Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1988 E. 2025/2891 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras taksim sözleşmesiyle davalıya verilmesi gereken taşınmazın sehven davacıya tescil edilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taksim işlemine bizzat katıldığı ve işlemden haberdar olduğu, sözleşmeden dönme iradesini hak düşürücü süre geçtikten sonra bildirdiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/771 E., 2024/263 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/194 E., 2022/409 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ile kardeş olup muris babaları ...'dan intikal eden taşınmazları kendi aralarında paylaştıklarını, 10101 ada 17 parsel sayılı taşınmazda iki katlı evi olduğunu ve bu taşınmazı 20 yılı aşkın süredir kullandığını, aralarındaki anlaşmaya göre 17 parsel sayılı taşınmazın kendisine, 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazların ise davalıya bırakıldığını, ancak yanlışlıkla 17 parselin davalı adına, 19 parselin ise kendisi adına tescil edildiğini, davalıya gönderdiği ihtarnameden bir sonuç alamadığını, 19 parseli davalıya devretmeye hazır olduğunu ileri sürerek 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; taşınmazın tescilinin 29.08.2013 tarihli miras taksim sözleşmesine göre yapıldığını, ayrıca hak düşürücü sürenin geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; taraflarca sözü edilen miras taksim sözleşmesinin yazılı olduğunun iddia edildiği fakat suretinin sunulmadığı, ayrıca 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarihli ve 2020/353 Esas, 2022/625 Karar sayılı kararı ile; hak düşürücü sürenin dolup dolmadığının, tedavüllü tapu kayıtları, resmi işlem senetleri, varsa taksim sözleşmesi getirtilip tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile yeniden yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin ilâm başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin ilâm başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının taksim işlemine bizzat katıldığı, 29.08.2013 tarihi itibarı ile işlemden haberdar olduğu,.... Noterliğinin 08.09.2017 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeden dönme beyanını davalıya bildirdiği, davanın da 04.04.2018 tarihinde açıldığı, 29.08.2013 tarihinde başlayan 1 yıllık hak düşürücünün dolmasından sonra davacı tarafça sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiği, fesih iradesinin bu tarihten daha önce bildirildiğinin ispatlanamadığı, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; miras taksim sözleşmesine göre davacıya verilmesi gereken 17 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı adına tescil edildiğini, hatanın parsellerin soldan değil sağdan başladığının düşünülmesinden kaynaklandığını, taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanıldığının tanık beyanları ile de sabit olduğunu, cevap dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilerek davalının savunmalarının ve delillerinin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, eldeki davanın Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayanılarak açıldığını, hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceğini, davalının davacıya ait taşınmazı devretmemesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra tanık ...'in yeniden beyanına başvurulmamasının hatalı olduğunu, tanık ...'in de beyanları ile taşınmazın davacıya ait olduğunu ikrar ettiğini, usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Bursa ili, Osmangazi ilçesi, ... köyünde yer alan dava konusu 10101 ada 17 parsel sayılı taşınmaz (922,53 m2, arsa) ile dava dışı 10101 ada 18 (943,30 m2, arsa) ve 19 (761,21 m2, arsa) parsel sayılı taşınmazlar tarafların murisi ...'a aitken onun ölümüyle 06.08.2013 tarihinde mirasçılarına (davanın tarafları ile dava dışı ... ve...'ye) intikal ettiği, tapuda yapılan 29.08.2013 tarihli mirasın taksimi işlemi ile dava konusu 17 parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı 18 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına, dava dışı 19 parsel sayılı taşınmazın ise davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.