"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/651 E., 2024/81 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/334 E., 2023/30 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kadastro çalışmaları sırasında Rize ili, ... ilçesi, ... köyü ... ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit edilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın öncesinde kök murisleri ...'e ait olduğunu, onun ölümüyle çocukları arasında mallarının taksim edildiğini, taksimin altı erkek kardeş arasında yapıldığını, bu taksime tarafların kız kardeşi ...'nun da onay verdiğini, tarafların kız kardeşi ... babasından kalan mallardan herhangi bir hak talep etmediğini, yapılan bu taksimde dava konusu taşınmazın davacı ile diğer kardeşi ...'e bırakıldığını, ...'ün de kendi payını davacıya bağışladığını, dava konusu taşınmazın taksimden bu yana davacının kullanımında ve zilyetliğinde olduğunu, davalı diğer kardeş ... ...'ün dava konusu taşınmazda hakkı olmadığını, taksimde davalıya kalan yerlerin onun adına yazıldığını, bu nedenlerle dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zorunlu dava arkadaşlığı gerektiren hallerde mirasçılardan birinin taşınmazın tamamının iptali ile kendi adına tescilini talep edemeyeceğini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, sonuç ve istem bölümünde tapu kaydının davacı müvekkile ait kısmının iptali denmediğini, yani taksimi mümkün olmayan bu parselde ifrazen ve infazen mümkün olmayan bir taleple de karşı karşıya olduklarını, dava dilekçesi ile talebin dahi çeliştiğini, babaları muris ...'ün 30 yıl önce öldüğünü, muris öldükten sonra erkek kardeşlerin bir taksim yaptığını ve herkesin önceden tapusuz olan bu yerleri zilyetlik ve miras iradesine uygun olarak kullandığını, kadastro çalışmaları sırasında da herkesin taksimen kullandığı yerlerin üzerilerine yazıldığını, altı erkek kardeşin adına tam ve hisseli olarak birçok parsel tescil edildiğini, hisse oranları ve metrekare karşılıklarının dilekçe ekine iliştirildiğini, taksime konu toplam 23 parsel olduğunu, taksim sonucu müvekkiline toplam 3.628,35 metrekare, davacıya ise 4.674,64 metrekare düştüğünü, bağış yaptığı iddia edilen ...'e toplam 5.124,63 metrekare yer düştüğünü, taksimde en az metrekarenin müvekkiline düştüğünü, bağış yaptığı iddia edilen ... ise herkesi neredeyse ikiye katladığını, kötü niyetli davacının tüm iddialarının mesnetsiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama seyrinde dinlenilen mahalli bilirkişi...'ın, çekişmeli taşınmaza ilişkin mülkiyet durumunu bilmediğini, çayı davacı adına topladığını, davacının eşinin annesinin davacının eşine o kapının önünü niye verdiniz diye sorduğuna şahit olduğunu beyan ettiği; mahalli bilirkişi, ...'un paylaşımı bildiğini ancak paylaşıma katılmadığını, çekişmeli taşınmazın çayını davacı ve eşi ile birlikte topladığını, davalının 5-6 yıldır çekişmeli taşınmazın çayını burası benimdir diyerek topladığını beyan ettiği; mahalli bilirkişi ...'nin, paylaşıma katılmadığını, ama paylaşımın yapıldığını, çekişmeli taşınmazın davacıya ait olduğunu ancak başkasından ve davacının eşinin annesinden davacının eşinin dava konusunu davalının eşine verdiğini duyduğunu beyan ettiği; davacı tanığı ...'ün, taraflar arasında gerçekleşen ilk taksimde çekişmeli taşınmazın davacıya kaldığı, ikinci taksimde davacı ve ...'ün çekişmeli alanı davalıya verdiklerini; davacı tanığı ..., ... ile ...'ün kardeşler arası yapılan paylaşım sonucunda çekişmeli taşınmazın davacıya ait olduğunu beyan ettikleri; davalı tanığı ...'