"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/238 E., 2022/165 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacının bir kısım mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu taşınmazı 30-35 yıldan beri imar ve ihya ederek tarım arazisi olarak kullandığını, taşınmazın zilyet ve tasarrufu altında olduğunu ileri sürerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; dava konusu taşınmaz bakımından zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince, hükümden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, yasal hasım olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2018/4402 Esas, 2020/4471 Karar sayılı kararı ile; yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırında Dicle Nehri bulunmasına rağmen taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre konumunun belirlenmediğine değinilerek dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilmesi, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi, üniversiteden temin edilecek 3 kişilik ziraat mühendisi ve 3621 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeolog veya jeomorfoloji mühendisinden oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılması; teknik bilirkişilerden kıyı-kenar çizgisini saptamalarının istenilmesi; bundan sonra, belirlenen kıyı-kenar çizgisi de gözetilerek çekişmeli taşınmaz bölümünün Dicle Nehrinin etki alanı içerisinde kalıp kalmadığı ve aktif dere yatağı içerisinde bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak denetime açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; çekişmeli taşınmazın haritası ile kıyı ve kıyı-kenar çizgisinin çakıştırılması neticesinde taşınmazın konumunun belirlemesinin istenilmesi; 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişisine taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin 24.02.2022
tarihli ve 2021/238 Esas, 2022/165 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma kararında belirtilen hususlarda araştırma, yazışma ve uzman bilirkişi heyeti eşliğinde taşınmaz başında keşif yapılmasının zaruri olduğu, başta hava fotoğraflarının dosyaya getirtilmesi gerektiği, davacı vekiline bu yönde eksik delil avansını tamamlaması hususunda ihtaratlı kesin süre verildiği, verilen süre içerisinde eksik delil avansının ikmal edilmediği, davacı tarafça delil avansı ve masraf yatırılmadan hava fotoğraflarının getirtilemeyeceği, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılamayacağı, davanın hüküm tesisine yeterli ve elverişli delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacının bir kısım mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacının bir kısım mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, delil avansının yatırılması için ihtarat içerir ara karara ilişkin duruşma zaptının kendilerine tebliğ edilmediğini, açık bir şekilde tebliğ şartlı ihtarat olduğunu, hatalı karar verildiğini bildirerek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK'nın 55 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı, 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Hemen belirtmek gerekir ki, miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada, davacının ölümü hâlinde HMK’nın 55 inci maddesi gereğince Mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacının tek bir mirasçısının bulunması hâlinde bu mirasçı, birden fazla mirasçısının bulunması hâlinde de TMK’nın 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye elbirliğiyle malik olmaları sonucu aralarında HMK’nın 59 uncu maddesi gereği mecburi dava arkadaşlığı bulunan mirasçıların tamamı davadan haberdar edilerek mirasbırakanları tarafından açılan davaya devam etme iradesinde olup olmadıkları belirlenmelidir. Bir başka ifade ile; davacının ölümünden sonra yargılamaya devam edilebilmesi için Mahkemece mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekir.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, dava konusu Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, ... köyünde bulunan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaza ilişkin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil isteği ile dava açtığı, yargılama sırasında 14.07.2020 tarihinde öldüğü, Mahkemece verilen kararın ölen davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Dairenin geri çevirme kararı üzerine ise ölen davacı mirasçılarından Bülent, Levent ve Zeynep'in hükmü temyiz eden davacı (ölen) vekilini vekil tayin ettiklerine dair vekaletname verdikleri, hükmü temyiz ettikleri anlaşılmaktadır.
3. Somut olaya gelince; Mahkemece, davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde eksik delil avansının ikmal edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de 25.11.2021 tarihli duruşmada, söz konusu delil avansının yatırılması için ihtarat içeren anılan tarihli duruşma zaptının davacı vekiline tebliği ile ihtarın yapılmış sayılacağına dair ara karar kurulduğu, ancak ihtarı içerir duruşma zaptının dosyada yeteri kadar avans bulunmadığından davacı vekiline tebliğe çıkarılamadığı, kaldı ki bu hususun bir sonraki 24.02.2022 tarihli duruşma zaptına da geçirildiği, 24.02.2022 tarihinde eksik delil avansının davacı vekili tarafından ikmal edildiği, bu durumda eksik delil avansının yatırılması için ihtarat içerir duruşma zaptı davacı vekiline tebliğ edilmediğinden, verilen kesin süre içerisinde eksik delil avansının ikmal edilmediğine dair yapılan tespitin hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
4. Hal böyle olunca, öncelikle yargılama sırasında ölen davacının mirasçıları yönünden taraf teşkilinin sağlanması, ölen davacının Bülent, Levent ve Zeynep dışında başka miraçıları da bulunduğu gözetilmek suretiyle diğer mirasçılar Aklime ve Dilara'nın da olurunun alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640 ıncı maddesi uyarınca atanan temsilciye tebligat yapılması suretiyle davanın sürdürülmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra, eksik delil avansının tamamlandığı gözetilmek suretiyle yargılamaya devam edilmesi, önceki bozma kararı gereğince işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının bir kısım mirasçıları vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacı tarafa iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.