Logo

1. Hukuk Dairesi2024/258 E. 2025/484 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazın, vekil tarafından üçüncü kişiye satışı üzerine açılan tapu iptal ve tescil davasında, taşınmazın yargılama sırasında devredilmesi nedeniyle HMK 125. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın yargılama sırasında devredilmesine rağmen, mahkemenin HMK'nın 125/1. maddesini re'sen nazara alıp davacıya seçimlik hakkını hatırlatması ve buna göre karar vermesi gerekirken, bu husus gözetilmeden hüküm kurulması usule aykırı görülerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2808 E., 2023/1587 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/11 E., 2022/313 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının ... Garaj isimli firmada servis-kiralama işi yaptığını, davalılardan ...'ın zaman zaman eşiyle birlikte gelip lüks araç kiralayarak davacının çalışanı dava dışı ... ...'ın güvenini kazandığını, davacının da çalışanı ...'ın referansıyla, müteahhitlik yaptığını söyleyen davalı ...'ın teklifi üzerine çok sayıda olduğunu iddia ettiği şantiyelere ortak olma karşılığında 1500 ada 2 parseldeki 11 nolu bağımsız bölümü davalıya vermeyi üstlenerek davalının sözde şantiyelerine ortak olduğunu, daha sonra davalı ...'ın bu taşınmazın ortaklık için yeterli olmadığını 200.000,00 TL daha ödemesi gerektiğini söylemesi üzerine 2012 Audi A6 marka aracı davalının akrabası olan dava dışı ... ...'e devrettiğini, davacının davalıya kat karşılığı aldığını sandığı arsaların resmi sözleşmelerini görmek istediğini söylemesi üzerine davalının kendisini geçiştirdiğini ve taşınmazın devrini yapabilmek için davacıdan vekaletname aldığını, daha sonra 450.000,00 TL değerindeki taşınmazı 150.000,00 TL bedelle diğer davalıya devrettiğini, tapuda gösterilen bedel ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek 11 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; usulünce tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.

2. Davalı ... vekili; davalı ... ile diğer davalı ... arasında daha önceye dayalı bir tanışıklığın ve muvazaalı bir işlemin bulunmadığını, taşınmazın satış bedelinin vekil olan davalı ...'a ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalılar arasındaki devrin muvazaalı olduğunun kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 29.11.2021 tarihli ve 2020/1367 Esas, 2021/1643 Karar sayılı kararı ile; davanın yeniden görülerek vekaletin hile ile alınıp kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı olarak araştırma ve inceleme yapılması ve buna göre yeniden olumlu veya olumsuz gerekçeli bir karar verilmek üzere dava dosyasının Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın rayiç değeri ile resmi satış senedinde gösterilen satış bedeli arasında misli fark bulunduğu, davalı ...'ın taşınmazı rayiç değerinden satın aldığına ilişkin iddiasını usulüne uygun yazılı bir delil ile kanıtlayamadığı, diğer davalı ...'ın ise taşınmazı rayiç değerinden sattığını ve davalı ...'dan tahsil ettiği satış bedelini davacıya ödediğini ispatlayamadığı, davalı ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığı, davalı ...'ın ise kötüniyetli olduğu, nitekim bedel farkı nedeni ile vekaletnamenin kötüye kullanıldığını bilmesi gerektiği, vekil ile alıcının el ve iş birliği içinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; davacı tarafından vekaletnamenin iradi olarak verildiği, vekilin dava konusu taşınmazın satışı hususunda yetkilendirildiği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispat edilemediği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları yinelemiş, davalı ...'ın davacının iradesini hileyle sakatlayarak kendisine vekaletname verilmesini sağladığını, davalılar ... ve Yıldırım arasında yapılan taşınmaz devir işleminin muvazaalı olduğunu, davalıların ... ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, Bölge Adliye Mahkemesince muvazaayı ispatlayan deliller görmezden gelinerek davacının büyük bir mağduriyete sürüklendiğini, davalılar arasındaki muvazaanın, davalı ...'ın kolluk ifadesi ve bu ifadeyi doğrulayan tanık ... ... ve ... ...'ın duruşmadaki beyanları, davalılar arasında satışa ilişkin para akışının olmaması, davalı ...'ın satış işlemi öncesi taşınmazı görmemesi ve satış sonrası kira bedellerini almak için harekete geçmemesi vs. delilleri ile ispatlandığını, öte taraftan vekaletnamenin hem geçersiz olması sebebi ile hem de vekaletnamenin geçerli olduğu kabulü ihtimalinde vekilin vekalet görevini kötüye kullanması sebebi ile tescilin yolsuz olduğu hususunun da delilleri ile ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 25.04.2017 tarihinde davalı ...'ı vekil tayin ettiği, vekaletnamede dava konusu 1500 ada 2 (yeni 15466 ada 2) parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin satış yetkisinin yer aldığı, vekil ...'ın davacıya ait 11 nolu bağımsız bölümü 03.05.2017 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...'ın da taşınmazı yargılama sırasında 29.04.2022 tarihinde dava dışı ... ..., ... ... ve ... ...'e eşit paylarla devrettiği anlaşılmaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, "Dava Konusunun Devri" başlıklı 125. maddesinin ilgili bölümü şöyledir; " (1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.”

Somut olayda; dava konusu 11 nolu bağımsız bölüm yargılama sırasında davalı ... tarafından dava dışı kişilere devredilmesine rağmen re'sen nazara alınması gereken HMK’nın 125/1. maddesi göz ardı edilmiştir.

Hal böyle olunca, Mahkemece HMK'nın 125/1. maddesi gereğince davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak dava konusu taşınmaz yönünden davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.