ün çekişmeli taşınmazın paylaşım sonucu davalıya kaldığını beyan ettiği; davalı tanığı..., ... ile ...'in ise çekişmeli taşınmazın çayını topladıkları vakitte çayı davalı adına topladıklarını beyan ettikleri, mezkur beyanlar birlikte muhakeme edildiğinde net bir kanaate varılamadığından, murisin ölümü sonrasında mirasçılar arasında murisin taşınmaz mal varlığına yönelik taksim olgusunun tarafların kabulünde olduğu dikkate alınarak davalının cevap dilekçesinde zikredilen ve tapu kayıtları da yargılama seyrinde dosyaya celp edilmiş olan taşınmazlarda, davacı ve davalının hisselerine tekabül eden metrekare ile mezkur hisselerin murisin ölüm tarihi ile kadastro tespit tarihi itibariyle değerlerinin mukayese edilmesi maksadıyla dosyaya celp edilen 12.11.2022 tarihli fen raporu ile 15.11.2022 tarihli bilirkişi raporlarından davacı adına kayıtlı hisselerin yüz ölçümü ile toplam değerinin davalı adına kayıtlı hisselerden daha fazla olduğunun anlaşıldığı, yargılama seyrinde dinlenilen tanıklardan çekişmeli taşınmazın davalıya kaldığı yönünde beyanda bulunmuş olanların ifadelerine itibar edilerek davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazın evveliyatı itibariyle kök muris ...'e ait olduğu ve ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, yine mirasçılar arasında terekenin taksim edildiğinin tüm dosya kapsamıyla sabit olduğu, uyuşmazlığın, çekişmeli taşınmazın taksimen kime düştüğü noktasında toplandığı, somut olayda, dinlenilen tanık ve mahalli bilirkişi anlatımlarından çekişmeli taşınmazın yapılan taksim sonucu davalıya kaldığı ve onun kullanımında olduğu, davacının anılan taşınmazın taksim sonucu kendisine kaldığını ispatlayamadığı, Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu taşınmazın yapılan taksim sonucu davalıya kaldığı yönünde beyanda bulunan tek davalı tanığının ... olduğunu, diğer davalı tanıkları ve mahalli bilirkişilerin ise yapılan taksimden ve/veya taksimin içeriğinden haberdar olmadıklarını beyan ettiklerini, çayı kendilerine toplatan kişilere göre beyanda bulunduklarını, bir kısım tanık ve mahalli bilirkişilerin davacının eşinin annesinden duyduklarını iddia ettikleri hususların, bizzat davacı ya da eşinden duydukları hususlar olmadığını ve taşınmazın kullanımının mı yoksa mülkiyetinin verilmesi ile mi ilgili olup olmadığının bilinmediğini, dosya kapsamında tarafların ailesi içinden dinlenen kişilerden ..., ..., ...'ün dava konusu taşınmazın taksim sonucu davacıya kaldığı yönünde beyanda bulunduklarını, tanık ...'ün ise kendisine isabet eden uç kısmı davacıya bağışladığını söylediğini, tarafların kardeşi olan tanık ...'ün beyanlarının çelişkili ve tutarsız olduğunu, davalı tarafça taksim olgusunun kabul edildiğini, ancak dava konusu yerin taksim uyarınca davalıya kaldığının iddia edildiğini, yapılan taksim hakkında bilgi sahibi olan aile içinden kişilerin dava konusu yerin davacıya kaldığını doğruladıklarını, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve bazı tanıkların yapılan taksimden haberdar olmadıklarının anlaşıldığını, tanık ve mahalli bilirkişilerin çayın toplanma durumuna göre yorum yaptıklarını, tanık ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu yerin davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak kendi adına yazdırılmadan önceki yıllarda davacı ve eşi tarafından kullanıldığını, davacı ve eşi tarafından söz konusu alandaki çayların toplattırıldığını, taksim kadastro tespitinden çok önce yapıldığı için söz konusu yerdeki çayların davacı ve eşi tarafından kendi adlarına toplattırıldığı yönündeki beyanların iddialarını desteklediğini, davalı ... ...'ün dava konusu yerde hiçbir hakkının bulunmadığını, yapılan taksim uyarınca davalıya kalan yerlerin onun adına yazıldığını, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarında davacıya bırakılan yerlerle davalıya bırakılan yerler arasında değer yönünden çok az bir fark olduğunun anlaşıldığını, Yerel Mahkemece taksime ilişkin beyanda bulunan tek davalı tanığı ...'ün beyanı, taksimi bilmeyen fakat taşınmazın kullanım durumuna göre yorum yapıp beyanda bulunan tanık beyanları ve taraflara kalan taşınmazların yüz ölçümü farkını esas alarak sonuca gidilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Kadastro sonucu; Rize ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ... ada 3 parsel sayılı 259,43 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına tespit edildiği, askı ilanının 10.05.2012-11.06.2012 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin 12.06.2012'de kesinleşerek taşınmazın davalı adına tapuya tescil edildiği, taşınmazın halen tespit maliki adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.