"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2203 E., 2023/1634 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/441 E., 2022/308 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar; mirasbırakan babaları ile annelerinin ayrıldığını, babaları ile ilişkilerinin devam ettiğini, aralarında bir sorun olmadığını, ölene kadar murisle ilgilendiklerini, murise kendilerinin bakmak istediğini, elden ayaktan düşünce yanınıza gelirim, köy daha iyi dediğini, murisin şeker nedeniyle ayağının kesildiğini, murise evde ücretsiz kalması karşılığında bakıcı ve eşinin baktığını, davalının murise hiç bakmadığını, onu mağdur ettiğini, murisin, davalının yönlendirmesi ile çocuklarına miras bırakmamak için dava konusu 1699 parsel sayılı taşınmazdaki payını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı kardeşine temlik ettiğini, devrin bağış amacıyla yapıldığını, taşınmazdan faydalanıldığını ileri sürerek ölünceye kadar bakma akdinin iptaline, taşınmazdaki muris payının davacılar adına veraset ilamındaki paylar oranında tesciline, mümkün olmazsa tenkisi ile hesaplanacak ecrimisilin payları oranında kendilerine verilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Birleştirilen davada davacılar; mirasbırakan babalarının 1706 ve 1715 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını muvazaalı olarak davalılara temlik ettiğini ileri sürerek satış işleminin iptaline, taşınmazlardaki muris payının davacılar adına veraset ilamındaki paylar oranında tesciline, mümkün olmazsa tenkisi ile hesaplanacak ecrimisilin payları oranında kendilerine verilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı; davacıların murislerine bakmadıklarını, murisin ölmeden 3 sene önce felç geçirdiğini, şeker nedeniyle bacağının kesildiğini, murisin altını eşinin temizlediğini, bir süre sonra bakıcı tutulduğunu ancak bakıcı kaçmasın diye eşinin murisin altını temizlemeye devam ettiğini, davacılara babalarına bakmaları ve taşınmazı almalarını söylemelerine rağmen davacıların bunu kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Birleştirilen davada; Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ve 2019/254 Esas, 2021/201 Karar sayılı karar ile; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli ve 2021/1170 Esas, 2021/1548 Karar sayılı kararı ile; Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/192 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi, muris adına kayıtlı temlik dışı kalan aktif ve pasif taşınmazların bulunup bulunmadığının araştırılması, davaların esası hakkında birlikte değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılması ile yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararı sonrası dosya Mahkemenin 2021/502 Esasını almış, Mahkemece 20.12.2021 tarihli karar ile; davanın Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/441 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl davada; İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2021 tarihli ve 2019/192 Esas, 2021/268 Karar sayılı kararı ile; muris muvazaasına dayalı davalı ... hakkında açılan davanın ve muris tarafından bizzat ölünceye kadar bakım sözleşmesi dolayısı ile yapılan devir dolayısıyla ölünceye kadar bakım borcunun yerine getirilmediğinin ispat edilemediği ve ölünceye kadar bakım sözleşmesi ivazlı olup davalı da murisin yasal mirasçısı olmaması nedeniyle tasarrufun tenkise tabi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2021 tarihli ve 2021/1701 Esas, 2021/1543 Karar sayılı kararı ile; aralarında bağlantı olduğu anlaşılan Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/254 Esas sayılı dava dosyasının iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesinin beklenerek muris adına kayıtlı temlik dışı kalan aktif ve pasif taşınmazların bulunup bulunmadığının araştırılması, davaların esası hakkında birlikte değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasbırakanın davalılar ... ve ...'a yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, temlikin, satış karşılığı gerçekleştirildiği, davalılar ... ve ...'