"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2267 E., 2024/310 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/251 E., 2021/433 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Köy Tüzel Kişiliğini temsilen Köy Muhtarı; 02.09.2007 tarihli ve 110 sayılı Köy İhtiyar Heyeti kararı gereğince köy halkına istihdam sağlamak amacıyla davacı Köy Tüzel Kişiliği ile davalı Şirket arasında 07.12.2007 tarihli protokol düzenlendiğini, anılan protokol gereğince davalı tarafından üzerinde bir işletme kurulmak şartıyla davacı adına kayıtlı dava konusu 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Şirkete devredildiğini, anılan protokolün 4. maddesi gereğince taşınmaz üzerinde kurulacak işletmenin 2 yıl içinde faaliyete geçmediği takdirde taşınmazın karşılıksız olarak davacıya geri verileceğinin kararlaştırıldığını, davalı Şirketin 2007 yılından bu yana protokol gereğince edimlerini yerine getirmediğini, taşınmaz üzerinde herhangi bir faaliyet yapılmadığını, protokol gereğince taşınmazın davacıya iadesinin gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı Köy Tüzel Kişiliği adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Şirket vekili; adi yazılı protokolün hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, protokoldeki taşınmazın bedelsiz olarak geri devredileceği şartının kesin olarak hükümsüz olduğunu, satışın koşula bağlanmasının mümkün olmadığını, protokolün geçerli olduğu kabul edilse dahi 10 yıllık dava açma süresinin geçtiğini ve isteklerin zamanaşımına uğradığını, davalı Şirketin 2008 ve 2014 yıllarında taşınmaz üzerine inşaat yapabilmek için başvuruda bulunduğunu ancak olumlu cevap alınamadığını, davalı Şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı Köy Tüzel Kişiliğine ait dava konusu taşınmazın köy halkına istihdam olanağı sağlamak amacıyla işletme kurulmak üzere davalı Şirkete devredildiği, taraflar arasında imzalanan 07.12.2007 tarihli protokole göre tesisin 2 yıl içinde faaliyete geçmediği takdirde taşınmazın bedelsiz olarak davacı adına geri tescil edileceğinin kararlaştırıldığı, yapılan keşif sonrasında taşınmaz üzerinde herhangi bir inşaat yapılmadığının anlaşıldığı, davalı tarafından anılan protokolde öngörülen süre içerisinde koşulunun gerçekleştirilmediği, bağıştan rücu şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 11.12.2007 tarihinde davacı Köy Tüzel Kişiliği tarafından davalıya satış suretiyle temlik edildiği, taraflar arasında düzenlenen 07.12.2007 tarihli protokol uyarınca dava konusu taşınmazın üzerine 2 yıl içerisinde tesis kurulması, işçilerin %30'unun köyden sağlanması, köyün sosyal ve diğer hususlarda gelişimi ile köy gençlerinin sportif faaliyet sürdürmeleri konusunda maddi-manevi destek sağlanması şartlarıyla temlik edildiği, 2 yıl içerisinde tesisin faaliyete geçmemesi halinde taşınmazın bedelsiz olarak tekrar davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafça protokolün geçerli olmadığı, geçerli olsa dahi gerekli başvuruları yaptıkları fakat imar planı sebebiyle inşaata izin verilmediği savunulmuşsa da somut olayda taraflar arasında düzenlenen protokolde dava konusu taşınmazın açıkça ada-parsel numarası belirtildiği, protokolün 4. maddesi gereğince 2 yıllık süre içerisinde davalı tarafından taşınmaz üzerine tesisin kurulması yükümlülüğünün yerine getirilmediği, sözleşme uyarınca edimini yerine getirmeyen davalının dava konusu taşınmazı Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereğince davacıya geri vermesi gerektiği, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin sonucu itibarıyla doğru olduğu, ancak hukuki sebebin bağıştan rücu olarak nitelendirilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak kararın gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalının taşınmazı geri vermekle yükümlü olmasını gerekçe göstermişse de öncelikle taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin TBK hükümleri gereğince geçerli bir sözleşme olup olmadığını değerlendirmesi gerektiğini, davalı Şirketin dava konusu taşınmazı tapuda resmi şekilde kayıtsız ve şartsız bedelini ödeyerek devraldığını, davacının geri alım hakkına dayandırdığı adi yazılı sözleşmenin hiçbir resmi vasfı olmadığını, taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmelerinin resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmayacağını, dava konusu olayda 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının bağış koşulunun yerine getirilmediğini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açması gerektiğini, ayrıca bozucu koşula bağlanan sözleşmenin geçerli olmadığını, davalı Şirketin her şeye rağmen doğup büyüdüğü köye verdiği sözü yerine getirmeye çalıştığını ancak gerekli izinler verilmediğinden dava konusu olan taşınmazda tesis kurulmasının mümkün olmadığını, davalı Şirketin hiç bir kusurunun bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı Köy Tüzel Kişiliği adına kayıtlı dava konusu 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 11.12.2007 tarihinde davalıya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 29,539,71 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.