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15011 Esas, 2020/1652 Karar sayılı kararıyla; “Hemen belirtmek gerekir ki ...’in katılımı olmaksızın düzenlenen sahte vekaletname kullanılarak davalı ...’a yapılan temlikin yolsuz tescil niteliğinde olduğu açıktır. Ancak; taşınmazın önceki maliklerinden ... tarafından, taşınmazın ... adına tescilinin de sahte vekaletname ile yapılarak ... adına oluşan tescilin de yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasıyla açılan, eldeki dava ile birleştirilip daha sonra ise tefrik edilen davanın kabulü halinde eldeki davanın davacısı olan ... adına oluşan tescilin de yolsuz hale geleceği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 165 inci maddesi gereğince Ankara 17. Asliye Hukuk mahkemesinin 2016/66 E. sayılı dava dosyasının sonucunun eldeki davayı etkiyeceği açıktır. Hâl böyle olunca; Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/66 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçeleriyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2022 tarihli 2020/304 E., 2022/134 K. sayılı kararı ile; dava dosyasının 04.11.2014 tarihli duruşmada 1 inci kez, 19.11.2020 tarihli duruşmada 2 nci kez işlemden kaldırıldığı, davacı vekilinin 05.04.2022 tarihli duruşma için bekletme ve mazeret dilekçesi gönderdiği, ancak davacı vekilinin daha önce gönderdiği mazeret dilekçesinin bir defaya mahsus kabul edildiğinden bu mazeretinin kabul edilmediği, saat 11.51’e kadar beklenilmesine rağmen davacı vekilinin 05.04.2022 tarihli duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 150/5 inci maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 05.04.2022 tarihli duruşma için duruşma tarihinden iki iş günü içinde Uyap Avukat portal üzerinden e-duruşma talebi gönderildiğini, bu talebin Mahkemece haksız olarak reddedildiğini, Mahkemece e-duruşma talebinin reddi kararında gösterilen gerekçenin yönetmelikte belirtilen gerekçeler ile uyuşmadığı gibi hayatın olağan koşulları ile de bağdaşmadığını, Mahkemece e – duruşma talebinin mevzuata aykırı şekilde reddedilmesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olup, hak arama hürriyetinin engellendiğini, 05.04.2022 tarihinde başka mahkemelerde 9 adet duruşması bulunduğunu, ayrıca Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun 2021/303 satış sayılı dosyasının saat 11.20 ‘de açık arttırması yapılacağından bu ihaleye de katıldığını, ihale bittikten sonra İş Mahkemesindeki diğer duruşmaya katıldığını, duruşma öncesi, duruşmanın saat 10.30 ‘a ertelenmesi, aksi takdirde mazeretli sayılmaya karar verilmesinin talep edildiği, eldeki davada ise aynı Mahkemede görülen 2016/66 E. sayılı dosya sonucunun beklenildiğini,zaten bu durumda mesleki mazeretli olarak duruşmada bulunulmamasının hukuki bir yarar teşkil etmeyeceğini, bir kısım davalıların da mazeret sunduğunu, mahkemece mazeretin kabul edilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil (sahtecilik) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141/4. maddesi

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 150. maddesi

3. Değerlendirme

Anayasa'nın 141/4 üncü ve HMK'nın 30 uncu maddelerine göre "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması" biçiminde açıklanan temel ilke çerçevesinde davacı tarafın veya davayı takip edeceğini bildiren davalı tarafın duruşmaya katılmama gerekçesi "geçerli bir özür" olarak kabul edilebilir ise dosya işlemden kaldırılmamalıdır.

Somut olayda, davacı vekilinin 04.04.2022 tarihli dilekçesi ile 05.04.2022 tarihinde yapılacak duruşmanın saat 10.30’a kadar bekletilmesi, olmadığı takdirde mazeretli sayılmasını istediği, bu dilekçenin Mahkemeye intikal ettiği, davacı vekili tarafından mazeretinin belgelendirildiği ve başka mahkemelerdeki duruşmalarına ait duruşma listesinin mazeret dilekçesine eklendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca eldeki davada uzun süredir yargılaması devam eden Mahkemenin 2016/66 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlanmasının beklendiği ve davalılar ... ve Besalet Tufan Yazıcı vekilleri tarafından da mazeret dilekçeleri verildiği görüldüğünden mazeretin yargılamanın uzamasına sebebiyet vermeyeceği sonucuna varılmaktadır.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin geçerli mazeret dilekçesinin hukuki olmayan gerekçeler ile haksız olarak reddedilmesi isabetsiz olup, mazeret dilekçesi kabul edilerek, yargılamaya devam edilmesi gerekirken hak kaybına yol açacak şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.