Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1850 E. 2024/6901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davaların birleştirilmesi nedeniyle uygulanacak kanun yolunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davaların birleşmesiyle bağımsız dava olma özelliklerini kaybetmedikleri ve birleştirilen davanın Yargıtay denetiminden geçmemiş olması gözetilerek, birleştirilen davanın istinaf yoluna tabi olduğu, bu nedenle dosyanın öncelikle ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/210 E., 2023/363 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki asıl tapu iptali ve tescil, birleştirilen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli davalardan dolayı yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden ön inceleme sonucunda, 17.12.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili Av. ... ile temyiz edilen asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili Av. ... geldi, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Asıl davada davacı; davalının, alzheimer hastalığı nedeniyle unutkanlığından faydalanarak ve kendisini kandırarak maliki olduğu 3224 ada 81 parseldeki 7 no'lu bağımsız bölümün devrini sağladığını, satma iradesinin bulunmadığını, davalının hileli hareketleri ile işlemin yapıldığını ileri sürerek satışın iptaline ve taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiş, davacı asilin 12.02.2014 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, 14.02.2014 tarihli duruşmada ise davalının yönlendirmesi sonucu davadan feragat ettiğini ve feragat dilekçesi verdiğini bilmediğini bildirmiş, yargılama sırasında ölümü ile de mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

Birleştirilen davada davacılar; asıl davadaki beyanları tekrarlamakla birlikte, davanın reddine karar verilmesi halinde muris muvazaasının ortaya çıkacağını, asıl dava ile eldeki davanın birleştirilmesini, olmazsa asıl davanın beklenilmesini, devrin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile olmazsa, tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

Asıl davada davalı; anne ve babasının ayrılmasından sonra babaannesinin yanında büyüdüğünü, aralarında güçlü bağ bulunduğunu, dava konusu taşınmazı özgür iradesi ile devrettiğini, davacıya herhangi bir baskı yapmadığını, kandırmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise derdestlik itirazında bulunarak davanın süresinde açılmadığını, murisin taşınmazı temlik ettiği tarihte ehliyetli olduğunu, hür iradesi ile devrettiğini, yıllarca beraber yaşadıklarından minnet duygusu ile devrin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin 09.07.2015 tarihli 2014/4 Esas, 2015/249 Karar sayılı kararı ile; akit tarihi itibarı ile davacının ehliyetli olduğu, feragatinden karşı tarafa ulaşmadan önce döndüğü ve davalının hata ve hilesine de uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairenin 26.02.2019 tarihli ve 2015/18220 Esas, 2019/1306 Karar sayılı kararıyla; Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu ile Adli Tıp Genel Kurulu kararları ile davacının temlik tarihinde ehliyetli olduğu, bu durumda feragat geçerli olursa davayı sonlandıracağı, davacının feragat beyanının hile ile alınıp alınmadığının belirlenmesi için taraf delillerinin toplanması ve feragat iradi ise davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi, değil ise davacının temlik tarihinde ehliyetli olduğu saptandığından temlikin hile ile yaptırıldığı iddiası üzerinde durularak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak ve bozma ilamından sonra açılarak birleştirilen dava yönünden yapılan inceleme neticesinde Mahkemenin 12.12.2023 tarihli 2019/210 Esas, 2023/363 Karar sayılı kararı ile; davacının feragatten bizzat Mahkeme huzurunda döndüğü, davalının uzaklaştırma kararı olmasına rağmen davacı ile birlikte Mahkemeye gelerek davadan feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, feragat hile ve manevi cebir nedeniyle geçersiz olup davacının işlem tarihinde ehliyetli olduğu, temlikin hile ile yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, birleştirilen dava ile asıl dava aynı olduğundan tek kalemde hüküm tesis edilmesine karar verilmiştir.

Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesinin birinci fıkrasında Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ilâ 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir.

Bu durumda 20 Temmuz 2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 ilâ 444. maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

Buna karşılık, 20 Temmuz 2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı kanun yoluna gidilmesi halinde ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 ilâ 360. maddelerindeki istinafa ilişkin hükümlerinin uygulanması için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi zorunlu olup daha önce Yargıtay denetiminden geçen asıl davanın “istinaf” kanun yoluna tabi olmadığı açık ise de birleştirilen İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/516 Esas sayılı davada daha önce Yargıtayın bir denetiminin bulunmadığı gözetildiğinde, birleştirilen davanın ''istinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davaların birleşmekle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek ''istinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan birleştirilen dava dosyasının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi (anılan dosya temyiz edilmese dahi temyize tabi olan asıl davanın gönderilmesi) için dosyanın Mahkemesine iadesi gerekmektedir.

KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Dosyanın İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesine TETKİKSİZ İADESİNE,

17.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.