Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1773 E. 2025/2271 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından düzenlenen bağış senedinin iptali ve olmadığı takdirde tenkis talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro öncesi nedene dayanarak açılan bağış senedinin iptali ve tenkis davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/214 E., 2024/221 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/536 E., 2022/592 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...'ın mal kaçırmak amacıyla düzenlediği bağış senedi ile dava konusu 29 parça taşınmazın kadastro sırasında davalı oğlu ... adına tespit ve tescil edilmesini sağladığını, aynı taşınmazlar hakkında daha önceden açtığı muris muvazaası davasında bağış senedinden haberdar olduğunu, bağış senedinin düzenlendiği tarihte 80 yaşını geçmiş olan mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunu, ayrıca bağış senedinin muhtar ve azalar huzurunda düzenlenmediğini, düzenlendikten sonra muhtar ve azalara tasdik ettirildiğini, ayrıca kimi taşınmazın bağış senedi nedeniyle kimi taşınmazın zilyetlik nedeniyle tescil edilmesinin de çelişki oluşturduğunu ileri sürerek öncelikle mirasbırakan tarafından düzenlenen bağış senedinin iptalini, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının daha önceden muris muvazaasına dayalı olarak açtığı Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/27 Esas, 2014/101 Karar sayılı kararının eldeki dava açısından kesin hüküm oluşturduğunu, mirasbırakan babası Nuri'nin yaptığı bağış doğrultusunda taşınmazların adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastronun 2005 yılında yapıldığını, davacının 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iptalini istediği 20.04.2004 tarihli bağış senedinin kadastro öncesinde düzenlendiği, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 26.05.2005 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, mirasbırakanın 22.08.2008 tarihinde öldüğü gözetildiğinde davacının hak düşürücü süre içerisinde tenkis talebinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadastro tespitine dayanak olan 20.04.2004 tarihli bağış senedinin iptaline yönelik talebi yönünden dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 2005 yılında kesinleştiği, kadastrodan önceki nedene dayanarak açılan davada Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, tenkis isteği yönünden ise mirasbırakanın 22.08.2008 tarihinde öldüğü, davacının aynı taşınmazlar hakkında daha önceden açtığı muris muvazaasına dayalı dava tarihi ile eldeki dava tarihi gözetildiğinde, tenkis talebi yönünden de hak düşürücü sürenin geçtiği, İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm terekeyi bilmesinin mümkün olmadığını, tenkis isteğinde bulunabilmek için tüm terekenin aktif pasifiyle tespiti gerektiğinden muris muvazaası sebebiyle açılan tapu iptali - tescil davasının kesinleşmesinin gerektiğini, bu nedenle tenkis yönünden hak düşürücü sürenin geçmediğini, ayrıca mirasbırakanın hastane raporlarının dosya arasına alınmadığını, Mahkemece keşif yapılmasına ve tanıkların dinlenmesine karar verilip daha sonradan dosyanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin doğru olmadığını, bağış senedinin açıkça hukuka aykırı düzenlendiği belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak bağış senedinin iptali, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

Kadastro sonucunda; Sakarya ili, Kaynarca ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 101 ada 494, 497, 559, 154 ada 22, 17, 48 parsellerin mirasbırakan ...'ın 20.04.2004 tarihli hibe senediyle davalıya bağışladığından bahisle davalı adına; dava konusu 104 ada 166, 172, 180, 210, 232, 240, 247; 105 ada 5, 18, 22, 57, 74, 77; 106 ada 42, 47, 52, 61, 64, 99, 104, 138 parsellerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit edildiği, anılan taşınmazların tespitine itiraz edilmemesi üzerine kesinleşerek 26.05.2005 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildikleri, dava konusu 104 ada 175 parsel sayılı taşınmazın ise kadastro sırasında davalı adına tespit edildiği, dava dışı Muhittin Aktaş'ın tespite itirazı üzerine Kadastro Mahkemesinin 2005/585 Esas, 174 Karar sayılı kararıyla taşınmazın m2'sinin düzeltilerek davalı ... adına tesciline karar verildiği, kararın derecattan geçerek kesinleşmesi üzerine 25.10.2007 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildiği, mirasbırakan ...'ın 22.08.2008 tarihinde ölümü ile geride davacı, davalı ve dava dışı çocukları Aysel, ... ve ...'ın kaldıkları, eldeki davanın 27.07.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

28.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.