ın davalı ...'a yapmış olduğu temlikle ilgili olarak da belirtili davalıların gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı, temlikin satış karşılığı gerçekleştirildiği, dinlenen taraf tanıklarının temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna yönelik beyanlarının bulunmadığı, davacı tarafın iddiasını ispata yarar başkaca delil göstermediği, dosya kapsamında mirasbırakan ile davacılar arasında temlik tarihinde mal kaçırmayı gerektirecek herhangi bir husumetin ortaya konulamadığı, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı olmadığı, muris muvazaasına dayalı davalılar hakkında açılan davanın davalının murisin yasal mirasçısı olmaması nedeniyle tasarrufun tenkise tabi olmadığı ve ecrimisil yönünden haksız kullanım ispat edilemediği gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden, dava konusu taşınmazın devrine ilişkin bakım sözleşmesi gereklerinin davalı tarafından yerine getirildiği, taşınmazın devrine dair sözleşmenin de murisin kendisine bakılacağı inancıyla yapıldığı ve makul sayılabilecek bir karşılık olduğu, davacıların, muris ile kendilerinden mal kaçırmasını gerektirecek nitelikte bir husumetlerinin bulunmadığı; birleştirilen dava yönünden, davalıların dava konusu taşınmaz ve ana dava dosyasına konu taşınmazın kök murisleri ... ...'tan kaldığını ve kullanım durumları gereği tüm mirasçılar arasında yapılan anlaşma ile bir paylaşım yapıldığını ve buna göre 1699 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini devretmelerine karşılık dava konusu 1706 ve 1715 parsel sayılı taşınmazlardaki hisseleri devraldıklarını ve bu nedenle murisin mal kaçırma kastıyla hareket etmediğini savundukları, belirtilen terekeye konu taşınmaz temliklerinin aynı gün tapuda yapıldığı, murisin mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirecek bir beşeri ilişki sorununun bulunmadığı, temlik konusu taşınmaz değeri ile resmi senetteki değer arasındaki fahiş farklılığın muvazaayı tek başına ispata yeter olmadığı, mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırma kastıyla hareket ettiği iddiasının tereddütsüz şekilde ortaya konulamadığı, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken neye göre belirlendiği anlaşılamayan bir değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Kararı duruşma istemli istinaf etmelerine rağmen duruşmasız karar verildiğini,
b. Birleştirilen davada, ilk kararda davanın kabulüne karar verildiğini, kararın usulden kaldırılmasına rağmen ilk kararın aksine karar verildiğini,
c. Tanıkların beyanlarının İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınmadığını, bu durumun gerekçede de belirtildiğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tanıkların yalancı tanıklık yapmadıklarının ispatlandığını,
d. Hakimin çekilmesi talebine rağmen hakimin zorla davaya baktığını, asıl ve birleştirilen davada terditli talepleri yönünden karar verilmediğini,
e. Muvazaanın ispatlanmasına rağmen davaların reddedildiğini, bedeller arasında aşırı fark olduğunu, murisin neredeyse tüm mal varlığını devrettiğini, makul oranın olmadığını, bedel ödenmediğini,
f. Birleştirilen dava yönünden paylaşımın söz konusu olmadığını, yazılı bir miras sözleşmesi bulunmadığını,
g. Muris ile çocukları arasında husumet olmamasının hatalı yorumlandığını, müvekkillerinin annelerine murisin husumeti olduğunu, müvekkillerinin annelerinin yanında iş kurup hayatlarına devam ettiğini,
h. ...’ın murise bakmadığını, ... eşinin sözleşme sonrasında da taşınmazın kirasını murisin aldığını beyan ettiğini, murisin bakıcısının olduğunu,
i. Tanık beyanlarının muvazaayı ispatladığını,
j. Birleştirilen davada vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını,
k. Kararın gerekçeli olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ile ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; asıl davaya konu 1699 parsel sayılı taşınmazın 17.10.2016 tarihinde muris ...’in babası ...’tan mirasçılarına intikal ettiği, ...’in taşınmazdaki payını 21.10.2016 tarihinde davalı kardeşi ...’a ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, birleştirilen davaya konu 1706 ve 1715 parsel sayılı taşınmazların da 20.10.2016 tarihinde muris ...’in babası ...’tan mirasçılarına intikal ettiği, ...’in taşınmazlardaki payını 25.10.2016 tarihinde davalı kardeşleri ... ve ...’ya temlik ettiği, davalı ... ve ...’nın 1706 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını 02.12.2016 tarihinde davalı ...’a devrettikleri, ...’in 08.05.2019 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak davacı çocukları ..., ..., ..., ... ve ...’in kaldığı görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle muris muvazaası iddiasının kanıtlanamadığı gibi mal kaçırma kastı olmayan ivazlı akitlerde tenkis iddiasının da dinlenemeyeceği dikkate alınarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davacılardan; 615,40 TL onama harcının da temyiz eden birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.