Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2498 E. 2024/5201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro harici bırakılan ve sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından olağanüstü zamanaşımı ile iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, toplulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmazlar yönünden verilen iptal ve tescil kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Toplulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmazlarda, davacının zilyetliği nedeniyle iptal-tescil kararı verilmesi gerekirken, toplulaştırmanın amacına ve 5403 sayılı Kanun'a aykırı olarak, davacının zilyet olduğu kısımların ifraz yoluyla tesciline ve Hazine adına kayıtlı parsellerin de yeniden kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/154 E., 2024/36 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Gaziantep ili, ... ilçesi, ... köyü sınırlarında 101 ada bitişiğindeki tapu harici bırakılmış taşlık kısmın yaklaşık 23.000 m²'sini davacının 1970 yılından beri imar-ihya ettiğini ve taşınmaza antep fıstığı ağaçlarını ektiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesine uygun olarak taşınmaza yaklaşık 40 yıldan beri aralıksız ve nizasız malik sıfatı ile davacının zilyet bulunduğunu belirterek dava dilekçesinde hudutları belirtilen taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... vekilleri cevap dilekçesinde ve duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Davalı Köy Muhtarı yargılamaya katılarak açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne dair verdiği kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.06.2015 tarihli ve 2014/16965 Esas, 2015/8858 Karar sayılı bozma ilamı üzerine verdiği 20.09.2018 tarihli 2015/1477 Esas, 2018/902 Karar sayılı kararı ile; davacının zilyetliğinin nizasız ve fasılasız olarak iyi niyetle sürdüğü, bu suretle açılan davanın yasal koşullara uygun bulunduğu, davacının davasının sübut bulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; tapunun 101 ada nosu içinde bulunan, fen bilirkişisi raporunda (E), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen toplam 15.647,95 m²/lik kısmının davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 7.250,73 m2'lik kısımda davacının zilyetliğinin tespitine, bu kısma yönelik tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ile ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi, 2019/807 Esas, 2021/4641 Karar sayılı, 02.06.2021 tarihli kararı ile; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber davaya konu taşınmazların yargılama sırasında idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğünden, hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan ... vekilinin temyiz inceleme istemi reddedilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, ancak eldeki dava, tapusuz taşınmazın tescili istemiyle açılmış ise de yargılama sırasında çekişmeli taşınmazlar hakkında idari yoldan tapu kaydının oluştuğu anlaşıldığına göre hüküm kurulurken çekişmeli her bir taşınmaz yönünden ayrı ayrı tapu kaydının iptaline hükmedilmeksizin tescil hükmü kurulmasının isabetsiz oduğuna değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesince verilen 23.03.2023 tarihli 2021/9380 Esas, 2023/1660 Karar sayılı karar ile, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılama sırasında dava konusu taşınmazın dört ayrı parsel numarası alarak tapuya kayıt ve tescil edilidiği, kadastro teknisyeni fen bilirkişisi ve harita mühendisi bilirkişisi tarafından (B), (C), (D), (E) harfleri ile belirtilen ve tapuya tescil edilen taşınmazlar ile ilgili 1985, 1992, 1999 yıllarına ait hava fotoğraflarında yapılan incelemede tarımsal faaliyetin denetlendiği ve aralıksız devam ettiğine dair rapor sunulduğu, üçlü ziraat bilirkişisi heyeti tarafından sunulan bilirkişi raporunda davacının kullandığı ve (B) harfi ile gösterilen alanın 166 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içersinde kaldığı ve parselin kanal olduğu, 130 ada 2 parselin içerisinde (C) harfi ile gösterilen alanda, 135 ada 1 parselin içerisinde (D) harfi