"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/81 E., 2022/47 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... İdaresi; davaya konu 61 nolu parselin vakıf taşınmazı olduğunu ileri sürerek gaiplik kararı verilmek suretiyle bir kısım paydaşların paylarının iptali ile 5737 sayılı Vakıflar Kanunu′nun 17. maddesi uyarınca Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davanın Hazineye ihbarı ile gerekli araştırmaların yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.11.2019 tarihli ve 2016/276 E., 2019/374 K. sayılı kararıyla; şartları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 16.06.2020 tarihli 2020/65 E., 2020/624 K. sayılı kararı ile; kararda isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 30.06.2021 tarihli 2020/2681 E., 2021/3661 K. sayılı kararı ile; usulüne uygun gaiplik ilanı yapılması ve Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan araştırmalar ve ilanlar neticesinde gaip oldukları anlaşılan malik hisselerine kayyım tayin edildiği, kayyımla idare süresinin 10 yılı geçtiği, gerekli ilanların yaptırıldığı belirtilip şartları oluşan davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, Vakıflar Kanunu'nun 30. ve Yönetmelik'in 178. maddesine göre taşınmazın vakıf yoluyla vücuda gelen kültür varlığı olması gerektiğini, bunun ispatına ilişkin belgelerin kanunda sayıldığını, zeminin vakfedilip yapıların zilyetleri tarafından yapılabileceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı gaiplik ve tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; 1130 ada 61 parsel sayılı 196,50 m2 miktarlı üç deposu olan mağaza nitelikli, ... ve ... Vakfı icareli taşınmazın tapu kayıtlarına ve bir çok evraka bağlı olarak 2261880/8245440’şer payı ... çocukları ..., ... ve ..., 168000/8254440 payı ... oğlu ..., 336000/8245440’ar payı da ... oğlu ... ve ... oğlu ... ve diğer kişiler adına tespit edildiği, tespitin 23.08.1952 tarihinde kesinleştiği, dayanak kayıtların dosya arasına alınmadığı, Beyoğlu 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.12.1989 tarihli 1988/778 E., 1989/1000 K. sayılı kararı ile ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından kayıt malikleri ..., ..., ..., ..., ... ve ... davalı olarak gösterilerek açılan davada kayıt maliklerine 3561 sayılı Kanun gereğince ... Defterdarlığının kayyım tayin edildiği, aynı dosyada 05.11.1990 tarihli karar ile kamulaştırma işlemleri için malik hanesi açık olan taşınmaza kayyım tayin edilmesi talep edildiğinden ve 07.12.1989 tarihinde kayyım tayin edildiğinden bahsedilmekle ... Defterdarının kayyım tayin edilmesi gerektiğinden Defterdar Zekeriya Temizel’in kayyım olarak atanmasına karar verildiği, taşınmazda 03.12.1986 tarih 6457 yevmiye numaralı ... Büyükşehir Belediyesi lehine kamulaştırma sebebiyle idari şerh olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline ya da bedelinin vakıflar idaresine ödenmesi için kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının, gaip olup olmadıklarının saptanması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Şöyle ki; kayıt maliklerine Beyoğlu 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/778 E., 1989/1000 K. dosyası ile ... Defterdarının kayyım tayin edildiği belirtilmiş olup dava dosyası dosya arasına alınmamış, kamulaştırma işlemleri için talepte bulunulduğu kararda belirtmesine rağmen temsil kayyımı mı yönetim kayyımı mı olduğu tespit edilmemiş, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavül kayıtları mercinden istenmemiş, üç ayrı vakfa ait olduğu anlaşılan vakıf şerhine ilişkin vakfiyeleri dosya arasına alınmamış, 01.06.2022 tarihli dilekçe ile ...’nin ... ve ...’un 1990 yılında İsrail’e göç ettiğini beyan ettiği halde bu husus incelenmemiş, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı, gaip kişilerden olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmamıştır.
Öte yandan, temyiz aşamasında 30.11.2023 tarihli dilekçe ile ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının taşınmazın 25.02.1986 tarih 221 sayılı Belediye Encümen kararı ile kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu, Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.04.1993 tarih 1990/542 E., 1993/237 K. sayılı karar ile kayyım aleyhine açılan davada kayıt maliklerinin paylarının 64.068.750,00 TL bedel karşılığında kamulaştırıldığını, tapu kayıtlarının iptali ile Belediye adına tescile karar verildiğini, bedelin bankaya yatırıldığını, kararın kesinleşmesine rağmen tescil işlemlerinin yapılmadığını, davanın Belediyeye ihbar edilmesi gerektiğini, kamulaştırma şerhi olduğunun açık olduğunu, taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini belirterek asli müdahale talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; öncelikle Beyoğlu 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/778 E., 1989/1000 K. sayılı ve Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/542 E., 1993/237 K. sayılı dosyalarının dosya arasına alınması, davalı kayyımın yönetim kayyım olup olmadığı belirlenmek suretiyle taraf ehliyetinin tespiti, asli müdahilin talebinin değerlendirilmesi, taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının kuşkuya mahal vermeyecek şekilde tespiti, çekişme konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren dayanak tüm belgelerin eksiksiz temini, ayrıca kayıt malikleri ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt maliklerinin nüfus kaydının ve mirasçıları bulunup bulunmadığının İlçe Nüfus Müdürlüğünden ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden tereddütte yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması, Vakıflar Genel Müdürlüğünden bahsi geçen vakıflara ilişkin belgeler-vakfiyeler istenerek uzman bilirkişi marifetiyle incelenmek suretiyle 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesindeki koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, dava konusu edilen payların keşfen dava tarihindeki değeri üzerinden alınması gereken 37.905,21 TL karar ve ilam harcından 375,71 TL peşin harç ve 9.100,00 TL tamamlama harcının mahsup edilerek bakiye kısmın alınması gerekirken, 9.100,00 TL harç alınmasına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kayıt maliki ... oğlu ...’nın baba adının “Ahasan” şeklinde yazılması da doğru değilir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.