ile gösterilen alanda, 134 ada 1 parselin içerisinde (E) harfi ile gösterilen alanda 30-35 yaşlı Antep fıstığı ağaçlarının bulunduğunun belirtildiği, ziraat bilirkişileri raporu ile fen bilirkişisi ve harita mühendisi bilirkişi raporlarının birbiri ile uyumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Hazine adına tescilli 101 ada nolu taşınmazın 09.03.2018 havale tarihli rapor ve ekli krokide; mülkiyeti Hazineye ait 130 ada 2 nolu parsele ait tapu kaydının iptali ile krokide (C) harfi ile gösterilen 7.786,76 m2’lik yerin ifraz edilerek davacı adına fıstıklık cinsinde ayrı parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan 4.781,43 m2’lik yerin 130 ada 2 nolu parsel olarak Hazine adına tesciline, mülkiyeti Hazineye ait 135 ada 1 nolu parsele ait tapu kaydının iptali ile krokide (D) harfi ile gösterilen 6.780,20 m2’lik yerin ifraz edilerek davacı adına fıstıklık cinsinde ayrı parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan 887,51 m2’lik yerin 135 ada 1 nolu parsel olarak Hazine adına tesciline, mülkiyeti Hazineye ait 134 ada 1 nolu parsele ait tapu kaydının iptali ile krokide (E) harfi ile gösterilen 1.080,99 m2’lik yerin ifraz edilerek davacı adına fıstıklık cinsinde ayrı parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline, geriye kalan 12.133,26 m2’lik yerin 134 ada 1 nolu parsel olarak Hazine adına tesciline, mülkiyeti DSİ’ye ait 166 ada 1 nolu parselin krokide (B) harfi ile gösterilen 7.250,73 m2'lik kısımda davacının zilyetliğinin tespitine, bu kısma yönelik tescil talebinin reddine, fen bilirkişisi Abdullah Sungur ve Harita Mühendisi Bülent Göksu tarafından hazırlanan 09.03.2018 havale tarihli raporun ve ekli krokinin kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerlerin zilyetliğe dayalı olarak iktisabı için gerekli şartların oluşmadığını, bilirkişi raporlarında imar-ihyanın tamamlandığı belirtilse de bunun ne şekilde gerçekleştiğinin açıklanmadığını, davanın reddedilen kısmı üzerinden lehe vekâlet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, Yargıtayın içtihatlarına göre eksik araştırma ile karar verildiğini öne sürerek ve re'sen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı ve ihdasen Hazine adına kaydedilen taşınmazın olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın 1972 yılında ... köyünde yapılan kadastro sırasında "taşlık" vasfıyla tescil harici bırakıldığı, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın bir kısmını içine alan 101 ada 310 ve 316 parsel sayılı taşınmazların idari yoldan Hazine adına tapu kaydının oluştuğu, bilahare arazi toplulaştırma işlemi sonucu 11.09.2015 tarihinde (B) harfi ile gösterilen alanın içinde kaldığı 166 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına, (C) harfi ile gösterilen alanın içinde kaldığı 130 ada 2 parsel sayılı, (D) harfi ile gösterilen alanın içinde kaldığı 135 ada 1 parsel sayılı, (E) harfi ile gösterilen alanın içinde kaldığı 134 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ham toprak vasfı ile Hazine adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

2. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Ne var ki, dava ve temyize konu anılan taşınmazların toplulaştırma işlemine tabi tutularak Hazine adına tescil edilmiş olmasına göre Mahkemece gerek görüldüğü takdirde fen bilirkişisinden rapor alınarak taşınmazda davacı paydaş kılınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek toplulaştırma çalışmalarının ve 5403 sayılı Kanun'un amacına aykırı biçimde çekişmeli kısımların bulunduğu toplulaştırma sonucu oluşan parsellerden ifrazına karar verilmek suretiyle iptal-tescil hükmü kurulmuş olması doğru değildir.

Kabule göre de; taşınmazlardaki çekişmeli kısımların tapu kaydının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verildikten sonra, iptal edilen kısımlar dışında kalan payların davalı üzerinde bırakılmasına şeklinde hüküm tesisi ile yetinilmesi gerekirken davalı Hazine payının tescil sebebinin değişmesine sebebiyet verecek şekilde yeniden kayıt ve tescil karar verilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.